English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ E ] / Evet vardı

Evet vardı tradutor Francês

3,074 parallel translation
Evet vardı.
Oh, oui, hmm.
Evet. Büyüdüğüm yerin bitişiğindeki çiftlikte Violet diye bir sütçü vardı.
Il y avait une laitière nommée Violette près de la ferme où j'ai grandi.
Doktor kıçına soktuğun doktor aklını başına getirmek için mi? Evet, vardı galiba.
Pour sortir ta tête de docteur de ton cul de docteur, je pense que ça l'est.
Evet ama birkaç rastgele vardı.
Oui, mais... j'ai eu quelques petits soucis.
- Evet ama elinde bir sürü vardır.
Oui, mais d'après ce qu'on sait, il en a d'autres.
Evet, Wes. Belki anlaman gereken bir şey vardır.
Ouais, Wes, et peut être que tu devrais la connaitre.
Evet, eve vardım.
Je viens d'arriver.
Evet. Işığı yansıtan gözleri vardır böylece geceleri, sanki parlıyorlarmış gibi görünürdü.
Leurs yeux réfléchissent la lumière, alors on a l'impression qu'ils brillent la nuit.
Evet, eminim vardır seni kaşar.
Je parie que oui, salope.
- Evet, müdehalede ben de vardım, bunun farkındayım.
Oui, j'étais à l'intervention. Je suis entièrement conscient de cela. Alors fais quelque chose par rapport à ça.
Evet her şeyi düşünmek için biraz zamana ihtiyacım vardı.
Ouais, c'est juste que j'avais besoin, d'un peu de temps pour tout remettre en ordre.
Evet, bilgisayarından canlı bağlantım vardı ama görüntülemeyi durdurdum.
Ouais, j'avais un flux en direct depuis son ordi, mais j'ai arrêté de la surveiller.
Evet, bakın Lucy çok gergindi, masaja ihtiyacı vardı.
Oui, c'est ça. Lucy était tendue et voulait un massage.
- Tam sayıyı bilemiyor... 300,000'di. - Evet sanırım vardı.
Oui, je crois.
- Evet. - Charlotte'ın böyle tepesinin attığı anlar vardır.
Charlotte perd vite son sang-froid.
Evet yanımda bir silah ve kırbaç vardı.
Oui, j'avais une arme et un fouet, à mon habitude.
Evet, belki vardır ama Sen öğrenmek için akşam yemeğine gelmek zorundasın
C'est possible, mais faudra venir pour le savoir.
Evet, vardı.
C'est la vérité.
Evet, her evkadının hayatında yenilenmenin zamanı vardır.
Dans la vie de chaque femme au foyer, arrive le moment de la rénovation.
Evet, ama birkaç gün önce burada sert bir soğuk ve yağışlı bir hava vardı.
Ouais, mais une vague de froid et de fortes pluies sont passés par là Il y a quelques jours.
- Evet, orada bir bisikletçi vardı.
Il y a un marchand de vélos là-bas
Buralarda bir yerde altın bozan başka bir yer vardır. Evet.
il doit y avoir d'autres endroits.
Evet, benim de kontrol etmem gereken şu şey vardı.
J'ai un truc à vérifier.
Evet, vardı.
Si, vous en avez une.
Evet, vardı.
Oui, en effet.
Evet, belki de üçüncü bir vardır.
Où bien il y avait un troisième homme.
Evet ya haftalar boyunca yemeğimde kabuk parçaları vardı.
Hector! Tu penses qu'on ne s'est pas assez occupé d'elle?
- He evet, köpek tablosu. Çok kötümser hatları vardı. Sattım ben onu.
Il avait une aura démoniaque.
Evet, sen ve Marry-Lousie'in birbirinizi nasıl mutlu ettiğinizi görünce benim de birisiyle bu duyguyu yaşamayı hak ettiğimin farkına vardım.
Voir ton bonheur avec Mary-Louise m'a fait réaliser que je méritais de ressentir ça.
Evet, bu kostümlere dün ihtiyacım vardı.
Ouais, j'avais besoin de ces costumes hier.
Evet, ofiste halletmesi gereken işler vardı.
Ouais. Il avait quelque chose de pressant à traiter en arrière au bureau.
- Evet, bu ayrılığa ihtiyacımız vardı.
- Alors Violet et toi... - On avait besoin de faire un break.
- Evet, ve her yerde dişler vardı.
Oui et il y avait des dents un peu partout.
Ah, evet, burada bolca eğlencemiz vardır.
Oh, oui, nous nous amusons beaucoup ici
Anlaşmamız vardı. Evet yaptık. Sen kasedini aldın, ben de yeğenimi.
on avait un accord. oui c'est vrai tu as l'enregistrement, j'ai ma niéce
Evet, ama hesap üzerinde isim yoktu, yalnızca şirket adresi vardı.
Oui, mais pas de nom sur le compte, juste l'adresse de la société.
Evet, vardım.
Hé bien, ouais... effectivement.
Binbaşı Taylor, iyi haberleriniz vardı. Evet, evet.
Commandant Taylor, vous avez de bonnes nouvelles.
- Evet vardı.
- Si, vous en aviez.
- Evet, halletmem gereken bazı ayak işleri vardı.
Ouai. J'ai juste du partir faire une course
Evet evet, o da oradaydı ama biri daha vardı, bir kadın daha.
Ouais... ouais, elle était là... mais il y avait quelqu'un d'autre, une autre fille.
Evet. Washington'da görüşmen vardı. Şimdi de San Fracisco'ya, hatta Londra'ya gidebilirsin.
Tu avais un entretien à Washington, et maintenant tu vas peut-être à San Francisco, peut-être même Londres...
Evet annemin de etrafta böyle eşyaları vardı. 9 yıl önce öyleydi.
Hum, ouai, ma mère, elle elle avait l'habitude d'avoir ca par terre aussi c'est elle il y a neuf ans.
Ve, evet, onun tantrik sanatlara karşı doğal bir çekiciliği vardı.
Il est vrai qu'elle a une affinité innée pour l'art tantrique.
Evet, benim ihtiyacımdan daha fazla görsellik vardı.
Ouais, je n'ai pas besoin d'un dessin.
Evet, tabii ki. Epey vardı.
Oui, bien sûr..
- Sloganın mı vardı? - Evet!
T'avais ton propre surnom?
Evet, soruşturma odasında sen de vardın.
Oui, vous étiez dans la salle d'interrogatoire.
Çiftlik işçisine ihtiyacı vardı tıpkı senin gibi birine. Bu çok nazikçe, Bayan Ewing. Evet.
elle cherche toujours des mains de ranch un spécialement aussi bien que toi bien, c'est terriblement gracieuse Mrs, Ewing
- Evet, bir rahatsızlığı vardı.
Oui. Il été blessé.
Evet, bu tarz şeylerin biraz saçma olduğunu biliyorum ama bizim de belki biraz saçmalığa ihtiyacımız vardır.
Et regarde, elle est un peu bizarre, mais, peut-être qu'on a besoin d'être un peu bizarre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]