Kaybedecek zamanımız yok tradutor Francês
77 parallel translation
Kaybedecek zamanımız yok.
Il n'y a pas une minute à perdre.
Kaybedecek zamanımız yok efendim.
- Enfin des informations précises.
Acele et, toparlanmaya yardım için de bir hizmetçi çağır. Kaybedecek zamanımız yok.
Trouvez quelqu'un pour les bagages.
Kaybedecek zamanımız yok.
- On n'a pas de temps à perdre.
Oh, pardon Müfettiş ama kaybedecek zamanımız yok.
Navré, inspecteur général. Il n'y a pas de temps à perdre.
Sorun değil Livia ama artık kaybedecek zamanımız yok.
Je comprends, Livia, mais on n'a plus de temps à perdre.
Kaybedecek zamanımız yok!
Il n'y a pas un instant à perdre!
Yedinciyi boşverin Artık kaybedecek zamanımız yok.
Oublions le septième. On n'a pas de temps à perdre.
Kaybedecek zamanımız yok.
On n'a pas de temps à perdre.
İnin aşağıya, onu biraz yürütün, kaybedecek zamanımız yok. Ben de durumumuzu kontrol edeyim.
- Descends-le et fais-le marcher, mais vite, faut pas traîner.
- Gördün mü? - Lütfen, kaybedecek zamanımız yok.
Il n'y a pas de temps à perdre.
Tercihimiz sizsiniz fakat kaybedecek zamanımız yok.
Nous aurions aimé que ce soit vous, mais nous n'avons pas de temps à perdre.
Kaybedecek zamanımız yok, beyler.
Nous n'avons pas de temps à perdre.
Kaybedecek zamanımız yok.
Il n'y a pas de temps à perdre.
Kaybedecek zamanımız yok.
Ce n'est pas le moment de tuer qui que ce soit.
Kaybedecek zamanımız yok.
Pas de temps à perdre.
Kaybedecek zamanımız yok.
Nous n'avons pas une seconde à perdre.
Üç saat içinde burada olurlar. Kaybedecek zamanımız yok.
Ils sont à moins de 3 heures.
Wiggins, arkaya. Orfeum Tiyatrosu. Kaybedecek zamanımız yok.
Au théâtre Orpheum et au galop.
Kaybedecek zamanımız yok. - İçeri girmek için acele etmeliyiz.
Pas de temps à perdre, nous devons essayer d'entrer.
İktidarsız! Kaybedecek zamanımız yok!
On n'a pas de temps à perdre, impuissant!
Çabuk, kaybedecek zamanımız yok.
Vite, il y a pas de temps à perdre!
Kaybedecek zamanımız yok!
On n'a pas de temps à perdre!
- Kaybedecek zamanımız yok.
- Pas de temps à perdre.
Kaybedecek zamanımız yok.
Nous n'avons pas de temps à perdre.
Sen bunu yaparken... bizim kaybedecek zamanımız yok.
Ecoutez, fiston, nous n'avons pas le temps de glander pendant que vous montrez votre ignorance de la chaîne de commandement.
Sen bunu yaparken... bizim kaybedecek zamanımız yok.
- J'appelle mon supérieur. - Nous n'avons pas le temps pour ce genre de foutaises.
kaybedecek zamanımız yok. gidelim.
Pas de temps à perdre, allons-y.
- O zaman kaybedecek zamanımız yok.
- Alors il n'y a pas un instant à perdre.
Peki, kaybedecek zamanımız yok, değil mi?
On n'a pas le temps. Que Jack et Chase portent des micros.
Şimdi, kaybedecek zamanımız yok.
On n'a pas de temps à perdre.
Yarın ilk iş, seanslarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Kaybedecek zamanımız yok. Diğerlerine de haber vermelisin.
Nous allons reprendre nos scéances dès demain... il n'y a pas de temps à perdre, Nous devons le dire aux autres.
Bucket'ın bu işle ilgileneceğini söyleyin, ve kaybedecek zamanımız yok.
Dites-lui que Bucket enquête. Pas de temps à perdre.
Haydi, kaybedecek zamanımız yok.
Bougez-vous, pas de temps à perdre.
Onunla kaybedecek zamanımız yok.
Pas de temps à perdre.
Diğer Cadılar yıldızımızı bulurken sen bizi bir Babil mumu için yakalatacaksın aptal.Kaybedecek zamanımız yok.
Tu voudrais qu'on cherche un cierge pendant qu'une autre sorcière trouve notre étoile. Idiote. On n'a pas de temps à perdre.
Şapkanızı alın, kaybedecek zamanımız yok!
Dépêchez-vous Miss Morland! Prenez votre chapeau et venez!
Babacığım, kaybedecek zamanımız yok onlar daha önce varacaklar.
100 millions. Oui, papa oui. Et si tu ments?
Çok çabuk hazırlanın, kaybedecek zamanımız yok.
Ne perdez pas de temps.
Acele et, kaybedecek zamanımız yok.
Vite, pas une minute à perdre!
Boşa kaybedecek zamanımız yok.
Conjecture infondée!
Kaybedecek zamanımız yok.
Agir rapidement est crucial.
Hemen gitmek zorundayız, kaybedecek zamanımız yok.
- On doit y aller, on n'a pas le temps.
Lütfen! Kaybedecek zamanımız yok.
S'il te plaît, on n'a pas de temps à perdre!
Kaybedecek zamanımız yok.
Dépêchez-vous.
Oh, sağolun albay. Şimdi kaybedecek zamanımız yok.
Merci, colonel!
Kaybedecek fazla zamanımız yok.
On n'a pas de temps à perdre.
Kaybedecek hiç zamanımız yok.
On n'a pas de temps à perdre.
Galen haklıysa ve Drakhlar saldırıya geçmeye hazırlanıyorsa kaybedecek zamanımız yok. Hayır.
Non.
- Farklılıklarımızı tartışarak kaybedecek zamanım yok. Ajan Doggett.
- Je n'ai pas le temps de discuter.
Kaybedecek zamanımız yok.
Y a pas une minute à perdre!
zamanımız yok 144
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa o 24
yok etmek 16
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73