Acımak yok tradutor Francês
65 parallel translation
Gelenleri geri çevirmeyiz ama kaçaklara ve hainlere acımak yok!
Je les accepte. Mais les déserteurs ne demeureront pas impunis.
Acımak yok.
Pas de pitié.
Avcılara acımak yok!
Pas de pitié pour les chasseurs!
Acımak yok, teşekkür ederim.
Pas de pitié, merci.
Acımak yok!
Soyez impitoyabIes!
- Acımak yok!
- Pas de pitié!
Acımak yok!
Pas de pitié!
Acımak yok! Onu yere ser Johnny.
Lève le poing, Johnny!
Bundy'lere acımak yok.
- Pas de pitié pour les Bundy.
Acımak yok! Sürekli ateş!
Pas de pitié!
Kaybedenlere acımak yok.
Pas de pitié pour le vaincu.
Acımak yok. Uyarmak yok.
Sans pitié et par surprise.
Ama diğerlerine acımak yok!
Pour les autres,.. .. pas de pitié!
General Stuart, evlerimizi işgal edenlere acımak yok.
Général Stuart, pas de quartier pour ceux qui ont violé nos foyers.
İlk tehlike belirtisini görür görmez, acımak yok.
Au premier signe de problème, au premier signe, pas de pitié.
Acımak yok.
Les doigts dans le nez.
Acımak yok!
Sans pitié!
Emirler şöyle. Erkek sivillere acımak yok!
Il nous ont dit, choisissez un mec et descendez-le.
Kahretsin. Acımak yok.
Pas de quartier!
- Acımak yok.
- Pas d'excuses.
Zeki! Saldırgan! Acımak yok!
Malins, agressifs, sans merci.
Düşene acımak yok.
Pas de compassion pour ceux qui sont tombés.
Kural yok, eldiven yok, acımak yok.
Pas de règles, pas de gants, pas de pitié.
Nefes nefese mücadele, acımak yok.
Ce sera un duel sans merci.
Acımak yok, lütfen. Ben gayet iyi dayanırım, teşekkürler.
Pas de pitié, je vous en prie.
Üç deyince, "Acımak yok." diyoruz. Bir, iki, üç...
"Pas de pitié" à trois.
Acımak yok!
Un, deux, trois. Pas de pitié!
- Acımak yok.
- Sans pitié.
- Acımak yok. - Acımak yok!
Pas de pitié!
İsyanı başlatanlara acımak yok!
Il n'y a aucune pitié pour ceux qui on commencé l'émeute!
Ve Derian acımak yok.
Derian, soyez sans pitié. Pas de quartier.
Acımak yok!
Pas de pitié! Pas de pitié!
Acımak yok.
Il n'y a pas de pitié.
Acımak yok!
Pas de pitié.
Acımak yok.
Aucune pitié.
- Acımak yok!
Pas de pitié!
Vay ortalarda kahve yok, nezarethanedeki dostlarımız için acımak yok?
Whoa, alors pas de café, pas de, euh, compassion avec notre collègue qui revient sur le terrain?
Onları bu 35 km ² ada da yakalamak zorundayız. Bu defa acımak yok.
Ils sont piégés sur une île, 5 000 mètres carrés, pas de pitié cette fois.
- Kendine acımak yok!
Ne vous apitoyez pas sur votre propre sort.
Acımak yok.
Aucune compassion.
Acımak yok!
Enlevez-moi ça!
Acımak yok!
- Replions-nous dans le café!
Acımak yok.
Si il y a un salopard à crever, on peut compter sur moi.
Acımak yok.
- Pas de pitié.
Cesur adamlara acımak dışında yapabileceklerimizin hiçbir değeri yok.
Tout ce qu'on peut faire, c'est avoir pitié d'eux.
Kasıtsız bir günah işlediğinde... yok etmek anlamsız kalır ve... acımak için bir hakkın olduğunu hiç düşünmezsin...
Quand on pêche par inadvertance... Quand on détruit sans en avoir l'intention... Et quand on pense que le pardon nous est interdit...
Acımak yok.
- Arrête tes conneries.
Henüz karar vermedik. Açıkçası pek önemi yok. Çünkü burada, bu işi bir sonraki seviyeye taşımak için bulunuyoruz.
Nous n'avons pas encore vraiment décidé, clairement, mais, ce n'est pas vraiment important, parce que nous sommes ici juste pour mener le travail au niveau suivant.
- Acımak yok!
- Pas de quartier!
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65