English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ G ] / Gitmisti

Gitmisti tradutor Francês

2,983 parallel translation
Hoşuma gitmişti.
Eh bien, je l'ai aimé...
Aynı okullara aynı çocuklarla gitmişti. Kreşten 12. Sınıfa kadar.
Il est allé à la même école, avec les enfants du même jardin d'enfants, jusqu'à l'âge de 18 ans.
- Bekarlığa veda partisi için Rekall'a gitmişti.
Il a enterré sa vie de garçon là-bas.
Yaşlanmak cidden hoşuma gitmişti. Operacıdan huysuz bir ihtiyara dönüşümümü güvenle yapmıştım.
Je peux dire que je suis passé de la situation de chanteur d'opéra à celle de vieux schnoque avec aplomb.
Ve kapıyı kırdığınızda katil gitmişti.
Quand vous êtes entrés, l'assassin avait disparu?
Ruhum gitmişti.
Mon âme était perdue.
Annem son kocasıyla dünyanın bilmem neresine gitmişti.
Ma mère était partie en voyage quelque part avec son nouveau mari.
Şansım yaver gitmişti.
J'ai eu de la chance.
Ben eve gelene kadar, ikisi de gitmişti.
Et quand je suis enfin rentré chez nous, elles étaient parties toutes les deux.
Ve geri döndüğümde... - O gitmişti.
Je suis revenue, elle était partie.
Gitmişti işte.
Tout simplement partie.
Dışarı çıkmıştım ve o gitmişti.
J'aurais voulu.
Ama sonbahar geldiğinde gitmişti.
Mais il est parti une fois l'automne arrivé.
Bir dakika orada - ve sonra gitmişti!
Une minute durant, avant de disparaître!
Hayır, rüya terapisi atölyesine gitmişti ve geçmiş bir yaşamda karakteriyle sağır-dilsiz olarak kaynaştığını söyledi.
Elle a fait un atelier de guérison par les rêves. Son personnage et elle ont fusionné en une sourde-muette, dans une vie antérieure.
Herkes ve her şey gitmişti.
Tout, tous avaient disparu.
Gözümün önünden ayırdım ve gitmişti.
Puis, elle a été tuée pendant mon absence.
Pearl adaletsizliğe kurban gitmişti.
Perle avait vécu une injustice.
Ben oraya varana kadar o çoktan gitmişti.
- Je suis arrivé trop tard.
Aslında profilime uluslararası bir tutuklama emri ekleme fikri hoşuma gitmişti. ( İzlemeye devam ediniz. )
Mais j'aimais bien l'idée d'ajouter un mandat international à mon profil. Tu fais quoi?
Bu listedeki herkes, dün geceki partiye gitmişti ve hepsi şu anda ya ölüydü, ya da ölmek üzereydi.
Ces personnes avaient toutes été à la soirée d'hier et toutes étaient mortes ou en passe de le devenir.
Öncülük yaptığın şey hoşuma gitmişti.
J'ai toujours aimé cette piste.
İşte böylece Külkedisi gitmişti.
Et soudain, Cendrillon avait disparu.
Kalktığımda yatağımızdan gitmişti.
Il était partit quand je me suis réveillée.
Komançiler evine gitmişti.
Une fête de pillage Comanche.
Diğer şeyler de hoşuma gitmişti ama bunu yaptığım için mutluyum.
J'ai aussi aimé le reste, mais je suis content d'en avoir fini.
Hayır, o zamana kadar çoktan gitmişti.
Non, il était déjà parti à ce moment-là.
Nereye gitmişti, o ikisi?
Ils sont partis où, les deux?
- Hayır. O öncesinde gitmişti.
Non, il est parti avant que cela se soit passé.
Ben görevi devraldığımda o gitmişti.
Il était parti avant que j'arrive.
Ama Iqlakh biliyordu ve bu Faizal'ın hoşuna gitmişti.
Mais lqlakh fait. Et Faizal aimait cela.
Paranın hepsi buna gitmişti, değil mi?
C'est dedans que tu as mis tout l'argent, c'est ça?
Sağlık hizmeti konusundaki girişimleriniz çok hoşuma gitmişti. Şaşırmadım.
Eh bien, j'ai vraiment aimé votre état de santé ça va de soi.
Gülümsemeniz de hoşuma gitmişti.
Et j'ai aimé votre sourire.
Sırt çantasına bakmak için Larsen'ların evine gitmişti.
Il s'est rendu chez les Larsen pour voir le sac à dos?
Yani Nicholas neden gitmişti?
Je voulais comprendre pourquoi Nicholas était parti.
İçeri girdiğimde, o gitmişti. Ve ben de endişelendim. Ona bir şey olmasından korktum.
Il n'était pas à la maison et je me suis inquiétée.
O görüşmeye gitmişti.. Hey, Dyson.. Aslında bir seçenek daha var..
Il y a un autre moyen.
Ama Isabeau zaten gitmişti, değil mi?
Mais Isabeau ne t'a pas écouté, n'est-ce pas?
Ben de çaresizdim Dean çünkü o gitmişti.
J'étais déprimé, Dean, parce qu'il était parti.
Kılıç odanın diğer tarafına gitmişti sonra bir anda elime geldi.
L'épée était de l'autre côté de la salle, ensuite elle était dans ma main.
* Unutulup gitmişti ama *
♪ It was gone with the wind ♪
8 yaşındayken Halloween şekerleri toplamaya Full House'daki Jesse amca gibi gitmişti.
Quand elle avait 8 ans, elle est allée faire la tournée d'Halloween déguisée comme l'Oncle Jesse de Full House.
Kasık bitinden gitmemişti ki, buzdolabın boş diye gitmişti.
Ce n'était pas tes pinces, c'était ton frigo vide.
Çalışmaya gitmişti güya. Ayrıldım ben de telefonda.
Il est parti bosser là-bas, je l'ai quitté par téléphone.
Burada ana caddedeydim ama herkes gitmişti.
J'étais dans la rue principale mais tout le monde était parti.
Bunu fark ettiğimde çoktan elinden uçup gitmişti.
J'ai capté au moment où ma main gauche partait.
Ondan sonra gitmişti!
- Et après? Je sais pas!
- Ve sanırım hoşuma gitmişti.
Et je crois que j'ai aimé ça.
Taksi gitmişti ve bu kız da oradaydı ve bana "Oh, peki seni eve ben götüreyim" dedi.
Le taxi n'était pas là, et elle si, et elle à dit, "je vous ramène."
Bir zamanlar, otoparkta önümde duran ve deri ceket giyen çıtır Home Depot'a gitmişti ve kıçı böyle görünüyordu.
"Il était une fois, une meuf avec une veste en cuir " sur le parking alla à Castorama, "et son cul ressemblait à ça."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]