English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ K ] / Kadın yok

Kadın yok tradutor Francês

1,766 parallel translation
Geçen 80 yılda 6 kadın yok olmuş.
En 80 ans, 6 femmes ont disparu...
Kadın yok, çocuk yok, kimi düşünesin ki?
sans femme ni enfants, pour qui faire des économies?
Mızmızlanmak yok kadın yok.
pas de pantalons écossais et pas de femmes.
Burada hiç kadın yok, bu yüzden ben seni kollayacağım, sen de beni kolla.
Je n'ai pas vu de femmes, alors je surveille ton dos et surveille le mien.
Başka bir kadın yok.
Il n'y a pas d'autre femme.
Kadının nasıl birisiyle beraber olduğu konusunda hiçbir fikri yok.
Elle ne soupçonne pas avec qui elle est.
Kadın hakkında başka bilgi yok mu?
Bien D'autres informations à ce sujet?
Fantazi bölümünün bitimine doğru cinsel ilişkinin gerçekleştiği sahnede,... kadın da adamı yok sayar.
Vers la fin de cet épisode fantasmatique, quand on en arrive à l'acte sexuel, la femme évite encore le héros.
İşe yarar bir iz veya anahtarlık üzerindekilerle uyuşan bir şey yok. Yine de bunların bir kadına ait olduğunu düşünüyorum.
Il n'y avait aucune empreinte viable et rien ne correspondait à l'empreinte partielle se trouvant sur l'arme du crime, mais je pense tout de même que ce sont celles d'une femme.
İlle de bir kadının olmasına gerek yok!
Ça vient pas forcément d'une femme.
Kurban, bir kadın. Üzerinde kimlik yok!
La victime est une inconnue, aucuns papiers d'identité.
Sadece kadınların meslek olarak silah taşımalarını ve tutsak almalarını anlamıyorum. Gücenmek yok.
Je ne comprends pas ces nanas qui veulent gagner leur vie en portant des fusils et faisant des prisonniers, sans vouloir t'offenser.
Bunun kadınlıkla alakası yok.
Ce n'était pas un truc de fille.
Kayıp kadın olayında cinayet ihtimali yok. Daha önemsizleri için yollara düşmüştük.
Je dois l'avouer, on prend la route pour beaucoup moins.
Kadının bunca albümü var ama nikâh fotoğrafı yok.
Où sont les photos du mari de Rita? Plein d'albums et aucune photo de mariage.
Kadın olduğu dışında bir bilgi yok.
Rien, à part que c'était une femme.
Kadının bir günü yok
Elle n'a pas une journée.
Darnell, bu cehennemden çıkış yok. Beni savunması için bir kadın avukat mı?
Darnell, jamais de la vie je voudrai qu'une femme me représente.
Benim kadınsal sorunlarım yok.
Je n'ai pas mes règles.
Beyaz bir erkek, 30'larının başında, yumuşak başlı biri çünkü 11 kurbandan sonra bile dışarıda bir yok edici olduğunu bilen eğitimli kadınları arabasına binmeleri için ikna edebiliyor.
C'est un homme blanc, la trentaine, et c'est un beau parleur, car même après onze victimes, il arrive à convaincre des femmes, malgré le fait qu'elles savent qu'un prédateur est dehors, de monter dans sa voiture.
Şimdilik kurbanın adına dair bir bilgi yok ancak bir kadın olduğu düşünülüyor.
Aucune information sur la victime pour l'instant, mais il semble que ce soit une femme.
Sahne arkası yok, şampanya yok... ölü kadın şeklinde patates salatası yok.
Il n'y a pas de coulisses, pas de champagne, pas de salade de patates en forme de femmes mortes.
Sapık kocası için Mike'ın tutulmasına göz yuman bir kadınla asla oynamayacağım. - Söylemeye bile gerek yok...
Eh bien, je ne vais certainement pas jouer avec une femme déterminée à laisser Mike tout prendre à la place de son psychotique de mari.
Multimilyarder bir kadın, onuruna verilen resepsiyonda ortadan yok oluyor.
Une femme extrêmement fortunée disparaît en plein milieu d'une réception en son honneur.
Ellerini sabunla yıkadığın zaman, mikroplarını sonraki yıkayana geçiriyorsun, ama sıvı sabunda böyle bir risk yok.
Avec le savon liquide, la question ne se pose plus.
"Sevgili Liz Lemon, diğer kadınların senden büyük memeleri olmasına rağmen, seninki kadar büyük bir kalpleri yok."
Chère Liz Lemon, bien que les autres femmes aient plus de nichons que toi, aucune n'a le coeur aussi grand.
Yok ol ; varlığın midemi bulandırıyor kadın!
Disparais! Ta vue m'insupporte, femme!
Tüm odaları kontrol ettim, bir kadın ve çocuğun yaşadığına dair herhangi bir iz yok.
On a fouillé son appartement, aucun signe de femme ou d'enfant.
Tanrım, bu kadının bedava içki için yemeyeceği halt yok.
Qu'est-ce qu'elle ne ferait pas pour boire à l'œil?
Kadının elinde hiç barut izi yok.
Les traces de sang, l'angle de la trajectoire, la position du corps.
Kadınların toplanmasına karşı bir kanun yok.
Il n'y a aucune loi qui interdise le rassemblement de femmes.
Böyle kendine saygı duymayan bir kadının burada yeri yok.
Les femmes qui ont une si faible estime n'ont aucune place ici.
Bu kadının şarkı sözlerine önem verme vaktidir... "Daha fazla Drama yok."
Il est temps de mettre en pratique sa chanson : "Plus de drames".
- Kadınların denemeye izinleri yok.
- Les femmes sont pas autorisées.
Hayır, hayır, 50 milyon dolarlık biyonik kadını göz göre göre harcamak benim kitabımda yok.
Non, abandonner 54 millions en femme bionique n'est pas dans mes plans.
Waldorf kadınlarının sevmediği bir parti teması yok herhalde.
Je pense pas que Mesdames Waldorf ont déjà vu un thème qui ne leur plaise pas.
Şimdi beni dinle Katie, ona ihtiyacın yok, sen güçlü bir kadınsın... ve kendinden başka hiç kimseye de ihtiyacın yok.
Écoute-moi, Katie. Tu n'as pas besoin de lui. Tu es une femme forte et tu n'as besoin de personne d'autre que de toi-même.
Kimdir bu kadın, daha sonrasında ne olmuş.. bir bilgi yok, fakat eminim... Bu benim Alana'm, Diana, gerçekten.
Qui elle était, ce qui lui est arrivé ensuite, je n'ai aucun élément, mais... c'est elle, Diana, c'est Alana.
Bize yük gelen kadın da yok.
Pas de femme pour nous freiner?
Kadının bir günlük bile kanun yaptırım tecrübesi yok.
Elle n'a jamais fait partie des forces de l'ordre.
İyi, saol, Yair, ama bir kadına ihtiyacım yok, eğer varsa sadece bir yatak istiyorum.
Merci, Yair, je n'ai pas besoin d'une fille, juste d'un lit chaud si tu en as un.
Eğer bir kadının ağzından "sorun yok" çıkıyorsa sorun var demektir.
Rien n'est comme il y paraît quand ça sort de la bouche d'une femme.
Yani, ortağımın kadınlara düşkünlüğü kesinlikle vardır, ama benim ortadan kaybolmamın sebebinin seninle bir alakası yok.
En fait mon associé est plutôt dragueur. Mais si j'ai disparu, Ca n'a rien à voir avec toi.
Bir kadının cinsel olanaklardan yararlanmak istemesinde yanlış olan bir şey yok.
Il n'y a pas de mal pour une femme d'être ouverte à l'éventualité d'une activité sexuelle.
Pekala, Doğal Afet Kadınları, "kadınları" diyorum, "kurbanları" değil çünkü aranızda kurban yok.
Bonjour, mesdames les catastrophes naturelles. J'ai bien dit "mesdames", car il n'y a pas de victimes parmi vous.
Tüm bu adamların ve kadınların bir seçeneği yok fakat asla onlara sunamayacağım şey için umuda güvenleri var.
Tous ces hommes et femmes qui ne comptent que sur l'espoir pour ce que nous n'avons jamais été capables de leur offrir.
Veritabanında bir şey yok fakat kadının DNA'sını tavan arasında bulduğumuz kanla karşılaştırdım. 16.lokasyonda ortak aleller var.
Rien dans le CODIS, mais en comparant l'ADN de la vieille femme avec le sang qu'on a retrouvé sur le sol du grenier, j'ai trouvé des allèles communs sur les 16 locus.
Söylemene gerek yok- - Kadın değil... oh, Kadın.
Ce n'est pas une femme. C'est une femme.
Onu almaya gittiğimizde üstü başı kan içindeydi. Sanırım o kanlar Bentley'ye ait. Çünkü kadının üzerinde tek bir çizik bile yok.
Quand je l'ai arrêtée, elle avait du sang sur elle, que je soupçonne être celui de Bentley, vu qu'elle n'avait pas de blessure sur elle.
Burada bir kadının yaşadığına dair en ufak bir kanıt yok.
Rien ne montre qu'une femme a vécu ici.
Bu ne? Bu kadının göğüs kafesi yok.
Elle n'a même pas de côtes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]