Daha da iyi tradutor Francês
3,032 parallel translation
Ama sanırım bunu daha da iyi bir hale getirmek için bir fikrim var.
Mais j'ai une idée encore meilleure.
- Belki daha da iyi olabiliriz. - Öyle mi?
Ouais, eh bien, peut-être que nous pouvons faire mieux que très bien.
Ve onu daha da iyi bir hale getirmek istiyorum.
Et je veux encore l'améliorer.
Ama Sezar'ın sizleri kendi varisleri olarak adlandırdığını bilmeseniz daha da iyi olur.
Mieux vaut que vous ignoriez que César vous a désigné comme ses héritiers.
Tadı da daha iyi değil zaten.
Ça a presque le même goût.
Böyle şeyleri biz Amerika'da çok daha iyi yapıyoruz.
Nous faisons beaucoup mieux les choses aux États-Unis.
Ya daha iyi hissetmek için aşırı derecede sempati gösterirler ya da ölümlülükten saklanmak iyi hissettirdiği için seni görmezden gelirler.
C'est comme de la saccharine ( remplaçant du sucre pour diabétiques ) car te montrer de la pitié les rend plus heureux, ou ils t'ignorent, parce que cacher la mort les rend plus heureux.
Bu da demek oluyor ki, ölürken yaşadığından daha iyi bir insan oluyorsun dünya da seni kurtarmadığım için daha iyi bir yer hâline geliyor.
Ce qui signifie que vous êtes une meilleure personne en mourant que ce que vous avez été vivant, et le monde est meilleur car je ne vous ai pas sauvé.
O bunu istememiş olsa da beni daha iyi bir ebeveyn yaptı.
Il m'a rendu un meilleur parent, s'il veut ou non
Ve randevuların da daha iyi olacaktır. Birisini bulacaksın.
Pareil pour ta vie sentimentale.
Ama seni son gördüğümde, bana bir şeyler söylemiştin, daha iyi kararlar vermek hakkında, ve haklıydın da.
Mais la dernière fois que je t'ai vu, tu m'as fait un discours sur le fait de faire des meilleurs choix, et tu avais raison.
Sektörün uzmanlarına göre ; birçok kırsal kesimde internetten DVD kalitesinde film izlemeyi kaldıracak altyapı yokmuş ve daha uzun süre olmayacakmış. Bu da DVD kiralamayı en iyi seçenek haline getiriyor.
les régions rurales auront encore un débit insuffisant ce qui fait que la location de DVD reste privilégiée.
İşinde çok iyi ve bu her şeyi daha da zorlaştırıyor.
Elle est douée. Ça a rendu l'écoute plus difficile.
Sana da daha iyi dostlar katmamış.
Ni toi de meilleures fréquentations.
Aaa... Ve bilirsin, Sarah ile daha da ciddileştiğinizden, muhtemelen bu birbirimizi tanımamız açısından iyi bir fikir.
Et comme ça devient sérieux avec Sarah, c'est bien de mieux se connaître.
Çok iyi hissettirdi, bir daha da bu konu hakkında hiç konuşmadık.
Mais on n'en a plus reparlé.
Aynısını öbür tarafa da yapsan daha iyi olurmuş.
Je pense que tu peux faire pareil de l'autre côte.
Thor, ustayı ara da bana daha iyi bir sandalye getirsin.
Thor, appelle la maintenance et obtiens-moi une meilleure chaise.
Daha da iyi, bak.
- Mieux, regarde.
Açıkçası Bayan Greenly, kızınızla daha fazla ilgilenilecek ve iyileşmek için daha iyi bir şansı olacak Jefferson'da.
Honnêtement, Mme Greenly, votre fille recevra plus d'attention et aura une meilleure chance de récupérer... à J... à Jefferson.
İhtiyacı arttıkça da kendini iyi hissetmek için onu daha fazla kullanıyor. Ve gücünü kontrol edemeyecek kadar güçsüzleşiyor.
Plus elle en a besoin, plus elle l'utilise pour se sentir mieux et moins apte elle est a le contrôler.
Daha iyi ya da daha kolay bir duruma sokamam.
Je ne peux rien faire pour arranger les choses.
- Kendini daha iyi hissettirecek tek bir insan varken ve o da seninle konuşmuyorken ne yapabilirsin ki?
Que faire quand la seule personne qui vous rasure ne vous parle pas?
Orson, konu daha iyi uyumak ya da daha çok brokoli yemek değil.
Orson, il ne s'agit pas de dormir plus ou de manger plus de brocolis.
En azından Seattle'da çektirdiğimden daha iyi bir fotoğraf.
Beurk. Eh bien, au moins, c'est une meilleure photo que celle prise à Seattle.
Hoyt, Alaska'da işlerin daha iyi olacağını kim söyledi?
Hoyt, qui te dit que l'Alaska sera mieux?
Bakıyorum da, kız geldiğinden daha iyi görünüyor.
Et bien... J'ai l'impression qu'elle se sent mieux.
O işleri daha iyi yapmaya çalıştıkça nasıl oluyor da benim işlerim kötü gidiyor?
Comment fait-il pour qu'à chaque fois qu'il tente d'améliorer les choses, ça devient pire pour moi?
Lily üzüldüğünde ya da korktuğunda onu ne daha iyi hissettirir?
Quand Lili est énervée ou anxieuse, qu'est ce qui lui fait se sentir mieux, habituellement?
Bayan Zane sadece baleyi değil hukuku da senden daha iyi biliyor.
Madame Zane ne s'y connait pas seulement mieux que toi en ballet, elle connait aussi mieux la loi.
Ben sadece iki kızımı da sonunda daha iyi tanıma şansı bulduğum için mutluyum.
Je suis juste content d'avoir finalement eu la chance d'apprendre à connaitre mes deux filles.
- İşte kızımız da geldi. - Alex'in neden sürekli senden bahsettiğini şimdi daha iyi anlıyorum. - Merhaba.
Ah, là voilà!
istemiyorum. Zaten ilk basta da almak istememistim. Bu senin kendini daha iyi hissetmenle ilgili bir sey degildi.
j'en veux pas, j'en ai jamais voulu il ne s'agit pas de trouver le moyen de te soulager
Felç geçirdi. Baze düşünüyorum da ; hissedememek,... düşünememek daha iyi olurdu sanki.
Parfois je me demande s'il n'est pas préférable d'être incapable de penser, de ressentir.
Düşünüyorum da geçmişe dönebilseydim daha iyi seçimler yapardım.
Je continue de penser que si je pouvais recommencer ferait de meilleurs choix...
İşlerin daha iyi olmasını sağlamaya çalıştım ama daha da beter ettim.
J'ai essayé de mieux faire les choses, et je les ai fait pire.
Benim Marie-Leonie, Savoy'da alabileceğinden daha iyi tereyağlı ekmek yapar ve kendini 500 yılda bir düzgün ve temiz tutar.
Ma Marie-Leonie fait de meilleurs toasts beurrés que ceux que vous trouvez au Savoy, elle est propre et soignée 500 jours par an.
Bir çocuğa daha iyi bir hayat sunmak, o kadar da kötü sayılmaz.
Vouloir donner une meilleure vie à un enfant, pas tant que ça.
Bu pencere odadaki ışığı artırmakla kalmayacak aynı zamanda kışın odanın daha sıcak olmasını yazın da havalandırmasının daha iyi olmasını sağlayacak.
La fenêtre ne va pas seulement te donner plus de lumière, elle va aussi donner plus de chaleur en hiver et puis plus de ventilation en été.
İrlanda cüce cinlerine, tek boynuzlu atlara ya da siktiğimin Kardashianlarına dua etseniz daha iyi.
Vous pourriez aussi bien prier pour les lutins ou les licornes, ou encore ces pétasses de Kardashians.
Resmi rapora dair düşünüyorduk da Angela'nın asıl hedef olduğunu söylemek daha iyi olurdu.
Hum, on pensait que dans le rapport officiel, ca pourrais aider si Angela était la cible initiale.
Artık susman senin için daha iyi. Olayı daha da kötüleştirmek istemezsin.
Tu devrais arrêter, tu n'as pas envie d'aggraver ton cas.
Britanya'nın iyi ya da kötü, farklı ırklardan oluşan yüzüne ilk kez tanıklık etmekten daha yenilikçi ne olabilir?
Qu'y-aurait-il de plus innovant qu'être les premiers à montrer le visage de l'Angleterre multiraciale, bon ou mauvais?
Ekibin geri kalanı da ondan daha iyi değiller.
Les autres ne valent pas mieux :
Ama istersen, havaalanını ya da muhteşem parklarımızı nasıl daha iyi hale getireceğimi konuşabiliriz.
Si vous voulez bien, parlons de cet aéroport et de nos merveilleux parcs.
Ve bu alanda ileriyi Vali Cullen'dan daha iyi kim görebilirdi ki. Chicago Oyun Birimi'nin başına da görev süresi dolduktan sonra Vali Cullen geçecek.
Et qui de mieux pour superviser une telle entreprise que le gouverneur sortant Mac Cullen, qui va officier comme président de l'Autorité des jeux de Chicago à la fin de son mandat.
Ya da işimi yapmaya çalışırım ve çekim menzilini genişletip daha iyi bir görüntü elde ederim.
Ou je pourrais essayer et faire mon boulot, amplifier la réception et obtenir une image plus nette.
Morfin'den çok daha iyi, üstelik reçeteye ihtiyacın da yok.
C'est meilleur que la morphine, et tu n'as pas besoin de prescription.
Bu da bana hayattaki en iyi arkadaşım benden kaçmak için elinden gelen her şeyi yaparken çoğunu bir hastane yatağında geçireceğim birkaç ay daha mı verecek?
Ça pourrait me donner quelques mois de plus, que je passerai, pour la plupart, dans un lit d'hôpital, pendant que ma meilleure amie au monde fait tout son possible pour m'éviter?
Sorunlarım yarın da, ondan sonraki gün de hatta ondan sonraki gün de orada olacak ve birkaç hafta sonra en iyi arkadaşım Tulane'e gitmiş olacak ve onu bir daha göremeyebilirim.
Mes problèmes seront toujours mes problèmes demain et le jour après ça et le jour après ça. Et dans quelques semaines, mon meilleur ami sera à Tulane, et je ne le reverrai peut-être jamais, donc...
Bu evlat edinmekten daha iyi. Chicago'da nasıl para kazandığımı hatırlıyor musun?
C'est encore mieux que l'adoption tu te rappelle du bon plan pour avoir de l'argent quand nous vivions à Chicago?
daha da iyisi 48
daha da fazlası 27
daha da kötü 35
daha da önemlisi 45
daha da kötüsü 101
iyi akşamlar 4224
iyi aksamlar 25
iyiyim 3981
iyi bayramlar 19
iyi şanslar 1942
daha da fazlası 27
daha da kötü 35
daha da önemlisi 45
daha da kötüsü 101
iyi akşamlar 4224
iyi aksamlar 25
iyiyim 3981
iyi bayramlar 19
iyi şanslar 1942
iyi sanslar 16
iyi geceler canım 50
iyi günler dilerim 40
iyi geceler sevgilim 30
iyi eğlenceler 520
iyi günler 2648
iyi geceler tatlım 84
iyi uykular 287
iyi geceler 8675
iyi değilim 99
iyi geceler canım 50
iyi günler dilerim 40
iyi geceler sevgilim 30
iyi eğlenceler 520
iyi günler 2648
iyi geceler tatlım 84
iyi uykular 287
iyi geceler 8675
iyi değilim 99
iyi seyirler 39
iyimisin 185
iyi misin 6507
iyi geceler millet 19
iyi günler hanımefendi 25
iyi bakalım 18
iyi yolculuklar 414
iyi uyudun mu 167
iyi hafta sonları 22
iyiyiz 138
iyimisin 185
iyi misin 6507
iyi geceler millet 19
iyi günler hanımefendi 25
iyi bakalım 18
iyi yolculuklar 414
iyi uyudun mu 167
iyi hafta sonları 22
iyiyiz 138