English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ A ] / Ayrılmak

Ayrılmak tradutor Francês

3,629 parallel translation
Andrew yasadışı bir şeye kalkışırsa, sen bunu ortaya çıkarmadan oradan ayrılmak isterim.
Si Andrew fait quelque chose d'illégal, je voudrais me retirer avant que tu l'exposes.
Çocuklarımın dans gösterisinden ayrılmak zorunda kaldım.
J'ai dû quitter le récital de mon gamin. Les hommes de Bodaway?
O tarikattan ayrılmak istiyordu.
Elle voulait sortir de cette secte.
Sonra bizi başka yerlere atarlar ve Storybrooke'dan ayrılmak zorunda kalırız.
Puis ils nous réaffecteront et nous devrons quitter Storybrooke.
Ve daha sonra ben Henry'nin iyiliğine olacağını düşünüp Storybrooke'dan ayrılmak istediğimde bana kalmam gerektiğini, bunun onun için en iyisi olacağını söylemiştin.
Quand je voulais quitter Storybrooke pensant que c'était mieux pour Henry, tu m'as dit de rester car c'était mieux pour lui.
Lenny ile görüşürsem kesin ayrılmak istediğimi anlayacaktır.
Si je me mets contre Lenny, il ressentira mes vibrations de rupture.
İnsanlar ayrılmak için heyecanlanacaklardır zaten.
Oh, je pense que les gens seront excités de partir.
Bilemiyorum, benimle ayrılmak mı istiyor, yoksa... bunu sürdürmek istiyor mu.
Je sais pas si elle me quitte ou si elle veut arranger les choses.
Kuzey'den canlı ayrılmak için tek umudu onlar.
C'est son seul espoir de quitter le nord avec sa tête.
Ben de sizden ayrılmak istemiyorum.
Pas plus que je ne veux vous laisser.
Sen de Boston'dan ayrılmak istedin.
Tu voulais quitter Boston.
Benden ayrılmak istiyorsun...
Tu veux juste rompre avec moi et...
Ama bizim distribütör aradı, ayrılmak zorundayız o yüzden.
Notre fournisseur a appelé. On doit y aller.
Kadınlar ayrılmak istediklerinde bunu gündeme getirirler.
La pause des femmes, c'est pour rompre.
Walrus, Küvet'ten ayrılmak istiyor musun?
Walrus, tu veux quitter la Baignoire?
Pekâlâ, dinle, sen beni kız arkadaşından ayrılmak için mi kullanıyorsun?
Très bien, écoute, est-ce que... Est-ce que tu m'utilises pour casser avec ta petite amie?
Kamptan ayrılmak için emir almadım.
Je n'ai reçu aucun ordre de partir.
Bu sikik haneden sonsuza dek ayrılmak bir lütuf olsa gerek.
C'est une bénédiction d'être arraché à jamais à cette maudite demeure.
Ve açlık ile cinnet onları yerlerinden ayrılmak zorunda bıraktığında hepsini öldürürüz.
Et quand la faim et la folie les mènera a leur perte.. On devrait tous les tuer.
- Senden ayrılmak istemiyorum.
Je ne veux pas quitter tes bras.
Hey, Zoe'ye saat 10'da ayrılmak zorunda olduğumuzu söyle, olur mu?
{ \ pos ( 192,225 ) } Dis à Zoe qu'on part dans 10 minutes.
Ayrılmak istiyorum, seninle çok zor.
Je pourrais rompre avec toi tellement durement.
Aslında gazetemizden ayrılmak istediğimize emin değiliz.
En fait je ne suis pas sûr qu'on veuille séparer ce journal ici.
Gina kız kardeşinden ayrılmak istemiyor., Ben de sadece en yakın arkadaşımın nasıl bekar, işsiz ve en az benim kadar alımlı olduğunu söylüyorum.
Gina, ici, ne veut pas laisser sa soeur, et j'étais justement en train de lui expliquer que mon meilleur ami est célibataire, a un boulot et est presque aussi séduisant que moi.
Bende sana annemin evinden ayrılmak için para biriktiriyorum dedim.
Et Je t'ai dit que j'économisais pour déménager de chez ma mère.
Okuldan ayrılmak istediğini söyledi.
Il dit qu'il veut partir du lycée.
Aslında ayrılmak değil de bırakmak.
laisser tomber. Je sais pas le signer.
Temelli ayrılmak.
pour toujours.
Evet, bir insan neden buradan ayrılmak ister ki?
Oui, pourquoi quelqu'un voudrait un jour quitter cet endroit?
Eğer gerçekten ayrılmak istiyorsa, sana bir tür büyük jest yapmalılar.
S'il voulait vraiment partir, Il y aurait un genre de grand geste.
- Joanna'nın kendisi ayrılmak istedi.
- Joanna a demandé à sortir.
Tadaki, teslim olmak için ayrılmak istemiş.
Tadaki a voulu sortir, pour se rendre.
Ayrılmak istediğine emin misin?
On se sépare?
Niye ayrılmak istiyorsun ki?
Pourquoi voudrais tu faire ça?
Kilise şeyinden ayrılmak üzereyim ve Hanna'yla neden yalan söylediğinizi bilmek istiyorum.
Je vais bientôt quitter ce truc d'église. Et il faut que je sache pourquoi toi et Hanna m'avez menti.
Bu kilise şeyinden ayrılmak üzereyim.
Je vais bientôt quitter ce truc d'église.
Patronum karısından nefret ediyor, bu yüzden işten ayrılmak bilmiyor. - Yani ben hemen çıka...
Tu sais que mon patron hait sa femme, donc il ne veut jamais partir du boulot, donc j'ai pas pu...
Aslında Ray'de ayrılmak üzereydi.
Um, en fait, Ray allait partir.
Mümkünse bugün ayrılmak istiyorum.
Si c'est possible j'aimerais partir aujourd'hui.
Rebecca, şehirden ayrılmak için düzeneği kuruyor mudur dersin?
... Donc tu soupçonnerais Rebecca d'avoir commandé de faux papiers?
Eğer kız Rodney'in yanında istekli olarak kalsaydı adam söyleyemezdi, kız ondan ayrılmak istedi ancak adamın silahı vardı.
Le gars n'a pas pu dire si Lorraine était avec Rodney de son plein gré- - elle était dans la voiture pour partir avec lui, mais il avait un fusil.
Ve gözlerindeki pırıltıyı görüp sahneden ayrılmak.
Qu'ils aient une étincelle dans les yeux à la fin du spectacle.
Belki o ayrılmak istiyordur.
Eh bien, peut-être que Nash veut en sortir.
Bazı oyuncaklardan ayrılmak diğerlerine nazaran daha zordur.
Il est plus difficile de se débarrasser de certains jouets que d'autres.
Ne arkadaşlarımdan, ne de yarışmadan ayrılmak istemiyorum.
Je ne veux pas quitter mes amis. Je ne veux pas quitter cette compétition.
Ayrılmak isteyip istemediğimden bile emin değildim.
Je ne savais pas si j'avais envie de partir.
Ben... söylemeden ayrılmak istemiyorum.
Je ne veux pas partir sans dire...
Bunu biliyorsun. DPD'den ayrılmak için bir başvuru yaptığını eminim biliyorsundur.
Je suis sûre que tu sais qu'elle a demandé un transfert en dehors de la D.P.D.
Şehirden ayrılmak için iyi bir zaman.
C'est l'heure où tout le monde quitte la ville.
Kapı kapandı, tren geliyor, ayrılmak gerekir oradan ama Mike öyle yapmadı.
Mais pas Mike.
Ayrıca eminim siz çifte kumrular biraz birlikte takılmak istersiniz.
En plus, je suis sûr que mes deux amoureux apprécieront un peu de temps, ensemble.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]