Şimdi anlıyorum tradutor Espanhol
2,531 parallel translation
Ve bunu şimdi anlıyorum.
Ahora lo entiendo.
Neden meşgul olduğunu şimdi anlıyorum.
No es de extrañar que hayas estado tan ocupado.
Şimdi anlıyorum. Bayağı uzunmuş. O şeyin savrulması için rüzgâra bile gerek yok.
ES TAN LARGA QUE NO HACE FALTA VIENTO PARA QUE ONDEE.
Çocuklarımızı okul sistemi yöntemiyle besleyince neler olduğunu şimdi anlıyorum.
Ahora veo lo que pasa... con la manera como alimentamos a nuestros niños en el sistema escolar.
Şimdi anlıyorum senin gözünün morarma sebebini.
Entendí como te conseguiste esa cara.
Şimdi anlıyorum ki tam isabet olmuş.
Ahora bien, creo que sería una buena cosa.
- Ne bekliyordun doktor? - Bilmiyorum, şimdi anlıyorum...
¿ Qué esperaba, Doctor?
Şimdi anlıyorum.
Ahora lo entiendo.
Şimdi anlıyorum ki kibirliymişim.
Ahora veo que eso fue orgullo.
Şimdi anlıyorum her şeyi!
¡ Ahora todo tiene sentido! - ¿ Qué?
Obi-Wan Kenobi'nin Darth Wader ona düşman olduğunda ne hissettiğini şimdi anlıyorum.
Pero ahora finalmente sé lo que Obi-Wan sintió cuando Darth Vader se volvió contra él.
Onun hep sürtüğün teki olduğunu düşünmüştüm ama, şimdi anlıyorum ki. İçimizden biriymiş.
Siempre he pensado que no era más que algún tipo de puta engreída, pero ella es realmente un de las personas.
Şimdi anlıyorum.
Lo veo ahora.
* Ama şimdi anlıyorum ki *
* Pero ahora me doy cuenta *
Şimdi anlıyorum neden hiç çocuk sahibi olmadığını!
¡ Esa es la razón por la que nunca has tenido un niño!
Şimdi anlıyorum ki, her çocuk Tanrının bir armağanıdır.
Ahora comprendo que cada hijo es un don de Dios.
Facebook sayfandaki garip deve yarışı fotoğraflarını şimdi anlıyorum.
Bueno, eso explica esas enigmáticas fotos de carreras de camellos de ti página de Facebook.
Şimdi anlıyorum.
Ahora sí.
Şimdi anlıyorum ki sadece bir kısmı benim hatamdı.
Ahora me doy cuenta de que sólo en parte fue mi culpa.
Ve bilmeni isterim ki, üzgünüm ve şimdi anlıyorum.
Y quiero que sepas que lo siento y que te entiendo.
Şimdi anlıyorum.
Lo entiendo ahora.
Ama şimdi anlıyorum ki, aslında aşk ve öfkeyi anlatıyor. - Bağıntılı duygular olsalar da, nihayetinde... - Bağdaşmazlar.
Ahora veo que se trata del amor y de que están ligados pero son...
Bu semtteki biftek ve yumurtaları nasıl 1.99 dolara aldığını şimdi anlıyorum.
Ahora sé por qué puedes comer un filete con huevos por sólo $ 1.99 en este pueblo.
Şimdi anlıyorum ki ben aslında o sorular için yaşıyormuşum.
Me doy cuenta que vivía para esas preguntas.
Ne olduğunu şimdi anlıyorum.
Ya veo como funciona.
Bunu şimdi anlıyorum.
Ahora Io entiendo.
Şimdi anlıyorum.
Finalmente comprendí.
Canımın bağışlanmasının sebebini şimdi anlıyorum.
Ahora comprendo por qué no me mató.
Şimdi anlıyorum. İşte insanlığın bu.
Dios, él pudo ver su humanidad
Şimdi anlıyorum. Jayd'in gerçek koruyucusu Altın Ejder değil Laira Omoto'dur.
Ahora veo que el verdadero protector de Yéid no es el Dragón Dorado sino Láira Omóto.
Senin neden gelip durduğunu şimdi anlıyorum.
Veo por qué regresas a la casa del árbol.
Onun ne demek istediğini şimdi anlıyorum.
Y ahora entiendo lo que quería decir.
Şimdi anlıyorum.
Ahora lo veo.
Annenin onu neden terk ettiğini şimdi daha iyi anlıyorum.
No me imagino por qué lo dejó.
İlk karının seni neden terk ettiğini şimdi daha iyi anlıyorum.
Ahora sé por qué te dejó tu primera esposa.
Tamam, şimdi, toparlamaya çalışıyorum. Biraz aptallaştım da çünkü. Bazen bir şeylerin tekrar edilmesine gerek duyarım bazen de bir şeyleri ilk anlatışta anlıyorum, öyle işte.
Déjame ver si entiendo, porque soy un poco disléxico y a veces necesito que me repitan las cosas porque no las proceso la primera vez.
Şimdi insanların neden hiçbir zaman kullanmadığı ama yeri geldiğinde onları düşünmeden sattığını daha iyi anlıyorum.
Ahora sé que hay que desconfiar de la gente que vende herramientas pero que jamás las usan.
Şimdi Zambak'ın Kar Çiçeği için yazdığı son yazıyı ve o yazının Sophia'yla benim için ne ifade ettiğini anlıyorum.
Ahora comprendo la última inscripción de Lily para Snow Flower y lo que significó para Sophia y para mi.
Ama şimdi bu hediyenin ona da verildiğini anlıyorum.
Pero ahora veo que también fuiste un regalo para ella.
Şimdi niye sürekli kaza yaptığını anlıyorum.
Ahora veo por qué siempre tienes accidentes.
Kesinlikle hepinizi anlıyorum, önce kardeşimi ve karısını kaybettim ve şimdi de sevgili Kunal'ımı.
Seguro de que todos ustedes entienden, primero perdí a mi hermano y a su mujer y ahora a mi amado Kunal.
Şimdi tamamen anlıyorum.
No, ahora lo entiendo.
Şimdi ne olduğunu anlıyorum tabii ki..
Y por supuesto ahora sé por qué.
Şimdi sizin için zor bir zaman olduğunu anlıyorum.
Ahora. Entiendo que era un momento difícil para usted.
Şimdi o fotoğrafları anlıyorum.
Oh, ahora entiendo estas fotos.
Aman tanrım. Şimdi daha iyi anlıyorum.
Oh, Dios mío, ahora sí que lo entiendo.
Şimdi kendimi anlıyorum.
Ahora... me entiendo a mí mismo.
Neden vurduğunu anlıyorum şimdi.
Ahora sé por qué le disparaste.
Şimdi anlıyorum bataklığı niye kıztaklık yaptığını.
veo cómo le haya proporcionado
Şimdi o kadının ne demek istediğini anlıyorum...
Ahora entiendo a lo que se refería esa mujer cuando...
Şimdi daha iyi anlıyorum.
Estoy cada vez mejor.
anlıyorum 6300
anliyorum 48
anlıyorum efendim 53
anlıyorum ki 37
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdilik 467
anliyorum 48
anlıyorum efendim 53
anlıyorum ki 37
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdilik 467
şimdi değil 438
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdiden 33
şimdi neredesin 37
şimdi gidiyorum 125
şimdi dinlen 19
şimdi ne yapıyor 40
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi de bu 52
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdiden 33
şimdi neredesin 37
şimdi gidiyorum 125
şimdi dinlen 19
şimdi ne yapıyor 40
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdi de bu 52
şimdi nereye gideceksin 21
şimdi ne yapayım 18
şimdi ne oluyor 28
şimdi ise 87
şimdi gitmeliyim 115
şimdi olmaz 798
şimdiyse 77
şimdi ne olacak 465
şimdi git 292
şimdi hatırladım 246
şimdi ne yapayım 18
şimdi ne oluyor 28
şimdi ise 87
şimdi gitmeliyim 115
şimdi olmaz 798
şimdiyse 77
şimdi ne olacak 465
şimdi git 292
şimdi hatırladım 246