Iki kere tradutor Francês
3,713 parallel translation
Ve sonra Vales iki kere vurdu onu.
- Et Vales lui a tiré deux fois dessus. - Combien de fois?
Ve sonra Vales iki kere vurdu onu.
Et ensuite Vales lui a tiré dessus 2 fois et l'a laissé pour mort. Combien, combien de fois?
Aslına bakarsanız bugün iki kere deneme yaptım.
J'ai déjà fais ça aujourd'hui, deux fois.
Bir kere de değil, iki kere.
Pas une mais deux fois.
Sanırım patron minnetarlığını göstermek isteyecektir, iki kere Marty.
- Je crois que le chef veut te remercier, Marty puissance 2.
Sen benimkini iki kere kurtardın.
Tu as sauvé la mienne deux fois.
Önümüzdeki 100 yıl, pazarları iki kere, her gün bağış etkinliği de düzenlesek kaybettiğimiz kadar para toplayamayız.
On peut organiser des collectes tous les jours pendant 100 ans, ça remplacera jamais ce qu'on a perdu.
Dikkatli olun, çünkü bu adamlar sizi öldürmek için iki kere düşünmezler.
Soyez prudents, car ces gars n'y réfléchiront pas à deux fois avant de vous tuer.
Belki, ama senin kızarmana neden olduğumu itiraf et. Bir kere de değil, iki kere.
Retourne à tes leçons de vélo.
Her testi iki kere yaptım.
J'ai refait tous les tests deux fois.
Zaten iki kere yerel kulüpten atıldı.
Il a déjà eu deux grèves à notre country club. Attend.
Hem de iki kere.
Deux fois.
Hayır, iki kere dairesindeydi.
- Toujours à l'hôtel? - Deux fois à son appart.
Beni öğle yemeğinde iki kere ektikten sonra, Seni görmek için en iyi fırsatımın bu olduğunu düşündüm. Seni özlüyorum.
Comme tu m'as laissé tomber 2 fois pour un déjeuner, j'ai pensé que c'était ma meilleure chance de te voir.
Çalmadığımız bir kapı kalıp kalmadığını iki kere kontrol ettim.
J'ai vérifier deux fois pour voir S'il y avait encore des portes auquel on aurait pas sonné
Demek istediğim, senin hayatında, iki kere?
Je veux dire, les tiennes, quoi, deux fois?
- Haftada iki kere gelirdi. "Konuşma tedavisi" deriz.
Des visites de thérapie cognitive deux fois par semaine... Ce que nous appelons "les soins par la parole"
Görünüşe göre ailemiz, Levinson'lara Downton'ın hayatta kalışı için bir değil iki kere borçlandı.
Il semble que notre famille doive la survie de Downton grâce aux Levinson pour la seconde fois!
Yıldırımı aynı yere iki kere düşüremeyiz.
Et on ne peut pas faire en sorte que la foudre frappe la chance deux fois.
- Evet, iki kere.
- Ouais, deux fois,
Tek kullanımlık bir telefondan iki kere aranmış biri akşam 08 : 15, diğeri de akşam 09 : 00'da.
Il a reçu deux appels d'un jetable, un à 20h15 et l'autre à 21h.
Bayi başkanıyla oynayacaktım, zaten bu yaz iki kere iptal ettim.
C'est avec le responsable d'une concession, mais j'ai déjà annulé 2 fois cet été...
Beni bir kere değil, iki kere eli boş gönderdin.
Vous m'avez planté pas une fois, mais deux.
Yani bir dahaki sefere bizim kızlardan biriyle uğraşmadan önce iki kere düşünsen iyi olur.
Alors la prochaine fois que tu voudras salir n'importe laquelle d'entre nous, il vaudrait mieux que tu y réfléchisses à deux fois.
Özellikle iki kere kontrol ettim. - Tekrar eden bir sayımız var.
J'ai revérifié et apparemment, c'est un doublon.
Araba iki kere çıkmasın.
Cela évitera de sortir la voiture deux fois.
Belki bunun için Bay Deerfield'in evet için iki kere boğazını temizlemesi gerekir.
M. Deerfield devrait s'éclaircir la voix deux fois pour oui.
- Obama için bir kere göz kırp, mormon için iki kere.
Cligne des yeux une fois pour Obama Deux pour le mornom
Asla iki kere aynı şeyi hissetmez.
Ne jamais ressentir la même chose deux fois.
Geçen hafta iki kere geldim ama kapıyı tıklatmaya korktum.
Je suis venue deux fois la semaine dernière mais j'ai eu peur de frapper.
Bir erkek geçen hafta bana iki kere baktı.
Un garçon m'a regardée deux fois la semaine dernière.
Peter Mandy ile iki kere görüştü.
Peter s'est assis avec Mandy deux fois.
Günde iki kere yapılan antrenmanlardan yakınırdı. Başka bir şey var mıydı?
Se plaignait de devoir s'entrainer 2x par jour
Son 15 dakikadır kapınızı iki kere...
J'ai frappé à votre porte deux fois, il y a 15... La ferme!
İki kere Marty!
- Marty puissance 2!
Yapma ama, birkaç kere senin adını söyledi iki üç kere de "Aman Tanrım!" dedi. Annenin her pazartesi yaptığı gibi.
Elle a dit ton nom un paquet de fois au milieu de quelques "Oh mon Dieux", a fait tous tes mouvement de mère du lundi soir.
İki kere oldu ve bitti.
Ce n'est arrivé que deux fois ensuite c'était fini.
İki kere neden dedin.
- Y a deux "pourquoi".
İki ya da üç kere falan.
Deux ou trois fois?
- İki ya da üç kere.
Deux ou trois fois.
İki kere gaz için durmamız gerekti.
On a dû prendre de l'essence deux fois.
İki kere kay.
Double pousse toi.
İki kere denedi.
Il a raté deux fois.
İki kere ağladım.
Elle capture quelque chose très vrai à propos de l'incertitude d'avoir notre âge. J'ai pleuré deux fois.
İki kere söylettirme bana.
Ne me le faites pas dire deux fois.
İki kere masa değiştirmek istedin ve daha da iğrendim senden.
Et tu as demandé à bouger les tables deux fois, et j'étais encore plus révoltée.
- O kurşun yarası. İki kere hayatımı kurtardı. O yüzden Noelle'le sende aynı yara izi var.
c'est une blessure par balle elle a sauvé ma vie deux fois c'est pourquoi noelle et toi avez les même cicatrices
- Neal. İki kere direndim.
J'ai resisté deux fois.
İki kere.
Deux fois.
Şimdi, iki katı enerjiyle bir kere daha yapalım.
Bien... réessayons avec plus d'énergie.
İki kere şükran günü yemeği yiyeceksiniz, karnınızı doyurmayın.
On fait deux repas de Thanksgiving, arrêtez de manger.
kereste 17
iki kez 99
iki kart 16
iki katı 19
iki kız 24
iki kahve 37
iki kelime 23
iki kişilik 21
iki kişi 60
iki katı ya da hiç 16
iki kez 99
iki kart 16
iki katı 19
iki kız 24
iki kahve 37
iki kelime 23
iki kişilik 21
iki kişi 60
iki katı ya da hiç 16