Bütün hayatım boyunca tradutor Francês
568 parallel translation
Bütün hayatım boyunca bunu yaptım zaten.
Je n'ai fait que ça, jusqu'à présent.
Bütün hayatım boyunca oldukça meşguldüm ve yakında daha da meşgul olmayı bekliyorum.
J'ai toujours été occupé et je compte être plus occupé encore bientôt!
Biliyorsun bütün hayatım boyunca bunun hayalini kuruyordum.
J'aí rêvé de ce moment toute ma vie.
- Bütün hayatım boyunca bu kadar mutlu olmamıştım.
- Au contraire. Très, très heureuse!
Bütün hayatım boyunca, dağ tepe aştım... nehirlerden geçtim, bin türlü engelle karşılaştım... ama günün birinde o uçan güzel şeyin... toprağa ineceğini, onu kucaklayabileceğimi hayal etmemiştim.
Ainsi a été ma vie, j'ai couru par monts et par vaux, remonté les rivières, abattu des obstacles, n'imaginant pas un seul instant qu'un jour, cette beauté volante pourrait venir sur terre et dans mes bras.
Bütün hayatım boyunca aradığım bir şey.
Quelque chose que j'ai recherché toute ma vie.
Bütün hayatım boyunca yaşadığım kafa karışıklığının cevabı.
La réponse à la confusion et à l'agitation d'une vie.
Bu yolu bütün hayatım boyunca unutmadım.
C'est ainsi que je m'en souviendrai toute la vie.
- Bütün hayatım boyunca.
Toute ma vie.
Bütün hayatım boyunca yalancı olduğumu bile bile
Moi j'ai menti toute ma chienne de vie
Şimdi biliyorum ki bütün hayatım boyunca boş yaşamışım ve çok az vaktim kaldı...
Je sais que j'ai eu tort toute ma vie et il y a si peu de temps...
Bütün hayatım boyunca oyun masalarında dolaşıp durdum.
Toute ma vie j'ai gagné des clopinettes.
Bütün hayatım boyunca seni beklemeye karar verdim.
J'ai décidé à vous attendre toute ma vie.
Bütün hayatım boyunca onunla birlikte yaşadım.
Je vis depuis toujours avec lui.
Bütün hayatım boyunca... it gibi çalışıp kendimi hırpalayıp durdum.
Toute ma vie, j'ai frappé et cogné comme un poing fermé.
Bütün hayatım boyunca onun yanındaydım.
J'ai passé ma vie à ses côtés.
Son iki gündür, uğruna yaşadığın her şeyi kaybettin bense, bütün hayatım boyunca aradığım bir şeyi buldum.
En deux jours, vous avez perdu tout ce qui comptait, à vos yeux, et moi, j'ai trouvé ce que j'attendais depuis toujours.
Ve bütün hayatım boyunca da seveceğim.
Mais j'aime Hope, etje l'aimerai toute ma vie.
Seni bütün hayatım boyunca seveceğim.
Je vous ai aimée toute ma vie.
Ama ben, bütün hayatım boyunca onun gibi birisi için bekledim... Nazik, olgun, yeri geldiğinde sert ama bir o kadar da güleryüzlü..
Je voudrais vous présenter un voisin qui vient du camp de garçons de Thunderhead.
Bütün hayatım boyunca zengin biriyle evlenmek istedim.
Je rêve d'épouser un homme riche.
- Ciddisin! Bütün hayatım boyunca böyle bir vefasızlık görmedim.
De toute ma vie, je n'ai jamais vu une telle ingratitude.
Haylazlık mı? Bütün hayatım boyunca çalıştım ben.
J'ai travaillé toute ma vie.
Bütün hayatım boyunca Martın 15'ini hatırlayacağım.
Je n'oublierai jamais le 15 mars!
Bayan, konu para olduğunda bütün hayatım boyunca muhabbetlerin değiştiğini gördüm. Sende de aynısı oldu mu?
- La conversation change toujours quand il s'agit d'argent n'est-ce pas, mademoiselle?
Bütün hayatım boyunca bir şey aradım. Dinle. - Evet?
Toute ma vie, j'ai couru... après quelque chose.
Bütün hayatım boyunca korkuyla senin gelişini bekledim.
Tout ma vie, j'ai redouté ton arrivée, comme la mort elle-même.
İnsanlar üzerine bilimsel araştırmayla geçirilmiş bütün hayatım boyunca, Sadece bir tane tek bir konuşabilen insan buldum.
Durant toute ma vie vouée à l'étude scientifique des humains, je n'en ai trouvé qu'un autre qui parlait.
Bu bütün hayatım boyunca aradığım şeydi.
l'objet que j'ai recherché toute ma vie.
Ee, sanırım bütün hayatım boyunca evlat.
Toute ma vie!
Bütün hayatım boyunca çalıştım ama hiçbir şeyim yok.
J'ai travaillé toute ma vie pour rien.
Bunu yapmayı bütün hayatım boyunca bekliyordum!
J'attends ça depuis trop longtemps!
Bütün hayatım boyunca gördüğüm en kötü şey.
la chose la plus répugnante que j'ai jamais vu de toute ma vie.
Bütün hayatım boyunca neredeydin sen?
Regarde ce que je te ferais.
"Ama işte buradasın Picasso... Bir hayaletin ölüm döşeğinin başında dikiliyorsun. " Bütün hayatım boyunca bir hayalet gibi yaşadım.
" Vous voilà, Picasso au chevet d'un fantôme... ce que je fus toute ma vie.
Bütün hayatım boyunca aşka ve cinselliğe eğilimim oldu... Bunu inkar etmem.
Je ne le nierai pas, je suis d'une nature amoureuse, je l'ai toujours été.
Bir şeyler yapmak istiyorum Keoma, biliyormusun... bütün hayatım boyunca ölümle yüzyüze geldim... doğru yüzüne baktım, ama korkmadım hiç.
J'aimerais faire quelque chose, Keoma, mais... tu sais, toute ma vie, j'ai regardé la mort... Je l'ai regardée en face, sans appréhension.
Shiola'yı bütün hayatım boyunca bekledim.
J'ai été en attente pour Shiola toute ma vie.
Bütün hayatım boyunca bunun için sana minnettar kalacağım.
Je vous en serai reconnaissante, de toute ma vie.
Bütün hayatım boyunca hiç bu kadar çok yemedim.
Je n'ai jamais autant mangé de ma vie.
Peki benim bütün hayatım boyunca neredeydiniz?
Et où êtes-vous passé pendant toute ma vie?
Bütün hayatım boyunca burada yaşadım.
J'y ai toujours vécu et y vivrai toujours.
Sanırım bütün hayatın boyunca dans etmen uygun görülmüş.
Je pense que tu étais faite pour danser toute ta vie.
Git buradan! Bütün hayatım boyunca buradaydım ve şimdi onu terk etmeyeceğim. Bu evi kocam inşa etti.
Pas question de quitter cette maison.
Aklıma bir şey geldi. Hayatım boyunca hiç otelde kalmadım. Belki bir şey satıp üçümüz bütün gece o otelde kalabiliriz.
J'ai jamais passé une nuit à l'hôtel et mon idée, c'est qu'on pourrait peut-être vendre quelque chose et se payer une nuit dans cet hôtel.
Neden? Bütün gece bekledim. Hayatım boyunca.
J'ai attendu toute la soirée, une éternité!
Tanrı aşkına. Bütün hayatın boyunca avlanmak mı istiyorsun?
Vous voulez vivre en homme traqué?
Sen hiç kimseye hayranlık duymadın mı? Bütün hayatın boyunca hiç kimseye... hiç bir şeye, birine gerçekten inandığın olmadı mı?
Tu n'as jamais admiré quelqu'un dans ta vie?
Diğer bütün maymunlardan daha akıllıyım. Hayatım boyunca bu işi yaptım. Öyle değil mi, Kraliçem?
Je l'ai fait depuis que j'ai quitté l'orphelinat.
taze çilek, taze... işler ters gittiği zaman açıp ona doya doya bakarım... ve onu bir hazine gibi saklarım... bütün hayatım boyunca... bugün süt alacak mısınız?
De belles fraises bien mûres! Pour que chaque jour je les voie Quand tout n'est pas rose
bütün hayatın boyunca kaçmak mı istiyorsun?
Tu veux fuir toute ta vie?
hayatım boyunca 96
bütün 38
bütün bunlar ne için 24
bütün kalbimle 26
bütün gün 52
bütün istediğim bu 17
bütün bunlar 64
bütün bunlar da ne 26
bütün gece neredeydin 17
bütün bunlardan sonra 25
bütün 38
bütün bunlar ne için 24
bütün kalbimle 26
bütün gün 52
bütün istediğim bu 17
bütün bunlar 64
bütün bunlar da ne 26
bütün gece neredeydin 17
bütün bunlardan sonra 25