English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Diyorduk

Diyorduk tradutor Francês

576 parallel translation
Ona sürekli maça kızı verirdim, Kirli Dora diyorduk ona.
Je lui refilais toujours la dame de pique.
Evet şimdi, ne diyorduk?
Bien. Où en étais-je?
Bayan Allison ile akşam trenine bineriz diyorduk.
J'en prendrai un ce soir avec Mlle Alison, je crois.
Kendimize detektif diyorduk.
On se disait détectives.
- Acaba diyorduk...
- On parlait...
Ne diyorduk?
De quoi parlait-on?
- Ee, ne diyorduk?
- Bien, que disions-nous?
Senin için yalancı diyorduk, doktor.
On vous attendait au tournant.
Biz de gelin nereye gitti diyorduk.
Tout le monde se demandait où vous étiez passée.
Konuşsak diyorduk, sizce...
- Parlons plutot de...
Tam da "Bayan McKay'e ne oldu" diyorduk ki, işte geldiniz.
On se disait justement : "Mais qu'est devenue Mlle McKay?", et vous voilà.
Ona kutsal baş belası diyorduk.
Nous l'appelions "Sainte Terreur"!
Ne diyorduk?
- Que disions-nous?
- İyi de, sonra ne diyorduk?
- Oui, mais après?
Dördümüz karanlıkta yan yanaydık. Ölsek de yan yana olacağız diyorduk.
Nous pensions, dans le noir, que nous allions tous mourir.
Neydi, Ona ne diyorduk, Jake? Birşey vardı, Söylediğimiz...
Qu'est-ce qu'on avait l'habitude de lui dire Jake?
Onlara "koruyucularımız" diyorduk.
On les appelle "Mos Protecteurs".
Kürdan Charlie nedeniyle kalbi kırılmıştır diyorduk.
On pensait que tu étais abattu à cause de Charlie Cure-dents.
- Herneyse, kırılan ışık diyorduk.
- Alors, la lumière?
Ona öyle diyorduk. Halde peynir toptancısıydı.
Il vendait du fromage au marché de gros.
Ne diyorduk?
- "Le professeur"? - Ben oui.
Arabanızı ödünç alabiliriz diyorduk.
Nous voudrions votre voiture.
Ruhunuz diyorduk.
Alors, cette âme?
Şey, Angela ve ben diyorduk ki bu akşam bize akşam yemeğine gelebilirsin.
Angela et moi aimerions vous inviter à dîner chez nous ce soir.
Evet, diyorduk ki...
alors, nous disions...
Biz ona Malanya Sergeyevna diyorduk.
Nous l'appelions MaIania Serguéevna.
- Evet, ne diyorduk?
Alors de quoi parlions-nous?
Hayır, biz Corleone ailesi diyorduk, senatör.
Non. Pour nous, c'était la famille Corleone. La Famille.
Diyorduk ki ; farklı biçimlerde, heyecan verici dairelerimiz, kullanımınıza hazır, sizleri bekliyor.
Comme je vous disais, on a toute une palette d'appartements meublés et disponibles.
- Canavar diyorduk.
- A propos du monstre...
Durun, ne diyorduk?
Où en étions-nous?
Az bir zorlamayla işleri biter diyorduk ama kuşatmamız 20 gündür devam ediyor.
Voilà 20 jours que nous l'encerclons.
Buna ne diyorduk, Desmond?
Comment appelons-nous ça?
Thomas ve ben diyorduk ki... Annen ve babam iyi arkadaşlar.
Et puis ta mère et mon père sont bons amis.
Radyo binasına şöyle bir uğrayalım diyorduk da. Sende gel çok seviniriz.
Je les coupais en deux pour voir s'ils crieraient.
Ne diyorduk?
Que disions-nous?
Polonyalılar'la Yahudiler arasındaki fark mı diyorduk?
La différence entre Polonais et Juifs?
Tahliye edildik. Senle, Miriam'la ve... Bosco ile kalırız diyorduk.
On allait venir crécher chez toi avec Miriam et Bidule.
Ne diyorduk...
Bien, Je te dis...
Ne diyorduk...
Nous en étions à...
Geordi, Wesley ve ben diyorduk ki...
Geordi, Wesley et moi, nous nous disions...
Alçak. Saksı diyorduk.
- Vous savez ce qu'on pourrait faire?
Böyle harika bir ilişkimiz var " diyorduk.
"On a de la chance. On est bien, comme ça."
Bir daha onu görmeyiz diyorduk ama şansımıza ya da şanssızlığımıza... yarım saat önce aradı.
Nous pensions ne plus le revoir, mais heureusement... ou malheureusement, il a téléphoné il y a une demi-heure.
Kendimize Günahkârlar diyorduk.
On s'appelait alors'les Délinquants'.
Ne diyorduk?
On est sur laquelle?
- Şimdiye Bixby'e varmışsınızdır diyorduk.
- On pensait que vous seriez à Bixby.
Ne diyorduk? Oh, evet.
Où en étions-nous?
Ne diyorduk.
On parlait de votre baiser à Abby.
- Ne diyorduk?
- Du projet de l'hôpital.
Ona Straffer Jack diyorduk.
Jack la Mitraille.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]