Iki kız tradutor Francês
4,194 parallel translation
- Sadece iki kız.
- Juste ces deux filles.
Ailemden geriye sadece iki kız kardeşim kaldı : Lilly ve Amanda.
La famille, pour moi, c'est maintenant mes deux sœurs, Lilly et Amanda.
Bir erkek kardeşim ve iki kız kardeşim var ama daha çok küçükler
J'ai un frère et deux sœurs, mais ils sont très petits.
Henüz değil, ama ben ve diğer iki kız arasında kaldılar.
Pas encore, mais ça se joue entre moi et deux autres filles.
Bay Louboutin aynı anda iki kız istiyor.
M. Louboutin veut deux filles en même temps.
Evlat, seni memlekette iki kız mı bekliyor? Gerçekten mi?
Dis, il y a vraiment deux nanas qui t'attendent au pays?
Memleketteki iki kızı anlat.
Parle-moi des deux nanas qui t'attendent.
Memleketteki şu iki kızı anlat bakalım.
Parlez-moi de ces deux filles au pays.
İki saattir bunu anlatmaya çalışıyorum ama güzel götlü kız dinlemiyor.
C'est ce que je dis depuis le début, mais elle veut pas écouter avec son joli cul.
Her zaman loto oynarız iki rakam bile almadık. Haklı mıyım?
On joue souvent au loto, et on a jamais eu ne serait-ce que deux numéros.
İki başarısız proje, gereksiz uzamış ArGe süresi ve Microsoft fiyaskosu üzerine şirket tarihinde ilk defa üç aylık süreçte zarar etmek üzereyiz.
Avec deux échecs, de la recherche qui n'en finit plus et le fiasco de Microsoft, on va connaître notre premier trimestre de pertes de notre histoire.
Uttar Pradesh'de., Kızlara iki şekilde yaklaşırız.
Ici, on peut séduire une fille de deux manières.
Seni tanıdığımdan beri Leyla gibi, normal kızın iki katı sevgi doldum.
Pourtant, tu le sais... Je suis encore plus amoureuse que Juliette.
Sevilen bir rahibe olarak görüldüğünün farkındayım fakat aynı zamanda iki bira patlatınca eğlenilecek kız da olmuyor muydu?
Je sais qu'elle est vue comme une sorte de sœur bien-aimée, mais elle n'était pas une sorte de fille facile avec une ou deux bières?
İki kız, vahşice parçalanarak öldürüldü.
2 filles ont été brutalisées et tuées.
İki genç kızın babası olmak kesinlikle bir macera.
C'est sans aucun doute une aventure d'être le père de deux adolescentes.
İki yıl önce, kızın evden hiçbir şey söylemeden ayrıldığını söylemişti?
Vous dites qu'elle a quitté votre maison sans avertissement il y a deux ans? Exact.
O kızı iki yıl önce de dünkü sebep yüzünden evden kovdunuz hamileydi ve evinde istenmiyordu.
Elle était enceinte et de ce fait, indésirable chez vous.
Büyük bir avantaj, değil mi? Kızım doğurganlığını iki yakışıklı oğlan çocuğuyla kanıtlandığına göre Tanrının bu soylu düğünü kutsayacağından emin olabiliriz.
C'est un si grand avantage, n'est-ce pas, que ma fille ait déjà prouvé sa fertilité avec deux merveilleux et légitimes garçons, nous pouvons donc être confiant que Dieu bénissent le nouveau couple royal par un héritier.
Velhasıl, korumamız altında artık iki yeğen var.
Nous avons donc deux nièces sous notre garde.
İki aydır bu minibüsün içine tıkılmış durumdayız.
On est enfermés dans ce camion depuis deux mois.
Ayda bir iki kez kızının penceresinden girmen yetmez.
Ouais, Chloé a raison. Te faufiler par sa fenêtre deux fois par mois, ne suffit pas.
Liz isminde iki yaşında bir kızı vardı.
Il avait une adorable petite fille de deux ans appelée Liz.
Böylece iki arada kalıyor düşesle evlenirse dük olacak ve malikanenin efendisi olacak ya da aşık olduğu, ahırdaki beş parasız kızla olacak.
Et maintenant, il est déchiré entre devenir un duc - s'il épouse la duchesse, il va devenir châtelain et tout ça et la fille d'écurie qui il aime, mais elle n'a pas un sou.
Dışarıda bir midilli ve iki kişilik bir araba bekler, kız ona biner ve "Nereye gideceğimizi biliyor musun?" der.
Il y a un attelage qui attend dehors, elle monte et elle dit, "Savez-vous où nous allons?"
İyi bir tutuklama yaptı. İki taciri yakaladı. Dört kızı kurtardı.
Elle avait procédé à l'arrestation de deux trafiquants, et avait secouru quatre filles.
İki tip kız vardır sanıyordum güzel olanlar ve görünmez olanlar.
Je pensais qu'il y avait deux types de filles les jolies et les invisibles.
Bakın, bu toplantıyı iki tatilin arasına sıkıştırmak zorunda kaldığımız için üzgünüz.
On est désolés d'avoir glissé cette réunion entre les vacances.
İki küçük kız kardeşim açlıktan ölmüştü.
Mes deux jeunes sœurs sont mortes de faim.
Edward ve Vivian, kız ölmeden iki gün önce kavga ederlerken görülmüşler.
Edward et Vivian ont été vus en train de se disputer deux jours avant qu'elle meure. Il l'avait emmené contre sa volonté.
Yani iki anahtar da aktif. İkisi de Irathlı kızın içinde.
Donc les deux sont actifs, et les deux sont dans la fille iranthient.
Eğer iki aylık maaşınızı bir yüzüğe harcayacaksanız kız arkadaşınızın aklını uçurmak istiyorsunuz demektir.
Si vous dépensé deux mois de salaire pour une bague, vous voudriez que la tête de votre copine explose de joie.
Son iki yıldır kızım beni görmek için kılını kımıldatmadı. Onu ziyaret etmem lazımdı.
Ma fille n'a fait aucun effort pour venir me rendre visite durant les deux dernières années, donc je devais venir à elle.
Cömert donörümüz sayesinde iki uyluk kemiği, iki tatlı kaval kemiği ve bir sürü nakile yetecek kadar kıkırdak sahibi olacağız.
Grâce à ce généreux donneur, nous avons eu la priorité sur deux fémurs, deux adorables tibias, et assez de cartilage pour une douzaine de transplantations.
Olabilir, güvertenin altında iki sıcaklık imzası görüyorum pruva tarafında iki tane daha... yan taraftan doğru baskın yapmalıyız.
Ça pourrait, j'ai deux signatures thermiques sous le pont, deux de plus près de la proue... nous devrions les prendre sur le flanc par là.
Garip olan şu iki farklı kız çıkma teklif etti üstelik bir dakika içinde.
La seule chose bizarre, c'est qu'en l'espace d'une minute, deux filles m'ont demandé de sortir avec elle.
İki şişe kırmızı şarabım bir dolu CD'im, ve yatak odasında mumlarım var çünkü lamba seksin düşmanıdır.
Ok. J'ai 2 bouteilles de vin rouge, une pile de CD et des bougies pour la chambre, parce que la lumière est l'ennemi du sexe.
Salgın yüzünden bandocu kızlar yok dansçılarımızın çoğu yok ve insan piramidi yapacaklar iki kişiye düştü ki bu da onları ancak insan direği yapar.
ok, donc à cause de la grippe, on a perdu tout nos majorettes, euh, la plupart de nos danseurs, et, euh, la pyramide humaine est maintenant composé de deux, ceux qui la rend plus comme un piquet humain.
İki kızımı da aslında.
Les deux.
Önceden altın putlardık, şimdi ise iki numaralarız.
Nous étions des divinités dorées. Maintenant... on est les numéros deux.
İki tane kız- - beş ve üç yaşlarında.
Deux filles. Cinq et trois ans.
İki kızınız vardı, değil mi? Emma ve Michaela.
Et vous avez deux filles, Emma et Michaela?
İki soru ; bir vali kızı tanıyor muydu, iki fuhuş yapığını biliyor muydu?
Deux questions : le gouverneur la connaissait-il, et savait il que c'était une prostituée?
Sevimli eşin ve iki küçük kızın Houston, Texas'ın dışında saray evinde yaşıyor.
Votre charmante femme et vos deux petites filles vivent dans une belle propriété à l'extérieur de Houston, le Texas.
Kızın bir-iki tahtası eksik.
Elle est à moitié en dehors de son fauteuil.
Hayır, hayır. Karım iki haftadır Atlanta'da, kız kardeşinin yanında.
Elle est à Atlanta depuis deux semaines.
İki yıl önce bahar tatilinde bir kızı öldürüp bununla övündü.
Un connard du lycée. Il a buté une fille y a deux ans. Et s'en est vanté.
Geçtiğimiz iki günü aile ve bir ailenin kızı olmak, bir kız kardeş ve şimdi de bir yetişkin olmak hakkında düşünerek geçirdim.
J'ai passé les deux derniers jours à penser à la famille et ce que voulait dire être une fille, une sœur, et maintenant une adulte.
Çünkü tanığımız ölü kızın iki gece önce burada olduğunu söyledi.
Parce qu'un témoin dit que notre fille était ici il y a deux nuits.
İyi şanslar. Artık taşrada iki odalı güzel bir süit kazanma şansınız var.
Vous pouvez gagner une suite avec deux chambres à la campagne.
İki kırmızı şekerleme ne anlama geliyor?
C'est quoi le truc avec ces deux Chamalows rouges?
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızın 46
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşi 30
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kız kardeşin 28
kızıl saçlı 27
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız arkadaşın mı 34
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kız kardeşin 28
kızıl saçlı 27
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız arkadaşın mı 34