Bir adam tradutor Francês
78,970 parallel translation
Ki Ed nevrotik bir adam değildir.
Pourtant, Ed n'est pas un névrosé.
Arkasını kollayan bir adam daima saygıyı hak eder.
Surtout le petit rétro. Faut assurer ses arrières.
Ama David bir adam öldürmüşsün.
Mais, David... Tu as tué un homme.
Cezamı çekip iyi bir adam olacağım.
Je fais mon temps, je deviens un mec bien.
Nasıl bir adam "duygudaşlık" der?
Quel genre de mec dit "tourner la page"?
Motosikletli bir adam.
Un mec en moto.
Aradığınız John Spode isminde tek kollu bir adam.
Un certain John Spode. Il lui manque un bras.
Senin gibi bir adam bunu nasıl farketmez?
Vous n'aviez pas compris? Un homme tel que vous?
Bu akşam bizimle olabilecek başka bir adam yok.
C'est un plaisir de vous avoir parmi nous ce soir.
- Asil, iyi, siyahi bir adam vardı.
Il y a eu un Noir respectable.
Orphius adındaki bir adamla ilgili. Kız arkadaşı ölüyor ve adam bildiğin onu... kurtarmak için cehenneme gitmek zorunda kalıyor.
C'est l'histoire d'un mec, Orphée, sa copine meurt et il doit descendre aux enfers pour la sauver.
Peki özgür bir adam olarak kadının saygısızlık etmesine niye izin versin ki?
Pourquoi il se laisserait faire, alors qu'il est libre? Elle appuie sur un bouton...
Seyyar bir adam olsam büyüklük bende kalsın derdim.
Le coup du gentleman, si j'étais un voyageur régulier.
Bir adamın başını gövdesinden ayırdın.
Tu as décapité quelqu'un.
Özgür bir adam olarak ilk yatağın.
Votre premier lit comme un homme libre.
Bir adamın, beni gördüğünde duyduğu rahatlık, bir sporcuyu gördüğü zamankinden çok farklı.
C'est réconfortant de voir quand un gars me voit différemment d'un joueur de football ou de basket-ball.
Kan kaybeden kocaman bir adam mı?
C'est... un géant ensanglanté?
Bir adamın arabasına bulaşamazsın.
Tu déconnes pas avec la caisse d'un autre.
İspanya'da bir adam vincin tepesinde yürüyordu.
C'était en Espagne, le type marchait sur une grue.
Evcil kaplanı olan bir adam o kadar da fena biri değildir dedim.
Un type avec un tigre apprivoisé est forcément quelqu'un de bien.
Bunun saçma geldiğinin ve bizi çok az tanıdığının farkındayım ama senin iyi bir adam olduğunu anladık biz.
C'est beaucoup demander, et tu nous connais à peine, mais on voit que tu es un type bien.
Damak tadında değişiklik gösteren bir adamımdır ben.
Je suis... un homme au profil changeant et aux goûts transitoires.
Bir adamım eksildi.
Il me manque un homme.
Bir adam girdi, ve dokuz ay sonra başka bir adam çıkacak.
Un homme est entré, un autre en ressort dans neuf mois.
Ve hepsi bir genç adam yüzünden.
Et tout cela à cause d'un jeune homme.
İyi basketbol oynayan, sorunlu bir genç adam.
Un garçon perturbé qui était bon au basket.
Bu gösteriş meraklısı ve mafya dostu genç adam bir fiske bile yemeden kurtuldu.
Donc ce jeune homme, crâneur et ami de la Mafia, s'en tire sans même une tape sur les doigts.
- Bir adamın geldiğini hatırlıyor musun?
Un homme est venu.
Bak, hayalindeki macera dolu yakışıklı adam olmayabilirim ama her zaman güvenebileceğin, dürüst, sırtını yaslayabileceğin biri olmanın da bir anlamı olsa gerek.
Je suis peut-être pas l'étalon de tes rêves, mais tu dois admettre que je suis présent, que je suis loyal et que tu peux compter sur mon soutien indéfectible.
O bir aslan adam.
C'est un Lowenmensch.
Kendisine yardım edebileceğini düşündüğü bir bilim adamı buldu.
Il a trouvé scientifique qui pensait pouvoir l'aider.
Bir alfanın ve, bir aslan adamın, ve bir hayalet atlının gücüne sahip oldu.
Donc il a les pouvoirs d'un Alpha, D'un Lowenmensch, et d'un Ghost Rider.
Adam bir cadı!
C'est un putain de magicien, mec!
Tanrım, bir de babamın şu "adamım" muhabbetleri var.
Mon Dieu. Et mon père qui dit "mon homme".
"Bir varmış bir yokmuş adamın biri siki tutmuş."
"Il était une fois, un homme se fait baiser."
Çok kısa vaktini alacağım bu esnada adamım, hanımlarının eminim çok lezzetli bir yemek hazırlamasına yardım eder.
Juste quelques instants de votre temps, alors que mon homme aide les dames ici préparent un délicieux repas, je suis sûr.
"Johnnie, kapının arkasındaki adamı oynayacaksın. Marilyn Chambers'la bir seks sahnen olacak." dediler.
Ils disent : "Johnnie, tu dois être l'homme derrière la porte et tu feras cette scène de sexe avec Marilyn Chambers."
Zindanımda adamın birine arkadan tecavüz ediyordum. Tam bir şamataydı, üzerine bindiğim şeyi kırmıştım. Herifi yere yapıştırmaya devam ediyordum.
Erocity, où je défonçais le cul de ce gars dans mon cachot, c'était hilarant car j'avais cassé mon fouet et je continuais de baiser ce con.
Karen bir yüksekokulun Birkaç İyi Adam oyununda, kendi hayat hikâyesine hiç benzemiyor.
Elle joue dans une pièce, Des Hommes d'honneur, ce qui n'est pas trop l'histoire de sa vie.
Bilmiyorum ama köşede ürkütücü bir yaşlı adam var, güneşli günlerde bile şemsiyeyle geziyor.
Je sais pas. Il y a un mec louche au coin de la rue qui se promène avec un parapluie même quand il fait beau.
Yani, okulda sadece kendilerinin değerli olduğu ve geri kalanların sadece onlara tezahürat edip gereken desteği sunmaya yaradığı fikri akıllarına sokulan bir grup mağara adamıyla aynı okula gitmek kolay değil.
Essayez d'aller au lycée avec des primates à qui on dit qu'ils sont les plus importants du bahut, et que le reste n'est là que pour les applaudir et leur apporter le soutien dont ils ont besoin.
Bir sürü adam beni korumak istemişti.
Beaucoup de mecs ont voulu me protéger.
Bu sikko herife "adam" denmez ama, yine de bir kişi eksildi ve sende de plaj topu büyüklüğünde kadın taşağı var ve ben onlardan çıkan hiddetten yararlanmak isterim.
On ne peux pas vraiment appeler ce tas de merde un homme, Mais quand même, il m'en manque un, et t'as ces ovaires de la taille d'un ballon de plage, j'ai besoin de l'énergie qu'ils dégagent.
Shoney's'te ailecek oturmak varken, kim deli bir bilim adamının iyi eğitimli uzaylı muhafızları alt etmek için el yapımı bilim aletlerini kullanmasını izlemek ister ki?
Qui voudrait voir un savant fou se servir de gadgets futuristes pour neutraliser des matons aliens sur-entrainés quand on peut s'assoir en famille chez Shoney?
Bir adamın garajı, onun kalesidir.
Le garage d'un homme c'est son château.
Değil, ama gerçekten o kadar yabancılaştıysan, Bir sonra ki adam gibi cemaat ben de istismar etmeye hazırım. ... kilise olur, ordu olur veya olimpiyat jimnastik anterönrü bile olur.
Non, mais si t'es si chamboulée, j'en profite autant que les prochains gars, église, armée, ou entraîneur de l'Olympique.
O bir bilim adamıdır da.
Il est un scientifique.
Adamlarımdan bazıları sana "Solen'ya" diyor Turşu Adam, bir kocakarı masalı.
Certains de mes hommes vous appellent "Solen'ya"... L'Homme Cornichon, un vieux conte d'épouses.
Turşu adam, bil ki seninle bir alıp veremediğim yok.
Cornichon-Man, tu dois savoir que ce n'est pas personnel!
Turşu Adam, ikinci kattaki bir kasada 100 milyon dolar değerinde bonolar var.
Cornichon-Man, il y a des obligations de 100 millions de dollars dans un coffre-fort au niveau deux.
Çünkü terapiye saygım yok, çünkü ben bir bilim adamıyım.
Parce que je ne respecte pas la thérapie, parce que je suis un scientifique.
bir adam var 42
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir adam öldü 19
bir adam öldürdüm 17
adam 944
adamı 23
adams 109
adama 80
adamım 2484
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir adam öldü 19
bir adam öldürdüm 17
adam 944
adamı 23
adams 109
adama 80
adamım 2484
adamim 23
adamın 29
adam ol 18
adamlar 55
adamım benim 32
adam deli 37
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adamın 29
adam ol 18
adamlar 55
adamım benim 32
adam deli 37
adamlarım 38
adamın biri 39
adam haklı 53
adamımsın 21
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35
adam ölmüş 24
adam değil 16
adamı rahat bırak 23
adamı duydun 40
adam öldü 39
adam nerede 23
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35
adam ölmüş 24
adam değil 16
adamı rahat bırak 23
adamı duydun 40