Hiç şaşırmadım tradutor Francês
704 parallel translation
Kendim görebiliyorum, hiç iyi değilsin. Hiç şaşırmadım!
Je vois bien que ça va pas trop et ça m'étonne pas.
- Hiç şaşırmadım.
De lui rien ne m'étonne.
Hiç şaşırmadım.
Je n'en serais pas étonné.
- Evet hiç şaşırmadım.
C'est compréhensible.
Buna hiç şaşırmadım.
Rien d'étonnant!
Hiç şaşırmadım.
Ça ne m'étonne pas.
- Hiç şaşırmadım.
Pas étonnant.
Hiç şaşırmadım.
Je m'y attendais.
İyi olduğunu da biliyordum, onun için hiç şaşırmadım.
On peut vous faire confiance.
Hiç şaşırmadım.
Cela ne m'étonne pas.
- Hiç şaşırmadım bebeğim.
- Cela ne m'étonne pas.
Hayır, hiç şaşırmadım General.
Non, pas du tout excitée, général.
Hiç şaşırmadım. Çocuklardan daha yeni kurtuldum.
C'est normal, ils viennent de partir.
Yarın sabah röntgen için ofisime gelsin. - Hiç şaşırmadım.
Qu'il vienne demain chez moi pour une radio.
Hiç şaşırmadım. Karımın beyni bezelye kadardır da!
Ma femme n'a pas de cervelle!
Hiç şaşırmadım.
- Pas étonnant!
Hayır. Hiç şaşırmadım.
Pas la moindre surprise!
- Hiç şaşırmadım.
- Je n'ai jamais été surpris.
Ben hiç şaşırmadım. Onları tamamen kötü karakterler olarak gördüm.
C'est pas que je sois surpris, je les y aurais mis juste pour mauvais caractère.
Hiç şaşırmadım.
Ça ne me surprend pas.
- Hiç şaşırmadım.
- Il fallait s'y attendre.
Kadın olmasına hiç şaşırmadım.
Ça ne m'étonne pas du tout.
Buna hiç şaşırmadım.
Je ne suis pas surprise du tout.
- Hiç şaşırmadım.
- Je n'étais pas surpris.
- Hiç şaşırmadım.
- Ça se voit.
- Hiç şaşırmadım.
Je n'en doute pas!
Bak hele demek sendin, Doniel'in oğlu! Hiç şaşırmadım!
- Dis donc, t'es bien le fils Doinel, toi.
- Hiç şaşırmadım! "Tokmak kafa" onu nehir kenarında dolaşırken bulmuş.
Le Maillet l'a vue sur les quais, elle regardait l'eau.
İşini elinden alırsın diye Rad Leland'ın seni şehirden sürmek istemesine hiç şaşırmadım.
Il t'éloigne peut-être pour que tu ne prennes pas sa place.
Hiç şaşırmadım, çünkü bu pisti iyi tanıyor.
Mais ça c'est normal, c'est le cheval de la maison.
- Molly Seagrim'den sonra hiç şaşırmadım.
- Cela ne me surprend pas, madame.
Beni bulmanıza hiç şaşırmadım.
Je ne suis pas surpris que vous m'ayez trouvé,
Evet, hiç şaşırmadım.
Oui. Ça ne me surprend pas.
Hiç şaşırmadım.
Ca ne m'étonne pas.
Onu gönderdiğin yer düşünülürse hiç şaşırmadım.
Sachant où tu l'envoies, je ne suis pas surpris.
Bayan Eaton, bana güvenmediğiniz besbelli. Arkadaşlarınızın size söylediklerinden sonra hiç şaşırmadım.
Il est clair que vous vous méfiez de moi, et après ce qu'ont dit vos amis cela ne me surprend guère.
- Hiç şaşırmadım.
- Ça ne m'étonnerait pas.
Odayı boyatmak istemesine hiç şaşırmadım.
Pas étonnant qu'elle voulait repeindre.
- Hiç şaşırmadım.
Ah!
- Hiç şaşırmadım.
Je m'en doutais.
Hiç şaşırmadım.
Je me demande.
Hiç şaşırmadım!
- C'est exact.
Hiç şaşırmadım. Gidip kupalarımı sayacağım.
Je dois... compter mes coupes.
- Şaşırmadım. Aileni hiç anlatmıyorsun, nereden geldiğini, bu yüzden bu çok doğal.
Ça ne m'étonne pas, vu tes origines...
Hiç de şaşırmadım.
Quel charme!
- Başı belada. - Hiç şaşırmadım.
- Elle a des ennuis.
Hiç şaşırmadım.
Bien sûr.
Ve sonuç olarak daha sonra bana asılmaya başlamasına şaşırmadım. Ama ona hiç yüz vermedim.
Quand il est venu me voir, ça ne m'a pas étonnée.
- Hiç şaşırmadım!
Il y a de quoi.
- Yamulmasına hiç şaşırmadım.
On était là, près de lui...
- Hiç şaşırmadım.
Ca ne m'étonne pas.
şaşırmadım 144
hiç şüphem yok 65
hiç sorun değil 240
hiç şansım yok 23
hiç sorma 68
hiç sanmıyorum 775
hiç şansı yok 60
hiç şüphesiz 81
hiç şüphen olmasın 30
hiç sevmem 23
hiç şüphem yok 65
hiç sorun değil 240
hiç şansım yok 23
hiç sorma 68
hiç sanmıyorum 775
hiç şansı yok 60
hiç şüphesiz 81
hiç şüphen olmasın 30
hiç sevmem 23