English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ 5 ] / 50 dolar mı

50 dolar mı tradutor Francês

682 parallel translation
- Hepsine 50 dolar mı?
- Pour tout ça?
Her lavaboya gidişinde gerçekten sana 50 dolar mı veriyorlar?
On vous donne vraiment 50 $ pour aller aux toilettes pour dames?
Bu şekilde konuşma Mac. 50 dolarım bile olduğunu sanmıyorum.
Ne dis pas ça, Mac, je ne pense même pas avoir 50 $.
Yani bir öğretmen 50 dolarını almaya razı mı oldu?
Un professeur a accepté tes 50 $?
- 50,000 dolarım var.
- J'ai 50 000 dollars.
Hawthorne kardeş, burada yazılanlara göre... Woolridge'e yarım haftalık çift sürme kirası yani dolar hesabıyla 55.47 dolar borcun varmış.
Mais il est aussi écrit ici, cher M. Hawthorne, que vous devez à M. Woolridge la somme de 55 dollars et 47 cents, avec 1 dollar 50 d'intérêts par semaine.
Her sene 50,000 dolar ikiniz de hayatta olduğunuz sürece siz ve Bay Kane'e ödenecek ardından da hayatta kalana.
La somme annuelle de 50 000 dollars sera versée à vous et M. Kane jusqu'à la fin de vos jours, puis au survivant.
50 dolarımız yok, biliyorsun. Onun da 100 doları yok.
Vous savez bien qu'on n'a pas 50 $ et encore moins 100 $.
50 dolarımız varken iyiyim tabii.
Ces 50 $ arrangent les choses.
- 50 dolarımız yok.
- On ne les a pas.
50 dolar alayım.
C'est 50 dollars.
Şimdilik sadece 50 dolar avans verin Ben de ablanızız bulayım.
Vous me donnez une petite provision, 50 dollars,
- Şapka için bana 50 dolar verdi.
Petite garce! Elle m'avait donné 50 dollars!
Ortada 50 bin dolar vardı ve bir adamın hayatı bana hiç bir zararı okunmamış bir adamın önemsemediği ama benim önemsediğim bir kadınla evli olması dışında.
Il y avait 50 000 dollars en jeu et la vie d'un homme. Il ne m'avait rien fait, sauf qu'il n'aimait pas sa femme. Et que moi, je l'aimais.
Hisselerini buraya getirmelerini söyle ve bir dolar başına yarım sent vereceğim.
Dites à vos clients que je rachète leurs parts 50 cents par dollar. Vous ne ratez jamais une occasion, mais celle-ci va vous échapper.
Biri beş sentle yaptığı telefon görüşmesiyle bankalarımdan birine rüşvetle baskın düzenletebiliyorsa yılda 50 bin dolarımı alan politikacımın bana nedenini söylemesini istiyorum.
Si une rafle sur mes banques coûte le prix d'un appel, mon politicien à $ 50 000 par an doit me dire pourquoi.
Benim 150 Dolarım var, Curtin'in de bir o kadar.
On a chacun 1 50 $ à mettre.
Sen olmasan kasa başına 6,5 dolar alamazdım.
J'aurais pas eu 6,50 $ le cageot de pommes sans toi.
Haklı olabilirsin. Kasa başına yarım dolar veririm.
T'as raison. 50 cents le cageot.
Figlia, Pete o elmaları yoldan toplaması için kasa başına yarım dolar veriyor.
Figlia paye Pete 50 cents le cageot pour ramasser les pommes.
Kasası yarım dolar.
50 cents le cageot!
Kasası yarım dolar.
50 cents le cageot.
- Kasası yarım dolar!
- 50 cents le cageot!
- Kasası yarım dolar.
- 50 cents le cageot!
Kasa başına iki dolar almışsın.
50 cents le cageot. Demande à Figlia ce qu'il m'a filé.
Ancak yapamıyorum çünkü 50,000 dolarım yok.
Tout est à l'eau... faute de 50 000 dollars.
Bana göndermediğin şu 50 dolar için teşekkür ederim.
Merci pour les 50 billets que tu ne m'as pas envoyé.
Elli dolar mı?
50 $? 100 $?
- Korkarım öyle değil. - Bu işte 50 bin dolar var demiştin.
Tu disais qu'il y en aurait pour 50 000 dollars.
Çünkü yarım saat önce buraya gelip benden 50 bin dolar çarptı. - 50 bin mi?
Il est venu ici chercher ses 50 000 dollars. 50 000?
Bir tane doru atımız var, koşum takımıyla beraber 50 dolar.
J'ai un alezan que je peux vous vendre pour 50 $, selle et tout.
Bayım ben bir parça sığır eti için size 50 dolar verebilirim.
50 dollars pour une tranche de bœuf!
Benim yerlerimden ödünç aldığın 50 doları bana verebilirsin.
Rends-moi les 50 dollars que tu m'as empruntés.
- Sıkıştık tatlım. - Gerçekten çabucak 50 dolarım var.
Je vais toucher 50 dollars.
Şapkaya 22.50 dolar verdim.
Le chapeau m'a coûté 22,50 dollars.
Yarım milyonla 7 50 bin dolar arası.
J'ai gagné plus d'un demi million de dollars.
Homewood Kredi'den 50 dolar almıştım. - Tatile çıkıyorduk.
J'ai emprunté 50 $... pour nos vacances.
Her biri de, Millington'a geri dönüp yumurcaklarına uygun bir ev kurabilmen için sana yarım dolar göndererek arkadaşlıklarını ispata hazır.
Et chacun d'eux va vous le prouver en vous envoyant 50 cents. Ainsi vous achèterez une jolie maison pour vos gosses.
Buna 50 dolar yatırdım şimdiye kadar değil mi?
J'ai dû investir environ 50 dollars, pas vrai?
- Evet, 2.50 dolarım kaldı.
Si. 2,50 dollars.
Oh lütfen yapamassın ve Bay McKinney için... 50 dolar verilmesini istiyorum.
Oh, je t'en prie, tu n'as pas à... Et je veux que M. McKinney... ait un beau billet de cinquante dollars tout neuf.
- 50 dolar zam alacağım.
- Je veux mes 50 dollars.
"Bay Fitzsimmons... lavabo için, 50 dolar."
"M. Fitzsimmons, toilettes pour dames, 50 $."
Bu sıçanların her biri lavabo için 50 dolar vermesine rağmen, banka hesabım altı ay öncesine göre 9 dolar azalmış.
En dépit du fait que ces ordures allongent 50 $ pour les toilettes pour dames comme des marionnettes, j'ai 9 $ de moins sur mon compte en banque qu'il y a six mois.
Sizin elli bin dolarınıza denk gelecek bir drahoma düşündüm.
Eh bien, soyons vulgaires un instant. Je suis disposé à m'accorder sur la somme de 50 O00 de vos dollars.
Beni tebrik et. Sana elli bin dolar kazandırdım.
Je viens de vous économiser 50 O00 dollars.
Sonra sen çıkageldin ve senede 50.000 dolar teklif ettin.
Vous m'avez appâté avec une carotte de 50 000 $ par an.
Beni oraya götürürsen sana 50 dolar.
50 dollars si vous m'y conduisez.
Senin üzerine 50 dolar koyuyorum Kazanırım ve diğer bir gün fazladan 25
Je parie 50 $ que je vous bats. Pari tenu. Etj'ajoute 25 $ parjour.
Aferin, Bay Simpson ama yine de 50 dolarını alacaksın.
Bravo M. Simpson, mais vous aurez quand même 50 dollars.
... 50 dolar mı?
50 $?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]