Konuştu tradutor Francês
3,329 parallel translation
Romanca konuştu, değil mi?
Il parlait Roumain, n'est ce pas?
Çünkü onlar hakkında bayağı bir konuştu.
Parcequ'il en a parlé.
- Vay be, Tanrı doğru konuştu demek.
Ah! Erreur, Dieu à raison.
Linus Suriye'deki meslektaşıyla konuştu.
Linus a eu son homologue en Syrie.
- Öyle konuştu.
- C'est le cas.
- Konuştu mu seninle?
Est-ce qu'il t'a parlé?
Bence onunla güvenini kazanacak kadar çok konuştu.
Gagner sa confiance a dû prendre du temps.
"Kanalın onsuz devam edeceğini hayal etmek çok zor." diye konuştu.
"C'est difficile d'imaginer la chaine sans lui."
Sizinle konuştu mu?
A-t-il dit quelque chose?
Filistin'li arkadaşım, miktar sorun değilmiş gibi konuştu. Ama bir kerede birden fazla içeri sokmak biraz zaman alacak.
Mes amis Palestiniens m'ont dit que l'approvisionnement ne serait pas un problème, mais qu'il leur fallait un peu de temps pour savoir comment en avoir plusieurs à la fois.
Konuştu.
Elle a craqué.
Eskiden suçluları hedef tahtası olarak kullanan adam konuştu.
Et ça, venant de l'homme qui avait l'habitude de se servir des criminels comme cible d'entrainement.
Gayet açık konuştu.
Il était très clair.
Kraliçe konuştu.
La reine a parlé.
Seninle mi konuştu?
Il était de vous?
Montgomery'nin arkadaşı açık konuştu.
L'ami de Montgomery était très clair.
Hırlama sesi çıkardı, gerginleşti ve tuvalete konuştu.
Il a fait cet espèce de grognement, s'est raidit et il a couru aux toilettes.
Pekâlâ, şişman insanlar konuştu.
C'est bon! Les grosses personnes ont parlé.
- Oldukça inandırıcı konuştu.
- Mais il est plutôt convaincant.
- Brody, Roya ile konuştu.
Brody vient de parler à Roya.
Tommy ve Gates Komiser Yardımcısı Arnott'u kaçırmak hakkında konuştu mu?
Tommy et le Chef Gates ont-ils jamais parlé de kidnapper l'insp Arnott?
- Doğru--Bill Hoback, bu adam ki bütün sabah patronumla telefonla konuştu.
Oh juste, Bill Hoback, l'homme qui était au téléphone toute la matinée avec mon patron.
- Hoback Alice için avukatla mı konuştu?
Hoback a appelé un avocat pour Alice?
İbranice mi konuştu? Akatça mı?
Il a parlé en hébreu?
Kongre üyesi sizle hiç çalışmaları hakkında konuştu ya da mesajlaştı mı?
Le représentant vous a-t-il communiqué des informations d'ordre professionnel?
"İbne misiniz nesiniz" tarzında konuştu.
"Vous êtes des putain de tapettes" Ce genre de trucs.
Acavello bıraktığını duyurdu ; Staub kendi adamlarıyla konuştu.
Acavello a annoncé qu'il abandonnait ;
Pekâlâ. Casus konuştu mu?
Alors cet espion a ouvert sa bouche?
Teller sizinle Amelia dizisi hakkında hiç konuştu mu?
Teller vous a-t-il déjà parlé de la séquence Amelia?
Benimle konuştu.
Il m'a parlé.
Walker konuştu.
Il a craqué.
Brody Capitol Hill'de dört kişi ve Virginia İşadamları Resepsiyonunda 12 kişiyle daha konuştu.
Brody a parlé à 4 personnes au Capitole. Et à 12 autres à la réception.
Eee polis senle konuştu mu?
Alors, est-ce que la Police t'a appelé?
Gerçekten konuştu mu yoksa daha çok "Öcüüü" tarzı hayalet olayları mı var?
Elle t'a parlé ou est-ce plus le genre de fantôme traditionnel qui fait "boo"?
Ryan seninle konuştu mu?
Est-ce-que Ryan t'a parlé?
Moray seninle konuştu mu?
Est-ce-que Moray t'as parlé?
Halk konuştu..
- Les gens ont parlé.
Adam konuştu da konuştu. Bir türlü susmadı.
Il n'a pas arrêté de me parler de ça, il ne voulait pas se taire.
Şu köpek konuştu mu?
Est-ce que ce chien vient de parler?
- Deacon seninle bunu mu konuştu?
Deacon t'a parlé de ça?
Keşke benim olduğumu söyleyebilsem ama buradaki Shakespeare konuştu.
J'aimerai pouvoir dire que j'ai trouvé tout seul mais Shakespeare juste ici vous a appelé.
Bir kız hakkında konuştu mu?
A-t-il parlé de la fille?
Aynı sen gibi konuştu!
Elle t'imite très bien.
Alevleri azalttı, benimle konuştu.
Il est passé à travers les flammes. Il m'a parlé.
Konuştu. Hem de çok.
Ce médecin drogué que nous avons attrapé à l'hôpital ce soir?
Seninle konuştu mu bu mevzuyu?
Elle vous en a parlé?
Konuştu, evet.
Elle l'a fait.
Sizle konuştu mu hiç?
- Elle parle à quelqu'un?
Mason konuştu.
- Quoi?
- Dr. Higgins, sadece Pierce ölmeden önce Jenny'yle konuştu mu öğrenmek istiyoruz. - Nasıl konuşacak, tehdit ederek mi?
Comment, par intimidation?
- Efendim? Kiminle konuştu?
Pardon?
konuştuk 50
konuştum 61
konuştun mu 21
konuştun 22
konuştuğumuz gibi 33
konuştu mu 24
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuştum 61
konuştun mu 21
konuştun 22
konuştuğumuz gibi 33
konuştu mu 24
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuşsana 113
konuşacak 21
konuşacağız 38
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşma 379
konuşmuyor 31
konuşsana 113