English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ E ] / Endişelendirmiyor beni

Endişelendirmiyor beni tradutor Francês

98 parallel translation
* Diyebilirsin, özgür değilsin * * Ama endişelendirmiyor beni * * Hayır etme *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre mais ça ne me tracasse pas, pas du tout.
* Ve diyebilirsin ki * * Özgür değilim * * Ama endişelendirmiyor beni *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre mais ça ne me tracasse pas.
* Özgür değilsin, diyebilirsin * * Ama endişelendirmiyor beni *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre mais ça ne me tracasse pas.
* Ama endişelendirmiyor beni *
- mais ça ne me tracasse pas.
* Özgür değilsin diyebilirsin * * Ama endişelendirmiyor beni *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre mais ça ne me tracasse pas.
* Endişelendirmiyor beni *
- Ça ne me tracasse pas.
* Endişelendirmiyor beni *
- mais ça ne me tracasse pas.
* Derler ki bu tren * * Hiçbir yere gitmiyor * * Ama endişelendirmiyor beni *
Ils disent que ce train ne prend pas de voyageurs, ça ne me tracasse pas.
* Ama endişelendirmiyor beni *
- ça ne me tracasse pas - Qu'est-ce qui s'est passé?
* Ama endişelendirmiyor beni *
mais ça ne me tracasse pas.
* Ama endişelendirmiyor beni *
Ça me tracasse pas.
* Endişelendirmiyor beni *
Ça me tracasse pas.
* Diyebilirsin, özgür değilsin * * Ama endişelendirmiyor beni *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre, ça ne me tracasse pas.
* Ama endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmiyor beni *
- Ça ne me tracasse pas, ça ne me tracasse pas.
* Diyebilirsin, özgür değilsin * * Ama endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmeyecek beni *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre mais ça ne me tracasse pas.
* Ekmeğin fiyatı endişelendirebilir bazılarını * * Endişelendirmiyor beni *
Le prix du pain en inquiète peut-être certains mais ça ne me tracasse pas.
* Vergi bayramı hiç gelmeyebilir * * Endişelendirmiyor beni *
Les impôts ne baisseront peut-être jamais, ça me tracasse pas.
* Diyebilirsin, özgür değilsin * * Endişelendirmiyor beni * * Hayır, endişelendirmiyor beni *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre, ça me tracasse pas, non, ça ne me tracasse pas.
* Diyebilirsin, özgür değilsin * * Endişelendirmiyor beni *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre, ça ne me tracasse pas.
* Endişelendirmiyor beni *
Ça ne me tracasse pas.
* Diyebilirsin, özgür değilsin * * Ama endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmiyor beni *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre mais, ça ne me tracasse pas.
* Endişelendirmiyor beni * * Hayır * * Endişelendirmiyor beni *
Ça ne me tracasse pas, non, ça ne me tracasse pas.
* Diyebilirsin, özgür değilsin * * Endişelendirmiyor beni * - Endişelendiremeyecek beni *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre mais ça ne me tracasse pas.
-... sinek şakşağından başka. * Ama endişelendirmiyor beni *
mais, ça ne me tracasse pas.
* Endişelendirmiyor beni *
- Ça ne me tracasse pas. - Pourquoi pas?
* Diyebilirsin, özgür değilsin * * Endişelendirmiyor beni *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre mais, ça ne me tracasse pas.
* Endişelendirmiyor beni * * Evet doğru *
- Ça ne me tracasse pas. - Très bien.
* Diyebilirsin, özgür değilsin * * Endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmeyecek bizi *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre mais ça ne me tracasse pas.
* Ve diyebilirsin ki, özgür değilsin * * Endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmeyecek beni *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre mais ça ne me tracasse pas, ça ne va pas me tracasser.
* Özgür değilsin * * Ama endişelendirmiyor beni * * Endişelendirmiyor beni *
- Vous pouvez dire que je ne suis pas libre mais ça ne me tracasse pas, ça ne me tracasse pas.
* Ve diyebilirsin ki, özgür değilsin * * Ama endişelendirmiyor beni *
Vous pouvez dire que je ne suis pas libre mais ça ne me tracasse pas.
Bu detaylar fikrini savunma yetersizliğin kadar endişelendirmiyor beni.
Passez-moi les détails. Ce n'est la faute de personne si vous n'arrivez pas à vous affirmer.
Ama işin o kısmı, şu an beni pek endişelendirmiyor.
Mais ça ne m'importe guère, pour l'heure.
- Beni endişelendirmiyor.
Lui ne me fait pas peur.
Yoksulluk öbür insanları olduğu gibi beni endişelendirmiyor.
La pauvreté ne m'inquiète pas contrairement à d'autres personnes.
Debby beni endişelendirmiyor.
Elle ne m'inquiéte pas.
Beni pek endişelendirmiyor...
Moi, je n'y pense pas beaucoup.
Polisler beni endişelendirmiyor.
Comme si je craignais la police!
* Endişelendirmiyor * * Beni *
Oh, ça ne me tracasse pas.
Bu beni endişelendirmiyor Bayan Hallet.
Ça ne m'inquiète pas.
Bu arada Mike Katz'da beni endişelendirmiyor.
Je ne m'en fais pas pour Mike Katz.
Beni endişelendirmiyor.
Il ne me fait pas peur.
Richie, beni hamleler endişelendirmiyor.
Richie, je me fous des gestes.
Beni onlar endişelendirmiyor. Kaptan Picard endişelendiriyor.
C'est le capitaine qui m'inquiète, pas mes examens.
Gerçek şu ki beyler, bunların hiçbiri beni endişelendirmiyor. çünkü kimse bunlar hakkında bir şey öğrenemeyecek.
Mais en vérité, messieurs, ces inventions mirifiques ne m'inquiètent nullement parce que personne n'en saura jamais rien.
Beni Mets'in atıcıları endişelendirmiyor. Atıcıları var.
Les Mets ont des lanceurs, mais pas de batteurs.
Bu devrim beni endişelendirmiyor, Benim buz kutusu yeterince soğuk değil.
Ce n'est pas la révolution qui m'inquiète, c'est ma glacière qui ne refroidit pas assez.
Fiziksel acı beni endişelendirmiyor...
La douleur physique ne me gêne pas.
Bu beni endişelendirmiyor.
C'est pas ça qui m'inquiète.
Onlar beni endişelendirmiyor. Beni kaygılandıran kinli bir hainin komuta ettiği bir Leviathan silahlı gemisi.
- Ce n'est pas eux qui m'inquiètent... mais le vaisseau Léviathan commandé par un traître assoiffé de vengeance.
- Beni notların endişelendirmiyor.
- Je ne m'inquiète pas pour ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]