Ayrıldılar tradutor Francês
687 parallel translation
İşten ayrıldılar.
Ils sont partis.
Evet, beraber ayrıldılar.
En effet.
- O arkadaşlar emekliye ayrıldılar. - Ne işler çevirdin bakalım?
- Ils se sont retirés des affaires.
O ve Dum-Dum dün gece 11'de ayrıldılar.
Il est parti avec Dum-Dum vers 11 heures hier soir.
- Bu sabah erkenden ayrıldılar.
Ils sont partis tôt ce matin.
Sanırım bizim yüzümüzden ayrıldılar.
C'est étrange, mais nous avons gâché ça.
- Özellikle ayrıldılarsa. - Belki de ayrıldılar. Ama yine de biriyle temas kurulurdu.
Dans ce cas, ils seraient restés en contact.
Yaşamadılar. Ayrıldılar.
Ils ont rompu.
Evi kontrol etmeğe geldiler, fakat saat 15 : 00'te buradan ayrıldılar.
Je ne les ai pas vus depuis leur départ. Ils étaient ici vers trois heures, pour vérifier la maison.
Ama az sonra ayrıldılar ve zıt yönlere gittiler.
Mais pour finir, ils se sont quittés et sont partis dans des directions opposées.
Bana, bir daha görüşmemek üzere ayrıldılar gibi geldi.
Il m'a semblé qu'ils se quittaient définitivement.
- Diğerleri nerede? - Hepsi izinsiz ayrıldılar. Her zaman emrinizdeyim, Teğmenim.
Tous absents sans motif, Lieutenant, "Soldat Oreste Jacovacci ; à vos ordres!"
O ve diğer Haganah üyeleri iki saat önce ayrıldılar.
Lui et les types de la Haganah sont partis il y a deux heures.
Hakimler tarafsız adalet düşüncesinden ayrıldılar.
Les juges ont dû prendre en compte des données sortant du cadre de la justice.
- Sanırım ayrıldılar.Martin buna benzer birşey mırıldandı.
Marianne viendra?
Emekliye ayrıldılar ve kızları onların yerine çalışıyor.
Ils sont à la retraite. Les filles bossent pour eux.
O ikisi dün sabah erkenden ayrıldılar.
Il est accompagné d'un bandit. Ces deux hommes sont partis tôt hier matin.
Ohashi ve Kojima, Mito Köşkünden ayrıldılar.
Ohashi et Kojima ont quitté la résidence.
Birbirlerinden yarım saat kadar önce ayrıldılar. "
Il y a une demi-heure, ils se sont dit au revoir. "
Kumarhaneden beraber ayrıldılar.
Ils ont quitté le casino ensemble.
Hepsi beni öldürmek için handan ayrıldılar.
Ils vont à l'auberge pour me tuer.
İkiye ayrıldılar, lanet olsun. Yaklaşıyorlar.
Ils se sont séparés, bon sang, et ils nous rattrapent.
Majesteleri de ayrıldılar. Hepsi gittiler.
Sa majesté est partie aussi, tout le monde est parti.
Çocukların hepsi büyüdü ve evden ayrıldılar.
Ils nous ont quittés. Je peux donc divorcer.
Harrison ile Mancuso Robinson'ın arkasında ayrıldılar.
Harrison et Mancuso sont derrière Robinson.
"Annen, baban ve kardeşin ise Midilli'den ayrıldılar."
"Ton père, ta mère et le petit sont allés à Mytilene."
Sadece iki kişiler. Diğerleri işe gitmek için ayrıldılar.
Il n'y en a que deux, Les autres sont parties travailler,
Ayrıldılar.
Ils se sont séparés.
Ayrıldılar. Kız arabasına biniyor.
Elle est seule, elle rejoint sa voiture.
İki farklı fraksiyona ayrıldılar. Peki ya sen? Yine işlerinle baş başa mı kaldın?
Des femmes fourbes qui vantent l'amour libre et se marient, des journalistes assoiffés de pouvoir qui s'engagent au lieu d'observer, des radicaux bourgeois venant s'envoyer en l'air et parlant de la Russie.
Gitti işte. Yaklaşık bir saat önce ödeyip ayrıldılar.
- Elles sont parties il y a près d'une heure.
Annemle babam ayrıldılar.
Mes parents sont séparés.
- O, otelden ayrıldığında aradılar. Yani, ben vaktinde geldim.
- On m'a averti au moment où Laszlo... quittait l'hôtel.
Biz ayrıldıktan üç saat sonra Ching Ming'i aldılar.
Ching Ming a été pris trois heures après notre départ.
- Gün boyu bizi bombaladılar. Almanlar'ın hepsi bu sabah ayrıldı.
Les avions nous ont bombardés et les Allemands sont partis.
Maalesef beni yakaladılar ama revire ayrıldım.
On m'a recensé, je me suis déclaré malade.
- Sıkıntılar... Ayrıldım, hepsi bu.
- J'ai donné ma démission, un point c'est tout.
Çok azı, bir kere adadan ayrıldı mı, uyanabilir ; bunu inkar etmiyorum ama çok genç ayrılmalılar.
Je ne nie pas que, hors de l'île, les Siciliens ne puissent se réveiller. Mais ils doivent partir jeunes.
Ayrıldılar mı?
Ils sont partis?
Ayrıntılar ferdi komutanlara bırakıldı, fakat listedeki tüm maymunların saat 06.00'a kadar yakalanmasını ve yenileme merkezine teslim edilmesini istiyorum.
Que chaque unité agisse à sa guise, mais tous les singes de la liste doivent être en reconditionnement à six heures demain matin.
Hepimizi sorguladılar. " Ne zaman ayrıldı?
Ils nous ont tous questionnés : " Quand êtes-vous partis?
Evimden ayrıldım ayrıları Aylar aylar geçti
Beaucoup de mois ont passé Depuis que j'ai quitté ma maison
Avcıların bir kısmı ana filodan ayrıldı.
Plusieurs engins ont changé de cap.
Aristo, insanlığın Yunanlılar ve Barbarlar olmak üzere ayrıldığını iddia ediyor idi.
Pour Aristote, l'humanité comprend les Grecs... et les autres, qu'il appelle les "barbares".
Spaniard'lar ayrıldı mı?
Les Espagnols sont partis?
Kendileri bu sabah ayrıldılar. Evet efendim.
Oui, certain.
Tarayıcılarım Burns'ün arabasının şu an sahil evinden ayrıldığını gösteriyor.
Mes scanners me signalent que la voiture de Burns s'en va.
Serbest bırakıldılar ve Teruggi, elçiliğe teşekkür bile etmeden oradan ayrıldı.
Ils ont été libérés, et Teruggi est parti sans même remercier l'ambassade.
Ağrılar kocanızdan ayrıldıktan sonra mı başladı?
Les douleurs ont commencé immédiatement après la séparation?
Bu New York'tan ayrıldığımızın işareti sanatçılar ellerindeki paketleriyle gidecekler ve bu yerlerde oynayacaklar onlar kişisel olarak asla oynamak istemezler.
C'est pour dire qu'on quitte New-York avec ce groupe d'artistes pour aller dans des endroits où, individuellement, il n'aurait pas pu aller.
Kaptan, martı saygılarını göndererek ayrıldı.
La mouette vous souhaite un bon voyage.
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılalım 66
ayrılın 293
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrılıyoruz 54
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılalım 66
ayrılın 293
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrılıyoruz 54