Iki kişi tradutor Francês
4,047 parallel translation
Ellie, iki kişi için bir çok yanlış yaptım.., Al'ı evlat edinmek onlardan biri değildi.
On a fait plein d'erreurs, mais Al n'en est pas une.
- Onun için iki kişi daha lazım.
On y joue à quatre.
Sadece iki kişi kaldık.
On n'est plus que deux.
Bunu nasıl yapacağını bilen sadece iki kişi var.
Il n'y a que deux hommes au monde qui savent comment faire ça.
Bunu hissettiğimde, öldürebileceğim iki kişi var.
Je peux tuer 2 personnes... quand et si je veux.
Mülakata benimle birlikte iki kişi daha girecek.
Ils hésitent entre moi et deux autres candidats.
Evet iki kişi, biraz erkenden parti yapmaya başlamışlar.
C'est juste deux personnes qui font déjà la fête.
Oda iki kişi için ayarlanmış.
La chambre est pour deux personnes.
Kralın Şehri'nde bir kral muhafızına bu emri verecek iki kişi var.
Il y a deux personnes à Port-Réal qui peuvent donner un ordre à un Garde Royal.
Saldırıda iki kişi öldü, biri de tutuklamaya karşı koyarken. Müvekkilimiz geriye kalan son kişi, o yüzden de şeytani beyin sayılıyor.
Deux morts dans l'attentat, résistance à son arrestation, notre client est le dernier qui reste, donc le mauvais génie.
- Maçta olduğumu sadece iki kişi biliyordu.
Seulement deux personnes savaient que j'étais au soccer.
- Visconti ve diğer iki kişi.
- Visconti et deux autres.
Bir evliliği berbat etmek için iki kişi gerekir, bunda benim de rolüm var.
- Y a pas de secret, il faut s'y mettre à deux pour détruire un mariage, et j'ai ma part de responsabilités.
- Uçak üç parçaya ayrıldı ama sadece iki kişi öldü.
L'avion s'est brisé en trois. Mais il n'y a eu que deux morts.
Tapınağa iki kişi girebilir, ama sadece biri Uyanış'tan çıkabilir.
Deux personnes peuvent pénétrer le Temple mais une seule peut quitter le Réveil.
Yenilmek için iki kişi, yemek için de çok aç bir kişi.
Deux plats, un dîner très affamé.
- Bu sepete iki kişi binebilir mi?
Il y a de la place pour deux passagers?
O silahı birleştirmeyi bilen sadece iki kişi var.
Seules deux personnes au monde savent assembler cette arme.
Kayıp iki kişi, ikisi de genç kız.
Deux personnes portées disparues, toutes deux des adolescentes.
Ben tuvalet ararken, iki kişi suratına makyaj yapıyordu.
Pendant que je cherchais les toilettes, 2 personnes mettaient du maquillage sur son visage.
Emile iki kişi görmüş. Güneydeki ovadan ormana doğru sürüyorlar.
Emile les a aperçus se dirigeant vers les bois.
Arka vagonda iki kişi daha var, bir yere kaçamazlar.
- Oui. Deux autres à bord qui n'iront nulle part. Pardon.
Buna itiraz etmeyecek iki kişi tanıyorum.
J'en connais deux que ça ne gênerait pas.
Cidden hatırlamıyorum, sadece bir iki kişi gördüm ve...
C'est très flou. Je ne me souviens plus qu'un homme... Pouf!
Affedersiniz, iki kişi sizi barda bekliyor.
Oh, désolée, il y a deux personnes qui vous attendent au bar.
İki bin dörtyüz kişi üzerinden 4,5 not ortalaması.
Deux mille quatre cents au SAT. Moyenne de 4,5.
İki kişi hayatta kaldı.
Deux survivants confirmés.
İki kişi arasındaki duygularınızı ayıramıyorsunuz.
Vous ne pouvez pas séparer les sentiments entre deux personnes.
Adam başı iki milyon beş kişi, bir dolara 20'den hesaplarsan 50 milyon dolarlık iş demektir.
Tu sais, deux millions de dollars à partager. 5 fois 20 centimes par dollar. - Ça fait 50 millions.
18 yillik bir evlilikten sonra iki kisi arasinda neler olup bittiginden haberin yok..
Tu n'as aucune idée de ce qui se passe entre deux personnes... Après 18 ans de mariage.
Hepsini toplayınca son iki yılda 600 kişi. - 600 kişi!
600...
İki kişi.
Deux.
İki kişi bindi, gitti.
Des gens sont montés dans le camion et se sont enfuis.
İki kişi eksik.
Il manque 2 personnes.
- İki kişi gördüğünü söyledi.
- Il a vu deux personnes
Hiç kimse bu iki kadının aynı kişi olduğunu asla düşünemezdi ve hiç kimse de düşünemedi.
Personne n'imaginerait qu'elles ne font qu'une, personne n'y a pensé.
Adamın adına bak, George Michael. Hayır, onlar iki farklı kişi.
- Le nom du gars est George-Michael.
- İki kişi misiniz?
Deux? Ouais.
İki kişi birlikte yaşamayı bıraktığında belli bir mesafe olur elbet ama eskisi gibiyiz işte.
Donc quand deux personnes ne vivent plus ensemble, elles deviennent forcément moins proches, mais on est pas moins proche que ça.
İki kişi arasındaki bir konuşma, evet.
Une conversation, ouais, entre deux personnes.
Her iki cinayet de ayni kişi tarafından işlenmiş olabilir.
Les 2 crimes ont pu être commis par la même personne?
Ya da aynı psikolojik özellikleri gösteren iki farklı kişi de olabilir.
Ou 2 personnes présentant le même profil psychologique.
İki kişi, efendim.
Deux hommes, monsieur.
İki kişi, bir kişiye karşı her zaman daha iyidir.
Hey, 2 contre 1, on a de meilleures chances.
İki kayıp kişi, ikisi de genç kız.
Et deux personnes disparues, deux adolescentes.
Tek fark benden iki kisi fazla olmalariydi
Je crois que j'ai tué un homme en atterrissant sur lui. À un moment donné, il y avait 2 hommes devant moi.
- İki kişi mi?
- Deux?
İki kişi sola.
Deux hommes à gauche.
İki kişi sağa.
Deux à droite.
Bize ; beş memur, iki stajyer, araç kullanamayan biri ve daha önce hiç ifade almamış bir kişi tahsis edildi.
Nous avons 5 uniformes alloués, deux agents de probation, dont un qui ne sait pas conduire et un qui n'a jamais pris de déposition.
- İki kişi olmaları çok kötü oldu - evet, çok fena.
Dommage qu'il n'y en ait que deux. Oui... trop dommage.
iki kişilik 21
iki kişiler 16
kişi 33
kısım 18
kışın 17
kişisel 39
kişilik 16
kişisel olarak 44
kişisel bir şey 18
kişisel bir şey değil 55
iki kişiler 16
kişi 33
kısım 18
kışın 17
kişisel 39
kişilik 16
kişisel olarak 44
kişisel bir şey 18
kişisel bir şey değil 55
kişisel değil 34
iki kez 99
iki kere 86
iki kart 16
iki katı 19
iki kız 24
iki kahve 37
iki kelime 23
iki katı ya da hiç 16
iki kez 99
iki kere 86
iki kart 16
iki katı 19
iki kız 24
iki kahve 37
iki kelime 23
iki katı ya da hiç 16