Altı saat tradutor Francês
2,112 parallel translation
Beni kimle aldattığını altı saat içinde bulacağım.
Je saurai où tu étais dans moins de 6 heures!
Altı saat önce
{ \ pos ( 192,230 ) } { \ fad ( 300,900 ) } 6 HEURES PLUS TÔT
Altı saat içinde San Juan'a geri döneriz.
On devrait être de retour à San Juan dans six heures.
Altı saat önce çay yapmaya gittin.
Au fait... Ça fait six heures que t'es partie faire du thé.
O yüzden altı saat çizgi film izlemeye hazır olun!
Alors soyez prêts pour six heures de cartoons!
Aramızda kalsın! Peki, biraz müsaade eder misin? Çünkü eski ilişkim biteli sadece altı saat oldu!
Donne-moi une seconde, car mon ancienne relation s'est terminée il y a juste 6 heures.
Domuzları yakalamaları tam altı saat sürdü, ondan sonra da oyunlarını domuz kakası içinde oynamak zorunda kaldılar.
Ça leur a pris 6 heures pour tous les attraper. Et ensuite ils ont dû jouer dans le crottin de cochon.
Altı saat içinde ele geçirmemiz gereken köprü burası.
Le pont où on doit se rendre en six heures est ici.
Biz altı saat önce, bu havaalanını ele geçirene dek, 4000 kişilik denizci birliğine ne olduğunu bile bilmiyoruz.
On ignore même ce qui est arrivé aux 4 000 soldats qui étaient ici il y a encore 6 h.
Ki bu da, cinayetten iki ila altı saat önce olmuş, İki tarafında rızasıyla olan seksi gösteriyor.
Alors ça veut dire oui? C'est d'accord? Ecoute, Ben, je meurs vraiment d'envie de te voir.
Retraktörü altı saat tutmasına ne diyorsun?
Et quand elle a le rétracteur pendant 6 heures?
Altı saat sonra tekrar hastaneye dönmem gerekiyor.
Je dois retourner à l'hôpital dans six heures.
Evet. Gus'ın ofisinde altı saat bekledim.
J'ai attendu 6 heures au bureau de Gus.
Şu an Alison kaybolalı kırk altı saat oldu. Sen hala bana köyün delisi gibi davranıyorsun.
À présent, ça va faire... 46 heures qu'Alison a disparu, et vous... continuez à me traiter comme l'idiot du village.
Sandıklar altı saat sonra açılacak.
Les urnes ouvrent dans 6 heures.
Belki üniversitede günde altı saat tenis oynamak istemiyorumdur.
Peut-être que je ne veux pas jouer au tennis six heures par jour à l'université.
Monica Bannan'ın kaybolduğu rapor edildikten altı saat sonra aradı psişik bağlantıyla onu gördüğünü iddia etti.
Il a appelé 6 h après la disparition. Il aurait eu une vision, par connexion psychique.
Ama işin iyi yanı bir arabamız sizi altı saat sonra alacak. Havaalanında da Türkiye'ye uçak biletiniz hazır olacak.
Bonne nouvelle, une voiture peut venir vous prendre dans six heures, un billet pour la Turquie vous attend.
Sizden tek istediğim beni arkaya götürüp, bana bir yara bandı yapıştırmanız ve böylece epinefrin iğnesi olmuş gibi davranabilirim ve arkadaşıma beni 1-1.5 saat kadar gözetim altında tutmanız gerektiğini söyleyebilirsiniz.
Écoutez, donnez-moi un pansement pour cacher une fausse piqûre d'épinéphrine et dites-lui que vous devez me garder en observation pendant 1 h 30.
Biliyorsun, saat 10 : 47 itibariyle hâlen 18 yaş altındayım. Yani yasaları çiğneyebilmek için bir on beş dakikamız daha var.
Tu sais, je n'aurais pas 18 ans avant 10h47 donc on a encore 40 minutes pour ne respecter la loi.
Onu saat altı gibi almam gerekiyor.
Je dois aller le chercher à 6H.
Saat altı yönünü koruyorum. * *
Je dois couvrir ses arrières.
Benim saat altı yönümü koruyordu.
Il assurait mes arrières.
Ama 24 saat sonra steroid testi pozitif çıktı ve altın madalyayı adamımıza verdiler, Carl Lewis.
Toutefois, 24 heures plus tard , il a été testé positif pour les stéroïdes et ils ont donné la médaille d'or pour notre homme, Carl Lewis.
Bilmiyorum, altı ya da yedi saat.
Je ne sais pas, six ou sept heures.
Her sabah altı yaşından on yaşına gelene kadar, sabahları saat 5 : 00'te kalktım.
Tous les matins, de ta 6e à ta 10e année, je me réveillais avec toi à 5 h du matin.
Saat sabahın altı buçuğu!
Il est 6 heures et demie.
Daniel'ın partisi saat altıda başlıyor, ben de üçte hazırlanmaya başlasam iyi olur.
Le truc de Daniel commence a 18h, donc je vais commencer à me préparer à 15h00.
Saat sabah altı.
Il est presque 6 h du mat.
24 saat tecritteyim. Ölüm odasına götürülünceye kadar gözetim altında olacağım.
En isolation 24h par jour, et ce jusqu'à ce qu'on m'emmène me faire exécuter.
Cheryl Miller yaklaşık altı hafta önce, gece saat 11 : 30'da New York'taki bir dans kulübünden çıkmış evine gidiyordu.
Il y a environ six semaines, à 23h30, Cheryl Miller quittait une boîte de nuit de New York pour rentrer chez elle.
Emin olmak için fetüsü birkaç saat gözetim altında tutalım.
Surveillance du fœtus pendant quelques heures pour être sûr.
Baban yoğun bakım altında, ve önümüzdeki 24 saat çok önemli.
Ton père est dans un état critique, les 24 prochaines heures seront décisives.
Eğer makineliyi saat altı yönüne çevirip birkaç el ateş etsem, gayet iyi olacağız.
On ira mieux si je tourne ma 50 derrière et lâche quelques rafales.
Hitman, Hitman! Hafif ateş altındayız. saat üç yönünüzde, 2-5-0 metre açıkta.
Hitman, tirs à trois heures, à 250 mètres.
Bir saat içinde, sıfırın altına ineceğiz. Donarak öleceğiz.
Dans une heure, on sera sous 0 ° C. On va mourir congelés.
Altın saat.
C'est son rituel.
Alt kat komşusu saat dokuzda silah sesi duyup yukarı koşmuş. Kapı zinciri kırıkmış ve Rita'nın cesedini görmüş.
Le voisin a entendu un coup de feu à 21h, a trouvé la chaîne de la porte cassée et le corps de Rita.
- Haftada kaç saat? Beş ya da altı.
- Combien d'heures par semaine?
Dün saat 17 : 16'da. Collins'in yoldan çıkmasından altı dakika sonra.
C'est daté d'hier à 19 h 16, six minutes avant que Collins ne quitte la route.
- Dört ila altı saat önce.
- Il y a 4 à 6 heures.
Dolaptakileri bir saat önce saydım. En az altı ampul morfin ve bir kutu hidrokodon eksik.
Il manque au moins 6 fioles de morphine et une bouteille d'hydrocodone.
Yaklaşık iki saat önce, Megatech isimli şirkette, elektronik bir hücre kendi buyruğu altında bir siber-vücut yarattı.
Ce cyborg a été assemblé il y a 2h à l'usine Megatech de Newport City. La cellule d'assemblage a fonctionné seule.
Saat altı. Günaydın.
Il est six heures, heure de se lever.
Saat altı.
Il est six heures.
Eminim oda seninle tanışacağına memnun olacaktır saat 11'de, Paddington İstasyonu'nda, ana saatin altında olsun, yoksa anlaşma yok.
Je suis persuadé qu'il sera ravi, lui aussi. Qu'il se pointe au métro Paddington, à 11 heures.
Saat altıya kadar bizimle kal, ardından Ramon'a ne kadar ilerlediğimizi söyleyebilirsin.
Reste ici jusqu'à 1 8 h pour donner notre position à Ramón.
Saat altıya kadar bir kamyon dolusu yiyecek ve tıbbi malzeme getirdiğiniz takdirde Muypampa'da rahat yüzü göreceksiniz.
Muyupampa sera calme aujourd'hui si vous venez avec un camion de vivres et de médicaments à 1 8 h.
Dizlerinin altına hedef al, saat 10 yönünde.
Vise sous tes genoux, à 10 h.
Şu anki teklif, iki altın saat bir adet elmas kolye ve 10,000 altından ibarettir.
L'enchère actuelle est de deux montres en or... un collier de diamants, et de 10 000 talents d'or.
Saat sabahın altısı.
Il est 6 h du matin!
saat 170
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 9 217
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 9 217
saat 1 132
saat 2 157
saat 22 41
saat 5 177
saat 8 244
saat 20 32
saat 21 38
saat 07 28
saat 13 39
saat 10 325
saat 2 157
saat 22 41
saat 5 177
saat 8 244
saat 20 32
saat 21 38
saat 07 28
saat 13 39
saat 10 325
saat kaçta 135
saat 17 40
saat 3 195
saat 19 45
saat 7 206
saat 11 234
saat 14 39
saatler 39
saat 06 26
saatim yok 18
saat 17 40
saat 3 195
saat 19 45
saat 7 206
saat 11 234
saat 14 39
saatler 39
saat 06 26
saatim yok 18