Bir kaza tradutor Francês
4,889 parallel translation
Bir kaza değildi.
Ce n'était pas un accident.
"Balinalardan biriyle bir kaza oldu" dedi. "Alex iyi."
Il m'a dit qu'il y avait eu un incident... avec l'une des orques, mais qu'Alex allait bien.
Bu sadece bir kaza değildi.
Ce n'était pas du tout un accident.
"Florida'da bir kaza oldu ve bir eğitmen öldü" dendi.
Il a dit qu'il y avait eu un accident au parc Floride.
Sizce bir kaza mıydı, yoksa...
Est-ce que c'était un accident ou...
Diğer kişiliğin gözü kararmış olabilir ya da sadece kötü bir kaza olabilir. Halısın.
Vous avez raison.
Geçen hafta buradan 1,5 km. ileride bir kaza olmuştu.
Il y a eu un accident mille six cent mètres plus haut la semaine dernière.
Korkunç bir kaza geçirmiş küçük bir kız olsan ve sonra da çok sevdiğin oyuncak ayından ayrı yaşamak zorunda kalsan, nasıl hissederdin kendini?
Comment te sentirais-tu si tu étais une petite fille dans un terrible accident, et qu'ensuite tu devais vivre sans l'ours que tu aimes?
Bir kaza oldu, Bay Singer.
Il y a eu un accident, Monsieur Singer.
Bir kaza geçirdim.
J'ai eu un accident.
Bir kaza oldu.
Il y a eu un accident.
Ufak bir kaza geçirmeden önce Roman bana seyahate çıkmak için para biriktirdiğini anlatıyordu.
Tu sais, avant qu'il ait son accident, Roman m'a dit que tu prévoyais d'attaquer une banque, filer loin.
Evet. Felaket bir kaza yapmasına on saniye falan kaldı.
- Oui, il est à dix secondes d'un accident effroyable.
Dinle, Jason bir kaza geçirmiş ve şimdi onun zamanınındayım.
Ecoutes, Jason a eu un genre d'accident de voiture et maintenant je suis sur son temps,
Hiç bir kaza olmadı, Ian.
Il n'y a jamais eu d'accident de voiture, Ian.
Ve bir kaza değildi.
Et ce n'était pas un accident.
Ne demek bir kaza değildi?
Comment ça ce n'était pas un accident?
Saçma sapan bir kaza olmuş.
Un truc tout con.
Suits'de daha önce... 11 yaşındayken ailem korkunç bir kaza geçirdi.
Précédemment dans... Suits Quand j'avais 11 ans, mes parents ont été impliqués dans un terrible accident.
Şanslı çıkılan bir kaza.
Un accident chanceux.
Kömür madeninde ciddi bir kaza oldu.
... la nouvelle d'un grave accident dans une mine de charbon.
Cinayet dünyaya korkunç bir kaza gibi görünecekti.
Une fois. Le meurtre devait avoir l'air, aux yeux de tout le monde d'un terrible accident.
Otobanda daha kötü bir kaza yapabilirdim.
Je pourrais être dans un accident pire sur l'autoroute.
Başkanın ölümü gerçekten bir kaza mıydı?
La mort du président, c'est vraiment un accident?
Ufak bir kaza oldu ve bacağım kırıldı. Yedeğini getirecekler.
J'ai eu un accident, ma jambe s'est cassée, on m'en apporte une de rechange.
O bir kaza değildi.
Ce n'était pas un accident.
"Talim sırasında bir kaza oldu." bahanesinin ardına sığınacaklar.
Et leur excuse sera "un accident pendant un exercice d'entrainement"?
Bir kaza oldu.
J'ai eu un accident.
Büyük bir kaza atlattın ama iyi olacaksın.
Tu as eu un gros accident, mais tu iras bien.
Jimmy'nin telefonunu yok edecek kadar büyük bir kaza olmuş olmalı.
Assez grave pour détruire son portable?
- Küçük bir kaza.
- Un accident.
- Bir kaza oldu.
- Il y a eu un accident.
Pretty Vadisi'nde fena bir kaza olmuş.
Nous avons eu un sacré accident sur Pretty Valley.
Motton'da da bir kaza var.
J'en ai eu un aussi au delà de Motton.
Dramatik bir kaza olduğunu duydum.
J'ai entendu un petit accident.
Çocuklar eğlencenizi bozuyorum ama bir kaza olmuş.
Les gars, désolé d'interrompre le plaisir. Il y a eu un accident.
- Bana bir kaza gibi göründü.
Ça ressemble à un accident.
Şayet bunun bir kaza olduğuna hüküm verselerdi,... WolfBland iki katını ödemek zorunda kalacaktı.
Si ils avaient conclu qu'il s'agissait d'un accident Wolf et Bland auraient du payer le double.
Kazaklarda küçük bir kaza yaşadık.
Petit accident avec les chandails.
Brooks Brothers takım elbisesi giymiş ifadesiz suratlı birinin kocanın kaza geçirdiğini söylemesinin nasıl bir şey olduğunu biliyor musun?
Est ce que tu sais ce que ça fait d'avoir quelqu'un chez "Brooks Brothers" et une "Poker face" te dire que ton mari a eu un accident?
Kaza açığa çıkmadan önceki gece tek kullanımlık bir telefonu aramış.
Il a appelé un téléphone jetable la nuit précédant la découverte du crash.
Hasmını öldürmeyi başaramayıp üstüne bir de kaza geçiren birine göre fazla neşelisin.
Tu es drôlement taquin pour un gars qui vient juste d'échouer à tuer son ennemi et qui a été renversé par une voiture.
Siz de benim gördüğüm resimleri görseydiniz bunun mucize olduğunu söylerdiniz. Kaza kötü bir izlenim verse de yaralanmamış olabilir.
Ça lui a peut-être donné l'impression qu'il ne pouvait pas être blessé.
Bir ihtimal ölümü kaza olabilir mi?
Aucune chance pour que ce soit un accident?
Ancak bir kalp krizi veya kaza geçirmiş olabileceğini düşündüm.
Mais je pense qu'il peut avoir eu une crise cardiaque ou un accident.
- Ve sonra yere güvenli bir iniş yapıp paraşütünü gömdü kaza alanına doğru on beş kilometre koştu ve sonra da kendini hâlâ yanan enkaza mı bağladı?
Il a atterri sauf, caché son parachute, couru 16 kms jusqu'au Lieu du crash, puis s'est attaché dans la carcasse encore brûlante?
Sonra, bum, mutlu bir şekilde kaza yaptı.
Alors boum, heureuse découverte.
Ben sadece... Karen'ın geçirdiği kaza bir türlü aklımdan çıkmıyor.
C'est juste que je... je n'arrête pas de penser à Mandy renversée par cette voiture.
Bir doğal afet, kaza, hastalık veya arkasına saklanılan kader yüzünden değil. Öylesine büyük bir insafsızlık yaşanmasına rağmen hiç kimsenin elinden bir şey gelmemektedir.
Pas par une catastrophe naturelle, un accident ou une maladie, ou par ce qu'on appelle bêtement le destin, qui est déjà suffisamment terrible et insupportable, mais au moins personne n'y peut rien.
Kaza olduğuna, dikkatsizlik olmadığına dair bir şey bulabilmiş mi sorar mısın.
- Oui. Demandez lui, si quelque chose va en faveur de l'accident et non de l'imprudence.
Jürinin değerli bay ve bayanları,... hepinizin de bildiği gibi,... bizler intihar teorisinin yanında yalnızca kaza ölümü teorisini değil,... aynı zamanda potansiyel bir cinayet teorisini de dikkate alıyoruz.
Mesdames et messieurs les jurés, comme vous l'avez entendu, nous ne considérons plus seulement la théorie de l'accident mortel tout autant que la théorie du suicide mais aussi la théorie potentielle, de meutre.
bir kaza oldu 74
bir kazaydı 140
bir kaza geçirdi 16
kazan 69
kazak 25
kaza 70
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
bir kazaydı 140
bir kaza geçirdi 16
kazan 69
kazak 25
kaza 70
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
kazara 18
kazandın 147
kazandık 165
kazandı 52
kazanan 93
kazanacak 20
kazandınız 29
kazandın mı 31
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazandın 147
kazandık 165
kazandı 52
kazanan 93
kazanacak 20
kazandınız 29
kazandın mı 31
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazaklar 20
kazandım mı 18
kazandık mı 21
kazayla oldu 24
kazara oldu 25
kazaydı 82
kaza mı 58
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazaklar 20
kazandım mı 18
kazandık mı 21
kazayla oldu 24
kazara oldu 25
kazaydı 82
kaza mı 58