English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ G ] / Gitme zamanı

Gitme zamanı tradutor Francês

1,591 parallel translation
Gitme zamanın geldi de geçiyor.
Il faut y aller.
Gitme zamanı.
C'est le moment.
- Eve gitme zamanı, Bart.
C'est l'heure de partir, Bart.
Sanırım gitme zamanı.
Je crois qu'il est temps de partir.
Gitme zamanım geldi, baba.
II est temps que je parte, papa.
Eve gitme zamanı, ufaklık.
II est temps de rentrer chez toi, petit.
Eve gitme zamanı. Haydi.
Donne-moi...
Ve şimdi Senin için gitme zamanı
Et maintenant... c'est l'heure de partir.
Gitme zamanı.
C'est l'heure de passer à la casserole.
Gel canım. Gitme zamanı.
Viens, chérie, il est temps de partir.
- Gitme zamanı, çocuklar.
On y va. - Qu'est-ce qu'on attend?
Biliyorsun küçük kız bence tatlı bebeciğin uyku diyarına gitme zamanı geldi.
Tu sais, ma puce, il est temps d'aller faire dodo dans ton petit lit.
Gitme zamanı.
C'est l'heure de partir.
- Gitme zamanı, Balkabağı.
Tu sais où il est? Pumpkin, il faut partir.
- Gitme zamanı.
On y va.
Haydi, gitme zamanı geldi!
Il faut y aller, les gars!
Gitme zamanı, Elizabeth.
Rentre chez toi.
Reggie, gitme zamanı.
Reggie, c'est le moment de partir.
- Gitme zamanı.
- ll faut y aller.
Gitme zamanı.
Il est temps d'y aller.
Gitme zamanı geldi, ama...
C'est l'heure...
- Gitme zamanı, Snow.
- Il est temps d'y aller, Boule.
Roku, gitme zamanı.
Roku, il est temps de partir.
Gitme zamanı neredeyse geldi.
Il est bientôt l'heure qu'il y aille.
Senin için gitme zamanı.
Il est temps pour toi d'y aller.
Gitme zamanı.
Il est temps d'y aller
Gitme zamanı.
C'est fini.
Bu seni mahvediyordu. - Bence gitme zamanın geldi.
- Il est temps que vous partiez.
Sanırım gitme zamanın gelmiş, Jake
Pourquoi?
Bana karşı iyi davrandığın için sana teşekkür etmek istiyorum ama artık eve gitme zamanı... böylece 16 yaşındaki veleti de bodrumda ot içerken yakalayabilirim.
Je voulais juste vous remercier d'avoir été si gentil avec moi tout à l'heure, mais je dois rentrer à la maison pour que je puisse surprendre mon fils de 16 ans en train de fumer de l'herbe au sous-sol.
Sadece eski odama gidip... eve gitme zamanı gelene kadar perdeleri çekip oturmak istiyorum.
Je veux juste retourner dans mon ancienne chambre... où je peux fermer les rideaux... et m'allonger dans le noir jusqu'à ce qu'il soit temps de rentrer à la maison.
- Yerimizi buldular. Gitme zamanı.
- Ils nous ont trouvés, il faut partir.
Hey, bence artık gitme zamanı...
Je pense qu'il est temps de partir.
Pekala koca oğlan. Oyuncaklarımızı toplayalım. Gitme zamanı.
Ok, mon grand, ramasse tes jouets, il est l'heure de partir.
Gus, tatlım! Gitme zamanı.
Gus, chéri, il faut qu'on parte.
Odana gitme zamanı, evlat.
C'est l'heure d'aller dans ta chambre.
- Gitme zamanı.
- Il est temps de partir. - Pas encore!
Tamam. Gitme zamanı. Ceketini giy.
Très bien il est temps de partir, mets ton manteau.
Gitme zamanı.
- Il est temps de partir.
Artık gitme zamanınız geldi.
Maintenant, vous devez partir.
Farkına vardım ki bu benim evime gitme ve senin de Midge'e ikinci bir şans verme zamanın.
J'ai réalisé qu'il était temps pour moi de rentrer chez moi et de vous donner à toi et à Midge une chance.
Gitme zamanı Mitch.
Observe, Mitch.
Buraya gel ayıcık! Haydi! Okula gitme zamanı!
Je vais te donner une leçon.
Bunun hakkında hiçbir zaman kural olmamıştı. Peki ya bırakıp gitme kuralına ne oldu? Komik ceketli çapkını bırakıp gitme.
"Jamais tourner le dos quand on a une veste ridicule."
- Gitme zamanın.
L'heure de t'en aller.
Gitme zamanın geldi, Jefferson.
Comme cet épisode de "All in the Family", où Archie oblige les Jeffersons à dégager.
- O zaman gitme.
Alors n'y va pas.
Her neyse, gitme zamanım geldi.
Salut.
- O zaman gitme.
Alors ne pars pas.
Sanırım gitme zamanı geldi.
Bon, il est temps de...
- Gitme zamanı.
- Il est temps de partir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]