Gitmekte özgürsün tradutor Francês
231 parallel translation
"Kum saati dolduğu zaman..." "... gitmekte özgürsün, anlaşma iptal olacak : İmzala! "
Quand le sable aura finide s'ecouler Tu seras libre de romper notre pacte.
Eli, istediğin yere gitmekte özgürsün, unutma.
Tu peux reprendre ta liberté quand tu veux.
Gitmekte özgürsün.
Vous pouvez partir.
İstediğin zaman gitmekte özgürsün.
Vous êtes libre de partir.
Peter, sürüşümü beğenmiyorsan bir at arabasıyla gitmekte özgürsün.
Peter, si tu n'aimes pas ma conduite tu peux y aller en charrette.
Pekala Lebarre, gitmekte özgürsün.
Bien, vous pouvez partir.
Özgürsün. Hepiniz gitmekte özgürsünüz.
Vous serez libres.
Gitmekte özgürsün.
Vous êtes libre.
Gitmekte özgürsün, Cooper.
Vous êtes libre, Cooper.
Gitmekte özgürsün.
Vous êtes libre de vous en aller.
İstediğin zaman gitmekte özgürsün.
Tu es libre de partir quand tu veux.
Marc, Stuyvesant gibi özel sektörce finanse edilen bir okulda akademik özgürlük, yönetimle aynı fikirde değilsen başka bir akademiye gitmekte özgürsün demektir.
Marc, dans une école privée telle que Stuyvesant, la liberté académique signifie que, s'il y a désaccord, vous pouvez aller dans une autre académie.
İstediğin zaman gitmekte özgürsün.
Tu peux abandonner quand tu veux.
Kazanırsan, gitmekte özgürsün.
Si vous gagnez, vous serez libre.
- Gitmekte özgürsün.
- Tu peux partir.
Başka bir şey ortaya çıkana kadar. Bağlanmak yok. Bir şey gelişirse, gitmekte özgürsün.
Tu sais, je pourrais partir en tournée n'importe quand.
İstediğin zaman gitmekte özgürsün.
Vous êtes libre de partir quand il vous plaira.
İstediğin an gitmekte özgürsün.
Tu peux t'en aller quand tu veux.
Aman Tanrım! Tamam, Colossus gitmekte özgürsün. - Fakat Ölüm Dağı'ndan uzak dur.
C'est bon pour toi, Colossus, mais n'approche pas Death Mountain.
Tabi ki Değişken burada kalmak zorunda, fakat sen gitmekte özgürsün.
Le changeant devra rester, mais vous êtes libre de partir.
Ve bu işi yaptıktan sonra, gitmekte özgürsün.
Et quand vous vous serez exécuté, vous pourrez partir.
Pekala Bart, gitmekte özgürsün ilave cezandan hemen sonra.
Tu vas pouvoir t'en aller, Bart, après ta punition complémentaire.
Şimdi, gitmekte özgürsün.
Maintenant, t'es libre de partir.
Benten Vek. Senin iyisin cezan bitti ve bir saat içinde gitmekte özgürsün.
Benton Vekk, votre caution a été payée et vous serez bientôt libre de partir.
Gitmekte özgürsün.
On se quitte.
- Gitmekte özgürsün.
- Tu es libre de partir mais avant...
Sen de gitmekte özgürsün.
Vous aussi, vous êtes libre de partir.
İstediğin zaman gitmekte özgürsün. Ama bize nedenini söyler misin?
Vous pouvez partir à tout moment, mais dites-nous pourquoi.
Bir yere mi gidiyorsun? Gerçi, gitmekte özgürsün.
Vous allez quelque part?
Bayan, dilediğin yere gitmekte özgürsün.
Tout le monde est libre de partir quand il veut.
- Sen gitmekte özgürsün.
- Je vous laisse rentrer chez vous.
Eğer kimse suçlamada bulunmayacaksa, gitmekte özgürsün.
Si personne ne porte plainte, vous pouvez partir.
Kendini şanslı saymalısın. Seni tutuklamayacağım. Gitmekte özgürsün.
Tu as du bol, je te laisse en liberté.
Gitmekte özgürsün.
Tu étais parti.
- Gitmekte özgürsün.
- Vous pouvez y aller.
Gitmekte özgürsün.
Tu es libre.
- O kişi de - - Tamam, artık gitmekte özgürsün.
Vous êtes libre.
Gitmekte özgürsün.
Tu es libre de partir.
İsteğin yere gitmekte özgürsün.
Tu es libre d'aller où tu veux.
İstediğiniz zaman arabayı durdurup gitmekte özgürsün. Size kalmış.
Vous êtes libre d'arrêter la voiture et de partir quand bon vous semble.
İstersen gitmekte özgürsün..
Vous êtes libre de partir.
Biz birinin başka birine sahip olabileceğine inanmıyoruz. Dilediğin yere gitmekte özgürsün.
Nous ne croyons pas qu'une personne puisse posséder une autre personne.
Tamam, gitmekte özgürsün.
Tu es libre. Tu peux y aller.
Gitmekte özgürsün.
Tu es libre de t'en aller.
İstediğin yere gitmekte özgürsün
Vous êtes libre de partir quand vous voulez.
Bu, gardiyan gitmekte özgürsün dediğinde onu sorgulamak gibi bir şey.
C'est comme questionner un gardien de prison quand il te dit que t'es libre de partir.
- İstediğin zaman gitmekte özgürsün.
- Vous êtes libre de partir. - Tant mieux!
Artık gitmekte özgürsün.
Vous êtes libre.
Ricalarımızı kabul etmemekte ve eve gitmekte diretirsen, bunu yapmakta özgürsün.
Nous n'arriverons jamais à vous convaincre. Repartez donc chez Sasahara!
Tamam, Smithers, gitmekte özgürsün.
- Ok, Smithers, tu peux partir.
Gitmekte özgürsün.
Nos maisons sont reliées à la caverne centrale par des tunnels.
gitmekte özgürsünüz 33
özgürsün 105
özgürsünüz 27
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
özgürsün 105
özgürsünüz 27
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmem gerekiyor 305
gitmedi 39
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19