Hiç sorun olmaz tradutor Francês
123 parallel translation
Nasıl olur? Bu durumda, hiç sorun olmaz.
Alors comme ça, c'est différent, et comme ça, ça me plaît alors!
Eğer Caterina gelip Marty ve benimle yaşamak isterse benim için hiç sorun olmaz.
Mais je vais vous dire, si elle veut venir vivre ici avec Marty et moi, je suis d'accord.
- Hiç sorun olmaz, değil mi Charlotte?
Ça ne nous dérange pas.
Hiç sorun olmaz.
Ne t'en fais pas.
Bir ya da iki haftada iyi satış yapsan hiç sorun olmaz.
Une ou deux bonnes semaines et tu irais mieux.
Umarım benimkinde hiç sorun olmaz.
J'espère que ça m'arrivera jamais.
Böylece yol boyu hiç sorun olmaz derdi.
Selon lui ça réglait tout.
Hiç sorun olmaz, ahbap.
Pas de probléme.
Bu, benim için hiç sorun olmaz!
Ça ne me posera aucun problème.
Hiç sorun olmaz.
Je peux juste...
Önemli olan benim kendime saygım ve eğer çok, çok iyi olursam hiç sorun olmaz.
L'important est que je me respecte moi-même... et je le ferai si je suis très, très bonne.
Hiç sorun olmaz.
C'est pas difficile.
Bu hiç sorun olmaz, evladım.
Mais c'est sans probléme, mon petit Peret
Gördün işte, hiç sorun olmaz.
Tu vois, tu n'as pas à t'en faire.
Hiç sorun olmaz.
Zyro proeb'.
Ayakta hiç sorun olmaz.
Vive les pieds.
Hiç sorun olmaz.
Sans problème.
Hiç sorun olmaz.
Pas de problème.
Hiç sorun olmaz.
Oui, oui, sans problème. - Merci mille fois.
Bir Fiat Uno'nun motorunu delip geçer dostum, hiç sorun olmaz.
Ca, mon ami, traverserait le moteur d'une Fiat Uno, sans probleme.
Evet, çünkü birbirimizi tersleyebiliriz ve bu hiç sorun olmaz. Problem konusu bile olamaz, ne dediğimi anlıyor musun?
Ouais, bien sur, parce qu'on peut se prendre la tete l'un l'autre sans soucis et ce n'est pas un probleme, ce n'est pas un truc, tu vois ce que je veux dire?
Yapma Yar. Benim çekiciliğim ve senin aklınla, hiç sorun olmaz.
Avec mon charme et ton cerveau, pas de problème.
Yani, senin için ayağa kalkmak oraya gitmek ve merhaba demek hiç sorun olmaz.
Tu pourrais aller lui dire bonjour sans problème.
Bu gece burda kalman hiç sorun olmaz.
Tu es la bienvenue ici.
Çünkü istersem seni orada öylece bırakabilirim.. hiç sorun olmaz.
Tu sais... si tu veux, je peux m'en aller, il suffit de le demander.
Yo, hiç sorun olmaz.
Non. Ca ne m'ennuie pas du tout.
Hiç sorun olmaz.
C'est pas important, mec.
Bizimle çalışmak istersen de hiç sorun olmaz.
Je ne vois aucun inconvénient à ce que vous repreniez... votre service.
- Bu hiç sorun olmaz.
- Pas grave.
- Oh, hiç sorun olmaz.
- C'est pas du tout un problème.
- Hayır, hiç sorun olmaz.
Merde.
Evet, hayır hiç sorun olmaz. Ayarlayabiliriz.
Vous ne faites pas l'opération, vous n'êtes pas une priorité.
Annemi 9 ay sürece bulamazlarsa hiç sorun olmaz.
Je m'amusais avec ma mère, mais est-ce que je crois que cela n'importe pas désormais, non?
- Hiç sorun olmaz.
- No problemo.
- Davetsiz gelmek istemem. - Hayır hiç sorun olmaz.
- je voudrais pas m'immiscer.
- Çünkü hiç sorun olmaz.
- Absolument. - Parce que ça ne pose aucun problème.
Buraya 150 kişi sığdırabilirim, hiç sorun olmaz.
On pourrait tenir à 150 ici, sans problème.
- O zaman, hiç sorun olmaz, değil mi?
C'est quelqu'un de bien, n'est-ce pas?
Hiç sorun olmaz.
Tout va bien.
Hiç birisi sorun olmaz.
Il n'y a aucun problême.
- Tabi, hiç sorun olmaz.
Tu ne m'embêtes pas.
Akrep en azından bizim tarafta bize sorun olmaz ama Kertenkele tehdit olabilir hala kendini hiç göstermedi!
Le scorpion est avec nous. Laissons-le de côté. Mais le lézard ne doit pas être loin.
- Hic sorun olmaz.
Pas de problème.
Eğer evde fazladan birkaç gün daha kalmak isterseniz sorun olmaz, hiç dert etmeyin.
Si vous voulez rester deux jours de plus à la maison, ce n'est pas un problème, vraiment.
İyi ve cesurca dövüşürseniz, hiç bir şey sorun olmaz.
Il importe que vous soyez à la hauteur et combattiez avec courage.
Ona dedim ki "Yapacağın hiç bir şey bu kızın"... "sinirlerini hoplatamaz".Ve işte buyur. Umarım sorun olmaz.
Je lui ai dit "Je te parie que rien de ce que tu feras ne lui fera perdre son sang-froid".
Yok canım, bu hiç sorun olmaz.
Ça pose pas de problème.
Eğer her şeyi yeterince dikkatli planlarsanız, her bir detayı iyice düşünürseniz, çelikten yapılma sinirlere sahipseniz, ne olursa olsun soğukkanlı kalabiliyorsanız, üstesinden gelemeyeceğiniz hiç bir sorun olmaz.
Si on planifie les choses avec minutie, si on réfléchit à chaque petit détail, si on a des nerfs d'acier... BANQUE D'AFFAIRES DE WICHITA et qu'on garde son calme en tout temps, on devrait arriver à surmonter tous les problèmes.
Dost bir el, Christian için sorun olmaz. Hiç de bile.
Christian n'y verrait pas d'inconvénient.
- Senin için tatlım, hiç birşey sorun olmaz.
- Tout ce que tu veux, mon chou.
Birbirinize o kadar yakışıyorsunuz ki. Dürüst olmak gerekirse, hiç evlenmeseniz bile benim için sorun olmaz.
Vous allez si bien ensemble, honnêtement, ça ne me dérange pas si vous ne vous mariez pas.
hiç sorun değil 240
sorun olmaz 185
sorun olmaz mı 17
sorun olmazsa 18
sorun olmaz değil mi 17
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
sorun olmaz 185
sorun olmaz mı 17
sorun olmazsa 18
sorun olmaz değil mi 17
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40