Hayatını kurtardım tradutor Francês
2,840 parallel translation
Hayatını kurtardım. Bana en azından bunu borçlusun.
Vous me devez au moins ça.
Anlaşmamıza sadık kaldım ve senin hayatını kurtardım.
Je vous ai sauvé la vie!
- Annesinin hayatını kurtardım. - O müşavir burada çalışmıyor doktor.
J'ai sauvé la vie de sa mère.
Hepinizin hayatını kurtardım zaten bu yüzden bana değil de Amanda'ya sadık olmanız beni mahvediyor.
Je vous ai sauvé la vie. Alors, ça me déçoit beaucoup que vous soyez plus loyaux envers Amanda, qu'envers moi.
- Evet bugün bir çocuğun hayatını kurtardım.
Bien? Oui, aujourd'hui j'ai sauvé la vie d'un petit garçon.
Az önce hayatını kurtardım bir teşekkür fena olmazdı.
Je viens de te sauver la vie, un merci aurait été sympa.
Hayatını kurtardım ve sana enfes kıyafetler verdim anasını satayım.
J'ai sauvé ta putain de vie et je t'ai prêtée quelque magnifiques vêtements.
Değilim ; ama hayatını kurtardım.
- Non. Mais je vous ai sauvé la vie.
Kahrolası hayatını kurtardım Hector, şimdi sen de benimkini kurtar!
J'ai sauvé ta putain de vie, Hector, maintenant, sauve la mienne!
Arızalıyım. Arızam da polis olmak parlak zekâlı. Az önce hayatını kurtardım.
Mon problème, génie est que je suis flic et je viens juste de sauver ta vie.
Bak, hayatımı kurtardın.
Tu m'as sauvé la vie.
Geçen gün hayatımı kurtardığın için sana teşekkür edemedim.
Tu sais... Je ne t'ai pas remercié de m'avoir sauvé la vie l'autre jour et...
Aurora'nın kocasının müdahalesi arkadaşımın hayatını kurtardı.
L'intervention du mari d'Aurora fut décisive pour la survie de mon ami.
Çok sağ ol Stuart. Hayatımı kurtardın.
- Tu viens de sauver ma vie!
Hey, Doktor hayatımı kurtardığın için teşekkürler.
Merci de m'avoir sauvé.
Hayır, adamım, ciddiyim. Sadece hayatımı kurtardığın için teşekkür etmek istedim.
Je voulais juste vous remercier de m'avoir sauvé la vie.
Hayatımı kurtardın.
Tu m'as sauvée.
Hayatımı kurtardın.
Tu m'as sauvé la vie.
Hayatımı kurtardın.
Vous m'avez sauvée.
Sen hayatımı kurtardın.
Tu m'as sauvée la vie.
Hayatımızı kurtardın.
Tu nous as sauvés.
Hayatımı kurtardın. Teşekkür ederim.
Vous m'avez sauvé la vie.
Ama hayatımı kurtardın ve ister inan ister inanma, bunun benim için bir anlamı var.
Mais tu m'as sauvé la vie et crois le ou non, ça veut dire quelque chose pour moi.
Cho, hayatımı kurtardın sen.
Cho, tu as sauvé ma vie
Bence geçen sene hayatınızı kurtardığım için bana bu kadarını borçlusunuz.
Vous me le devez bien ça après que je vous ai sauvé la vie l'année dernière.
Hayatımı kurtardığın için bir teşekkürdü aslında.
C'était pour te remercier de m'avoir sauvé la vie.
- Hayatımı kurtardın.
Tu es un sauveur de vies.
Ben beyin cerrahıyım, ve sen Wall Street'ten hayatını kurtardığım önemli bir kişisin.
Je suis un chirurgien du cerveau, et tu es un magnat de Wall Street à qui je viens de sauver la vie.
Hayatını kurtardığım için mi?
Pourquoi? Parce que je t'ai sauvé la vie?
Hayatımı kurtardın.
Tu viens de me sauver la vie.
Hayatımı kurtardığın için sana bir içki ısmarlayabilir miyim?
Je peux te payer un verre pour te remercier de m'avoir sauvé la vie?
Onun, hayatını kurtardığımı bilmesi, bana ona karşı bir avantaj verir.
Je lui ai sauvé la vie et ça me donne l'avantage interne dont j'avais besoin
- Zaten hayatını bir kere kurtardım.
Je t'ai déjà sauvé la vie une fois.
Hayatını zaten bir kere kurtardım.
Je t'ai déjà sauvé la vie une fois.
Sen hayatımı kurtardın.
Tu m'as sauvé la vie!
Hayatımı kurtardığın için teşekkürler.
Ciao. Merci de m'avoir sauvé la vie.
Arkadaşımın hayatını kurtardığın için tekrar teşekkürler.
Merci d'avoir sauvé mon amie.
Hayatımı kurtardın sen, Rick.
Tu m'as sauvé la vie, Rick.
Hayatımı kurtardığın içi sağol.
Merci de m'avoir sauvé la vie.
Hayatını kurtardığım için yine söylenmeye mi?
Oh, pour me crier dessus encore pour avoir sauver ta vie?
Vay canına. Sizler hayatımı kurtardınız ve her an için minnettarım size. Çünkü sevdiğim adam bu kadar şanslı değildi.
Vous avez sauvé ma vie, et je vous en suis reconnaissante tous les jours, car l'homme que j'aimais n'a pas eu autant de chance, et je ne sais pas pourquoi je suis ici et pas lui,
Bugün hayatımı kurtardığın için teşekkür etmek istedim. Ama sen dünyadaki beraber yolculuğa çıkılacak en sinir bozucu kişisin.
Et je veux te dire, pour que tu le saches, je te remercie d'avoir sauver ma vie aujourd'hui mais tu es la personne la plus ennuyeuse au monde à emmener en road trip.
Hayatımı kurtardığın için bunun doğru olduğunu farz ediyorum.
Je te donne le bénéfice du doute car tu as sauvé ma vie.
Hayatımızı kurtardınız. Peter, bizim için yaptıklarını asla unutmayacağım.
Et Peter, je n'oublierai jamais ce que tu as fait pour nous.
Nikita, ben hâlâ hayatını birçok kez kurtardığın aynı adamım.
Nikita, je suis le même homme que tu as sauvé de nombreuses fois.
Hayatımı kurtardın, domuz.
Tu m'as sauvé la vie!
Hayatımı kurtardın domuz.
Fichtre, tu m'as sauvé la vie, cochon.
Sen benim hayatımı kurtardın.
Tu m'as sauvé la vie.
Hayatımı ikinci kez kurtardın.
Donc, tu m'as sauvé la vie, deux fois.
Hayatımı kurtardınız.
Tu m'as sauvé la vie.
Hayatımı kurtardınız.
Vous m'avez sauvée la vie.
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30
hayat çok kısa 40
hayattayım 45
hayatımda ilk kez 38
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30
hayat çok kısa 40
hayattayım 45
hayatımda ilk kez 38