Ayrılıyorum tradutor Francês
1,726 parallel translation
Sonra tamamen ayrılıyorum.
Et ensuite, je me retire définitivement.
Ben diziden ayrılıyorum.
Je vais démissionner.
Bugün ondan ayrılıyorum, tamam mı?
Sookie, je romps avec elle aujourd'hui, d'accord?
Thatch ile konuştum, ondan ayrılıyorum.
J'ai dit à Thatch que je le quittais.
Bu sabah ayrılıyorum.
Je pars dans la matinée.
Hala bu sabah ayrılıyorum.
Je pars toujours dans la matinée.
Ben senden ayrılıyorum.
Je me sépare de toi.
O zaman sanırım ayrılıyorum.
Alors je pense que je vais partir.
Senden ayrılıyorum. Eve döndüğümde gitmiş ol.
Je romps avec toi et quand je reviendrai à la maison tu as interet à être parti.
Evli olduklarını öğrenince hemen ayrılıyorum Ziva.
Je romps toujours avec elles quand je découvre qu'elles sont mariées, Ziva.
Ne yapacağım biliyormusun. Ayrılıyorum.
Vous savez quoi, on s'en va
Birkaç gün... Ve ben buralardan ayrılıyorum.
Dans deux jours, je serai loin.
Pazartesi günü, şehirden ayrılıyorum.
Je m'en vais lundi.
Buradan ayrılıyorum.
Je pars.
Yıl sonunda, kazansam da, kaybetsem de emekliye ayrılıyorum.
A la fin de cette année, qu'on gagne ou qu'on perde, je prends ma retraite.
Bu doğru. Ve bu turneyi benim için bıraktıysan bir başkasını daha yapmış oldun. Çünkü sabah buradan ayrılıyorum,
C'est vrai, et si t'as quitté la tournée pour moi, t'en as fait une autre, parce que je pars dans la matinée.
Ama ben sabah yine de ayrılıyorum.
Mais je pars quand même dans la matinée.
Bu sezon sonunda emekliye ayrılıyorum.
A la fin de cette saison, je prends ma retraite.
Ayrılıyorum.
Je démissionne.
Evet, öyle de denebilir. - Ayrılıyorum.
Ouais, on peut dire ça... je pars.
Tamam, Angie'den ayrılıyorum. Sahip olduğumuz tek şey ateşli ( hot ) bir seks.
Ca y est, je vais casser avec Angie.
Michael, senden ayrılıyorum.
Michael, je te quitte.
- Kane'lerin evinden ayrılıyorum.
- Je pars de chez les Kane.
Yeter! SEnden ayrılıyorum!
C'est fini entre nous.
Çok korktum bu yüzden evden ayrılıyorum.
J'ai dû quitter mon appartement, j'avais trop peur.
İşten ayrılıyorum.
Je démissionne.
Ayrılıyorum leydim, ama ruhum değil.
Je pars, ma dame, mais pas mon âme.
- Ayrılıyorum leydim ama ruhum değil.
- Je pars, ma dame, je pars mais pas mon âme.
Annemden ayrılıyorum!
Je vais quitter ma mère!
- Şimdi ayrılıyorum.
– Je pars.
Ondan ayrılıyorum. Bir hafta daha sürer.
Je vais le larguer dans 15 jours, après le diplôme.
Ayrılıyorum
je pars.
Peynir şirketinden ayrılıyorum.
J'ai quitté la fromagerie.
Fakat, sen döner dönmez burdan ayrılıyorum.
Mais à ton retour, je partirai.
Planlarımı yaptım, ayrılıyorum.
Tout est planifié, je pars.
Bir hafta içinde ayrılıyorum.
Je pars dans une semaine.
Buradan ayrılıyorum ve asla geri gelmeyeceğim.
Je pars et je ne reviendrai jamais.
Ayrıca gölzerinden olayın nasıl olduğunu anlıyorum.
A la seconde où j'ai posé un oeil sur toi, j'ai su comment ça s'était passé.
Michael'dan. " Texas'tan ayrılıyorum.
" Quitte le Texas.
Katılıyorum.Sığ ve ayrıntılı.
Je suis d'accord. Superficiel et rigoureux.
Ben de katılıyorum.Sığ ve ayrıntılı.
Je suis d'accord, aussi. Superficiel et rigoureux.
Battaniyeye sarılı domuzların olduğu bir partiden ayrıldığımıza inanamıyorum.
J'arrive pas à croire qu'on quitte une fête où il y avait de la blanquette de porc.
Ayrıca uçağı indirebileceğini de sanmıyorum.
Et je ne pense pas non plus que tu devrais piloter l'avion.
Baş komiserim, bu saldırı davasında ifade vermesi için memurunuza ihtiyacım var ayrıca mahkeme celbi ile ilgili bir sorun yaşıyorum.
Votre officier doit témoigner dans cette histoire d'agression. L'assignation me donne du mal.
- Ayrıntılı tahliller yapıyorum.
Vous pensez que c'est un Ancien?
Albay Caldwell Hipersürücüye modifikasyon yaparak... ayrılan zamanda yeterli hıza erişip iletişimi yollayabilmek için gerekli mesafeye ulaşabileceğimize inanıyorum.
Colonel Caldwell. Je crois que je peux faire des modifications sur l'hyper propulsion. Afin d'atteindre la vitesse nécessaire pour parcourir la distance qui nous permettrait de relayer la transmission dans le temps imparti.
Herkes gibi ben de bu keşfin başarısından emin olmak için çok çalışıyorum, ve ayrıca bilim ekibimizin liderini memnun etmek için.
Je travaille beaucoup, comme les autres, pour le succès de l'expédition et pour faire plaisir au chef de l'équipe...
Tanıdığım en iyi insansınız ve biliyorum ki sizden ayrılmak zorunda olma düşüncesine katlanamıyorum.
Vous êtes la meilleure personne que j'ai jamais connu Et je ne supporte pas l'idée de devoir vous quitter
Ben yaş ayrımcılığı yapmıyorum.
Je suis contre l'âgisme.
Oh, ayrıca her sabah kalkıyor ve egzersiz yapıyorum.
Et tous Ies matins je me leve pour faire de l'exercice.
Aslında, ben.. LA'den ayrılmayı planlıyorum ve belki..
En fait, je pense quitter L.A.
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrılıyoruz 54
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrılıyoruz 54