Bakmayın tradutor Francês
9,625 parallel translation
Kusura bakmayın Bn. LeMarchal.
Je... je suis désolé, Mme lemarchal.
Kusura bakmayın. Hiç kız hatırlamıyorum.
Désolé, je ne me rappelle d'aucune femme.
Kusura bakmayın da o kişi ben oluyorum.
Désolée, mais c'est pour moi!
Kusura bakmayın uyuyakalmış olmalıyım.
Désolé, j'ai dû m'endormir.
Kusura bakmayın, insanların buraya gelip yalan söylemeleri çok normal de.
Désolée, les gens ont l'habitude de venir ici... et de mentir.
Kusura bakmayın.
Je suis désolé.
Kusura bakmayın, sütü ısıtıyordum.
Désolée. Je chauffais le lait.
Millet, yorgunum ve uçak yemeklerinden bıktım. Düzgün bir kahvaltı istediğim için kusuruma bakmayın.
Les gens, je suis fatiguée, et j'en ai marre de la bouffe de l'avion, alors pardonnez-moi de vouloir un petit-déjeuner décent.
Kusura bakmayın, geciktim.
Oh, désolée je suis en retard.
Böldüğüm için kusura bakmayın Bayan Sutton, ama güvenilirliğinize gelen zarar sizi endişelendiriyor mu?
Pardon de vous interrompre mademoiselle Sutton, Mais n'êtes-vous pas inquiète des conséquences sur votre crédibilité?
Kusura bakmayın, geciktim.
Désolé d'être en retard.
Bana bakmayın.
Ne me regardez pas.
Kusura bakmayın. Bir saniye...
Désolée, une seconde.
Kusura bakmayın, ofisimde konuşalım mı?
Allons parler dans mon bureau?
Kusura bakmayın bunu canlandırmamızın pahalıya patlayacağını söylediler.
Désolé, il paraît que ce serait trop cher à réaliser.
Kimse ona bakmasın bakmayınca kendiliğinden gider belki.
Ne le regardez pas, il s'en ira peut-être.
- Kusura bakmayın hanımefendi ama oğlunuz 10 kilo falan ve benim zıplama bölgeme daldı.
Sauf votre respect, madame, votre fils pèse neuf kilos et il empiétait sur mon espace.
Kusura bakmayın.
Désolé. Bien.
- Tamam. "Kusura bakmayın, Brian'la planlarımız var."
D'accord. "Désolés, Brian et moi avons un truc de prévu."
Kusura bakmayın. Kapılar kapandı.
Désolé, l'embarquement est terminé.
- Kusura bakmayın, bu sonuncuydu.
Désolée. C'était le dernier.
Pekala, asistanımın kusuruna bakmayın Bayan...
Pardonnez mon assistant, mademoiselle...
- Kusura bakmayın Bay Pritchett.
Pourquoi-pourquoi il a mangé ça?
Böldüm kusura bakmayın, bunları getireyim demiştim.
Tous les combien tu viens ici?
Kusura bakmayın ama bunlara siz de dahilsiniz.
Dont vous, avec tout mon respect.
Kusura bakmayın efendim, boş ilk masamız... -... dört yıl sonra Noel Günü.
- Je suis désolée, monsieur, la première place disponible est dans quatre ans le jour de Noël.
- Arkanıza da bakmayın.
- Et vous ne regardez pas en arrière.
Kusura bakmayın Lord Ventris, saygıdeğer hazinedar.
Pardon, seigneur Ventris, mon bon Chamberlain.
Kusuruma bakmayın.
Pardonnez-moi.
İnsanların nasıl göründüğüne bakmayın.
Ne vous fiez pas aux apparences. Les apparences sont parfois trompeuses.
Kusura bakmayın.
Je suis désolée.
- Kusura bakmayın, başkomiserim.
Excusez-moi, capitaine.
Kusura bakmayın başkomiser ama Federal Yargıç John Fallows Tuscon Polisinin Adalet Bakanlığına açtığı davada aksi yönde hüküm verdi.
Désolé, capitaine, mais le juge fédéral John Fallows, en a décidé autrement dans le procès contre Tucson P.D.
Beklettiğim için kusura bakmayın. Bir tur daha oynayalım mı?
Désolé de vous avoir fait attendre, un autre round?
Başkomiserim. Uykunuzu böldüm kusura bakmayın. Acil bir mesele vardı da.
Oh, je suis désolé de vous réveiller mais je suis pressé.
Bu kadar üzgün bakmayın.
N'ais pas l'air si triste.
- Kusura bakmayın.
Désolé.
- Kusura bakmayın, efendim, biraz dikkatim dağılmıştı.
Désolé, j'étais un peu distrait. Tu te sens mieux?
Bayan Sutton geciktiğim için kusura bakmayın.
Mme Sutton, désolé pour le retard.
Kusura bakmayın ama, Ertelemezseniz, En azından korumaları yerleştirin.
Si vous ne les reportez pas, postez des gardes.
Kusura bakmayın.
Excusez-moi.
- Rahatsızlık için kusura bakmayın.
Désolée pour les problèmes.
- Bana hiç bakmayın.
Ne me regarde pas.
Kusura bakmayın efendi Rick ama o numara hakkında büyük bir kafa karışıklığı yaşandığını hatırlıyorum.
Je vous demande pardon, Maître Rick, mais je tiens à rappeler qu'il y a une grande confusion concernant ce chiffre.
Kusura bakmayın ama Rick ve Morty'nin ne çalacağını duymak istiyorum.
Avec tout le respect que je vous dois, J'aimerais entendre ce que Rick et Morty ont a jouer.
Jenna kadının kıçına bakmayı bırak.
Arrête de regarder son cul, Jenna.
Kusura bakmayın.
Désolé.
Yanlış olan her şeye bakmayı bıraktığında Wilkin doğru olanın elinin altında olduğunu göreceksin.
Quand tu arrêteras de regarder tout ce qui est mal, Wilkin, tu verras que ce qui est bien est à portée de main.
Kusura bakmayın Üstat Gawain.
Je suis désolé, maitre Gawain.
Böldüğüm için kusura bakmayın.
Désolée de déranger.
- Gece vakti rahatsızlık verdik kusura bakmayın.
Désolé de vous déranger si tard.