Hayaller tradutor Francês
1,118 parallel translation
Dokuz yaşındayken hayaller görürdüm... azizleri, melekleri, hatta İsa'yı bile görürdüm.
A l'âge de 9 ans, j'avais des visions... Des visions de saints, d'anges, du Christ même.
Elbette artık böyle hayaller görmüyorum.
Bien sûr, ça ne m'arrive plus.
Kısa zamanda umutlar, hayaller ve tavizler karmaşasındasındır.
Et on patauge dans l'espérance, les rêves, les compromis.
Kitap bomboş. Hayaller görüyor o.
Mais Miriam, ce livre est vide, vous savez, ce ne sont que des chimères.
Hatirladiklarim, bir karmasa zamani... yikilan hayaller, o tuketilmis topraklar.
Je me souviens du chaos, de reves brises, de ce pays devaste.
Elektrikli battaniyeyi açıyorsun, sakinleştirici gibi oluyor veya televizyon izleyerek lobotomi yaptırmak gibi. Sanırım yine hayaller âlemine girdin.
Mais ta couverture électrique est comme un tranquillisant, ça te décervèle comme la télé et tu replonges dans l'irréel!
İşçiler tarafında yer alan bir devrimci oldu. Artık Wilson gibi insanlar hakkında hayaller kurmuyordu.
J'espère que tous ceux qui croient en le bolchevisme seront présents ce soir-là pour former notre parti!
"Mavi Hayaller", Antun Gustav Matos!
"In a Blue Dream" par Antun Gustav Matos!
Hayaller!
Mirages!
Hayaller kuruyorum seninle birlikte golf oynuyormuşum gibi golf arabanı sürüp etrafta dolaşıyormuş gibi.
Parfois, j'imagine que je t'accompagne au golf et que je conduis ta voiturette.
Hayaller sadece rüyalar gibidir.
Les rêves ne sont que des rêves.
Gördüğün hayaller ve imgelemler büyüyüp güçlendikçe vücudun da zayıflaşmaya başlıyor.
Ces prémonitions, ces visions, vont en s'accentuant et affaiblissent le corps.
Hayaller.
Des rêves.
Yine boş hayaller görüyorsun.
Tu vends la peau de l'ours!
Hayır. Fakat onlar ayrılmanın eşiğine geldiklerinde, Tanrım, ne hayaller kurdum.
Non, mais quand ils ont failli se séparer, je m'en suis fait des illusions!
Onunla ilgili hayaller kurmadım değil.
Je ne peux pas dire que je n'y ai pas pensé.
Tekrar ediyorum, Bay Holmes, gülünç hayaller kuruyorsunuz.
Une fois de plus, M. Holmes, je vous répète que vous vous méprenez absurdement.
Şimdi hatırladım o hayaller için ihtiyar Jennifer'a ihtiyacınız yok.
Maintenant, souvenez-vous... vous n'avez pas besoin de vieille Jennifer pour jouer aux imaginaires.
Çünkü hayaller gerçeklikten daha önemli hale gelince, seyahati, yapmayı ve yaratmayı bırakıyorsun.
Lorsque les rêves deviennent plus importants que la réalité, on arrête de voyager, de construire, de créer.
Hayaller önemlidir. Aksi halde uyku boşa geçmiş sekiz saattir.
Les rêves sont importants, sinon, le sommeil serait bien vide.
Boş hayaller.
Des chimères.
Şu an aklımda olanlar bunlar... gerçekleştirilebilir hayaller. Belki garip geliyordur size
C'est comme dans un rêve... mais le faire en réalité, c'est un peu trop bizarre.
Aynı hayaller geri dönüyor...
Il ressasse toujours les mêmes absurdités.
Pekâla, bunun anlamı onlar beyni uyararak hayaller görmesine neden oluyor.
Cela pourrait signifier que l'expérience qu'ils ont menée stimule réellement la pinéale.
Seninle ilgili ne gibi hayaller kurabilirler ki?
Quelle idée ils se font?
Ama hayaller günümüzde çok pahalı.
Mais les rêves ne se réalisent pas facilement.
Babalarının gözünde dünyevi aşk ve evlilik.... değersiz ve boş hayaller olarak görülüyordu.
Pour les ouailles du pasteur, l'amour terrestre et le mariage étaient dénués d'intérêt, tout bonnement une vaine illusion.
Vücudum gelişir gelişmez müstehcen hayaller başlıyacak.
Je crus qu'une... malédiction particulière m'avait frappé.
Clyde, Felicia`nın garip hayaller gördüğünü söylüyor.
Clyde dit que Felicia a des visions.
Eskiden siyah beyaz çizgiler kullanıyorduk, ama hayaller daha etkin oluyor.
Jadis on utilisait des gravures, mais la vision est plus payante.
- Ne tür hayaller mesela?
De quel genre?
Rahatla. Bırak hayaller gelsin.
Laissez les images vous submerger.
Hayaller tatlıdır.
L'illusion, par nature, est si douce!
Bayılmalar, sesler ve hayaller...
Tes évanouissements, tes voix, tes visions.
Sekiz yıl önce hayaller görmeye başladım.
Il y a 8 ans mes visions commencèrent.
Ürkütücü hayaller.
De terrifiantes visions de choses à venir.
Önemli olan düşünce, Abe... ve hayaller.
Ce qui compte, c'est l'idée. Et le rêve.
Ne garip hayaller görülüyor.
Ce qu'on imagine.
Ama bunlar gerçekten güzel hayaller.
Ce ne sont que des paroles en l'air.
- Hayaller tehlikeli olabilir.
- Les rêves peuvent mal tourner.
- Hayaller tehlikeli olabilir. - Bunlar olmaz.
- Les rêves peuvent mal tourner.
Hayaller olmaksızın aldanmış halkın kalbini nasıl günahlardan arındırabilirsin?
Sans rêve,... comment compter apporter le salut à des personnes qui s'illusionnent?
- Pek çok iş fırsatını geri çevirdim. - Boş hayaller!
J'ai laissé beaucoup pour toi, des occasions d'affaires.
Aptalca hayaller peşinde koşmayan bir kalp gösterin ben de size mutlu bir insan göstereyim.
"Montre-moi un cœur affranchi du fardeau, " et je dirai voici un homme libre. "
Hani sürekli kurduğun hayaller var ya? Evet...?
Tu sais, ces rêves que tu fais tout le temps?
Herhalde hayaller ancak atık borusuna yaklaştıkça gerçekleşir sanıyorlar.
Ils doivent penser que les rêves se réalisent si on la lance près de la bouche d'évacuation.
Eskiden deniz hakkında hayaller kurardım.
J'ai toujours rêvé de partir.
Benim gitmemin büyük hayaller peşinde koşmakla bir ilgisi yok.
Ce que je vais faire n'a rien d'exceptionnel.
Hep hayaller peşindeydi.
Un illusionniste qui se faisait des illusions.
Hayaller.
Des rêves
Hayaller dünyasında yaşayan, cinsel tatmini yakalayamamış bir kadınsın. - Yine yalan söylüyorsun.
- Tu mens encore.
hayal 40
hayalet 78
hayal et 37
hayal kırıklığı 16
hayal meyal 31
hayal bile edemezsin 21
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayal gücü 25
hayal edebiliyorum 38
hayalet 78
hayal et 37
hayal kırıklığı 16
hayal meyal 31
hayal bile edemezsin 21
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayal gücü 25
hayal edebiliyorum 38