English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ K ] / Konuşuyorduk

Konuşuyorduk tradutor Francês

1,879 parallel translation
- O zaman ne yapıyordunuz? - Konuşuyorduk.
Que faisiez-vous?
Sadece konuşuyorduk.
- T'inquiètes. - T'essayes de me rendre jaloux?
Hayaletler hakkında konuşuyorduk.
On était en train de parler du fantôme.
Bu herifle konuşuyorduk.
- S'il vous plait... - On a parlé à ce type.
Dönem tatilinden hemen önce, Kanlı Mary'i hakkında söylenenler ve sitelerle ilgili konuşuyorduk.
Juste avant le début du semestre, nous parlions de ces blogs, ce que disaient les enfants sur Bloody Mary.
Farklı öğretim felsefelerini konuşuyorduk.
On a parlé des diverses philosophies pédagogiques.
Hipnotizma hakkında konuşuyorduk.
Nous étions en train de parler d'hypnose.
- Bir hasta hakkında konuşuyorduk.
- On parle d'une patiente.
Geçmişteki sevgililerimizden konuşuyorduk.
! On parlait de nos ex.
Dürüst konuşuyorduk.
On était honnête.
Seninle mi konuşuyorduk?
On t'a sonné?
Konuşuyorduk.
On parlait.
Sadece konuşuyorduk.
J'allais juste avoir une conversation.
Sadece konuşuyorduk seni ego manyak.
On parlait pas de toi, espèce d'égocentrique.
Evet, biz de kazayı konuşuyorduk.
Nous parlions de l'accident.
Tamda senin hakkında konuşuyorduk.
On parlait de vous justement.
Beş dakika önce telefonda konuşuyorduk!
Ils étaient en ligne il y a cinq minutes!
- Konuşuyorduk.
- On discutait.
İki dakika önce Frida ile senin hakkında konuşuyorduk.
Je parlais de toi à Frida il y a deux minutes.
Ziyaret gününde kafası karışmış olan büyüğünüzle yapacağınız aktiviteleri konuşuyorduk.
Nous parlons d'activités à faire avec votre aîné désorienté les jours de visite.
Ne hakkında konuşuyorduk?
On parlait de quoi déjà?
Söylediğim gibi, onunla konuşuyorduk kızlarıma iyi bakacağını ve onlara kendi çocukları gibi davranacağını söyledi.
Comme j'ai dit, on a beaucoup parlé, elle a dit qu'elle en prendrait soin comme si c'était ses propres filles.
Hayır, Gertie, sadece konuşuyorduk.
Non, Gertie. On n'a fait que parler.
Herkesin bilgileri paylaşmasının önemini konuşuyorduk.
On s'est dit qu'on devait mettre en commun nos informations.
Evet, tekrar Bay Dewey Cox ile birlikteyiz. Program yaparken ne kadar eğlendiğimizi konuşuyorduk.
De retour avec Dewey Cox et son émission éclatante.
Fakat zaten konuşuyorduk.
Mais nous avions déjà commencé à parler.
Şimdi şu davayı konuşuyorduk.
On parlait de l'affaire.
Neyse, Allegra ve ben iletişime.. .. ne denli ihtiyacımız olduğunu..... konuşuyorduk.
On parlait de notre besoin de... relations.
Bak, dinle, Bernadette ve ben..... Allegra'nın seni kitap kulübünden soğutabileceğini konuşuyorduk.
Bernadette et moi espérons qu'Allegra ne t'a pas fait fuir. - C'est qui, déjà?
Taşınmak hakkında konuşuyorduk ya?
Tu sais combien on a parlé de déménager?
Önce ki gece, Eddie hakkında konuşuyorduk,
L'autre soir, on parlait d'Eddie.
Ama daha önce Tom ve Michelle hakkında konuşuyorduk.
Mais avant ça, on parlait de Tom et Michelle.
Rüyamda Wyatt ve ben danstaydık. Ve bu elbiseyi giyiyordum. Konuşuyorduk ve panç içiyorduk.
J'ai rêvé que j'étais au bal avec Wyatt, et je portais cette robe, et on discutait en buvant du punch, c'était mortel.
Ama hoşuma gitmişti aslında. Yani konuşuyorduk.
Mais j'ai apprécié de parler.
Ah, annen ve ben hayatımızın bundan sonraki kısmı hakkında konuşuyorduk.
Ta mère et moi avons... discuté de notre avenir.
Kız kıza konuşuyorduk. Şaka yapmıştım.
Je veux dire... c'était une discussion de filles.
- Konuşuyorduk dostum.
- Oh, on parle ici, cousin.
-... çeşitli yolları konuşuyorduk.
Harrow sans compter le chasser à mort.
Kocanla, onun için neyin daha önemli... olduğuyla ilgili konuşuyorduk. İşi... Ya da ailesi...
J'étais en pleine conversation avec votre mari... sur ce qui est le plus important pour lui... son boulot... ou sa famille.
Sadece konuşuyorduk ringde onla benim hakkımda falan işte.
On parlait juste de ce qui allait se passer sur le ring entre lui et moi.
Ne hakkında konuşuyorduk?
Donc, de quoi parlions-nous?
Todd ve ben konuşuyorduk ve burada bir bebeğiniz oldu, düğün oldu yatak odalarımızdan birinin açılışı oldu...
Alors, hum, Todd et moi nous avons parlé, hum... enfin, écoutez, vous avez eu un bébé ici, il y a eu un mariage... vous avez baptisé une de nos chambres...
Dün gece annem geldi ve Zack, Red Lobster'da deniz ürünleri festivali için bir ilan kesmişti. Bebekler doğduktan sonra gidersek çocuk fiyatına sınırsız karides yiyebilir miyiz diye konuşuyorduk.
Zach avait découpé une pub pour la fête de la mer au Red Lobster, se demandant si, après la naissance des bébés, on aurait les crevettes à volonté au prix enfant.
Üzgünüm. Ne hakkında konuşuyorduk?
Désolé, de quoi on parle?
- Konuşuyorduk da, Görevimiz İmkansız.
- C'est Mission : Impossible.
Tekrar karşınızdayız. Kanserden kurtulan Barbara ile konuşuyorduk, kendisi bir eşarp şirketi kurdu.
Nous voici de retour avec Barbara, une survivante du cancer qui a fondé une entreprise de foulards.
Biz sadece konuşuyorduk.
Nous étions juste en train de parler.
- Konuşuyorduk lâf senden açıldı.
- On discutait,
.. mırıldanılıp konuşuyorduk..
Et puis on se...
Konuşuyorduk.
On discute, c'est tout.
Yerel hayalet hikayeleri hakkinda konusuyorduk.
On discutait d'hitoires de fantomes locales.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]