English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Burası iyi

Burası iyi tradutor Francês

1,531 parallel translation
Lanet olsun, burası iyi çekmiyor.
Punaise, ici la réception est très mauvaise.
Burası iyi ışık alıyor.
C'est lumineux.
Burası iyi.
Ici, c'est parfait.
Burası iyi.
Je vais marcher.
Burası iyi.
Ça va.
Hayır, burası iyi.
Non, non, ça va
Kimse Chatsworth'ün cennet gibi bir yer olduğunu söylemiyor. En azından, ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Frank Gallagher ve benimle gurur duyan çocuklarım için burası iyi bir yuva oldu.
La cité de Chatsworth, c'est peut-être pas le paradis, comme on dit, mais on s'y plaît bien, moi, Frank Gallagher, et mes mômes, ma fierté.
Burası iyi hissettiriyor.
Ca fait du bien.
Evet, burası iyi.
Terminus.
- Efendim... burası iyi bir tutunma noktası.
- Monsieur... c'est l'endroit idéal.
Burası iyi.
C'est un bon endroit, hein?
Burası iyi.
Je reste ici.
Burası iyi.
C'est bien. Juste ici.
Burası iyi bir kasabadır.
C'est une ville tranquille.
Burası iyi bir muhit değil.
Le voisinage n'est pas ce qui ce fait de mieux.
Burası iyi.
C'est bien.
Burası iyi mi?
Ça te va?
Burası iyi değil.
L'endroit n'est pas bien.
Burası hiç iyi değil.
C'est pas bon, ici.
En iyi yer, burası!
La meilleure place est... ici!
Eğer çalamazsan, burası gerçekten sessiz ve iyi olacak
Si tu ne peux plus jouer, on aura enfin le calme, ici.
İyi burası.
Je suis bien ici.
Dostum, burası üniversiteden daha iyi.
Cet endroit est bien plus sympa que la fac.
İyi haber, burası ülkenin en yoğun laboratuarıdır.
Le bon : On est surchargés de travail.
İnsanlar yüzülecek en iyi yerin burası olmadığını fark etmişlerdir herhalde.
Les gens savent que ce n'est pas le meilleur endroit pour se baigner?
Şey, burası insanları izlemek için iyi bir yer. Sen de denemelisin.
Bien, c'est le bon endroit pour regarder les gens.
Kaybolsan iyi olur. Burası benim köşem.
Je vois que t'es perdue.
Burası iyi bir hastane mi?
C'est un bon hôpital?
Güzel? Oh, Gina, burası kesinlikle gördüğümüz en iyi yer, Kontratı imzaladıktan sonra adamları çağırabilir ve eleman almaya başlayabilirsin.
Pas mal, c'est le meilleur endroit qu'on ait vu dès que t'auras signé, on pourra emménager, et engager des gens.
Burası gerçekten çok iyi şekle giriyor. "Latissimus dorsi". Yerinden fırlamak üzere.
Tu as une belle définition, ici... le lassitimus dorsi... le sport commence à payer!
Ne yani, bulabildiğiniz en iyi yer burası mı?
C'est tout ce que vous pouvez faire?
Yıldızlara bakmak için en iyi yer burası. Büyüdüğüm yeri hatırlatıyor.
Le meilleur endroit pour regarder les étoiles, comme là où j'ai grandi.
Burası kasabadaki en iyi restoran. Eğer zamanımı boş yere harcamakta kararlıysan en azından daha zor görevlerle çık karşıma.
Si tu tiens à me faire perdre mon temps, trouve au moins de meilleurs défis.
Burası'Dan Scott Motors'olsa bile, hep işimi iyi yapmak isterim.
Bien que ce soit "Dan Scott Motors", je veux quand même bien faire.
Evet. Burası gayet iyi.
Oui, monsieur, ça sera impeccable.
Burası Amerika. başarılı, iyi demektir.
Et bien c'est l'Amérique, succès égale bien.
Oh, şey, şimdi burası bekarlığa veda partisi için iyi görünüyor
Oh, et bien, maintenant on dirait un bon endroit pour enterrer une vie de jeune fille.
Aslında burası gayet iyi.
Tu sais quoi? T'es bien là où t'es.
Burası şehirdeki en iyi bamyalı yahniyi yapıyormuş diye duydum.
Apparemment, ils font ici, le meilleur gumbo de la ville.
Burası daha iyi.
J'aime cet endroit.
Burası bir ev için, iyi bir yer değil.
Il est un mauvais endroit pour une maison.
Burası kadar iyi bir işletme değildi gerçi.
Il ne fut jamais aussi bien géré que celui-ci.
bir gün iyi şeyler olabilir.Hareketsiz bir kasaba burası.
La ville était prospère avant, non?
Burası Beverly Hills, yani buradaki pek çok çocuğun... zengin ve ünlü bir ailesi var, kimin kim olduğunu bilmen iyi olacaktır.
On est à Beverly Hills, alors beaucoup de ces gamins ont des parents riches et célèbres, et il est bon de savoir qui est qui.
Burası gelinecek iyi bir nokta.
C'est tres positif.
Burasının şehrin en iyi lokantası olduğunu söyledi.
- Oui. Hank m'a dit qu'il n'y avait pas mieux en ville.
İyi akşamlar, Londra. Saat 9 : 00. Burası, Kaderin Sesi.
Bonsoir Londres, il est 9 heures et vous écoutez la Voix du Destin, sur 275 et 285 ondes moyennes.
Burası iyi.
Je suis bien comme ça.
Burası feci soğuk, çok iyi geldi.
Il fait si froid ici qu'ils sont les bienvenus.
Burası iyi bir restorant.
- Et l'ambiance est agréable.
Burası Seul'deki en iyi mekandır.
Le meilleur endroit de Séoul.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]