English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ K ] / Kutsal kan

Kutsal kan tradutor Francês

128 parallel translation
Bir okusam bunları, halk doğru gider yaralarını öperdi ölmüş Sezar'ın. Mendillerini boyardı kutsal kanına. Tek telini dilenirdi saçlarının anmak için Sezar'ı ve ölürken de değerli bir miras diye bırakmak için çocuklarına.
Il ira baiser les plaies de César mort, tremper ses mouchoirs dans le sang sacré, garder en souvenir un cheveu que, par testament, on se transmettra comme un riche héritage.
Odin'in kutsal kanı üzerine yemin ederim.
Je le jure. sur le sang sacré d'Odin.
- Kutsal kan!
- C'est le sang sacré!
Kutsal kan!
Le sang sacré!
Bu kutsal kan!
Le sang sacré!
Kutsal kan!
C'est le sang sacré!
- Kutsal kan.
- Le sang sacré.
Kutsal kan!
Le sang sacré! Le sang sacré!
Kutsal kan.
Le sang sacré.
- Kutsal kan!
- Le sang sacré!
Ah! - Kutsal kan!
- Le sang sacré!
- İsa'nın kutsal kanı adına!
- Par le sang du Christ!
.. ülken için döktüğün kutsal kanın olduğu yere "
"oû fut béni et pleuré le sang pour la Patrie versé..."
Götünden akan kutsal kanın iyileştirici gücü olduğu söyleniyor.
Ils disent que le divin sang de son cul a un pouvoir de guérison miraculeux.
Bu kutsal mekânı bir kâfirin kanı ile kirletmeyin!
"Ne profanez pas ce lieu sacré avec le sang d'un infidèle!"
Benim tek derdim, o kutsal mekânın onun kanı ile pislenmemesi idi!
Je voulais juste éviter que le sanctuaire... soit souillé par son sang! "
Elimden gelse ağzından Mutlu Noeller lafı çıkan her aptalı,... kendi aşında kaynatıp, kalbine saplanmış kutsal bir kazıkla gömerdim.
Si ça ne tenait qu'à moi, chaque idiot qui souhaite "Joyeux Noël" serait bouilli avec son pudding et enterré avec un pieu de houx dans le cœur.
Ama ahmaklıktan kör olmuş Savaş Kabineniz İngiltere'nin kaybettiğini hala göremiyorsa bunu onlara kanıtlamak biz Almanların kutsal görevidir hem de onlarca defa ta ki dizlerinin üzerine çöküp yalvarıp, merhamet dileyip Führer'imizin kılıçtan keskin adaletine boyun eğene dek.
Mais si vos chefs ne voient pas que vous avez déjà perdu, c'est notre devoir sacré que de le leur prouver, encore et encore, jusqu'à ce qu'ils tombent à genoux et supplient notre führer de leur accorder sa pitié.
İnançlarının ve hayatlarının kanıtı olan bütün kutsal şeyler... büyük bir vakarla taşınıyor.
Les objets du culte, témoins de la vie du village, sont déplacés avec amour.
Bu kutsal toprakların akarsuları onların yabancı kanıyla kızıla boyanmalı!
Les rivières de cette terre sacrée doivent couler rouge du sang de ces étrangers!
İsa'nın kanından gelen değerli vücudunu ve ruhunu... ondan ve tüm Hristiyan birliğinden ayırmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Bu dünyada ve cennette, kutsal kilisenin tüm ayinlerinden ve kutsal kiliseden, onu dışlıyoruz.
nous l'excluons de notre Sainte Mère l'Eglise et de tous Ses sacrements
Ve sonunda halk güvende olduğunda başka bir Cheyenne'nin kanını döken hiç kimse onu taşıyamayacağı için.. şeflerin şefinin sembolü olan kutsal yazma el değiştirdi.
Et quand la nation fut à l'abri, le coussin sacré, symbole du chef des chefs, fut transmis, car il ne pouvait rester à celui qui avait répandu le sang d'un autre Cheyenne.
- Kutsal kitap ta yazar : kan akıtma, öldürme... -
C'est écrit partout : pas de sang.
Kutsal sözler şöyle : " Vücudumdan kanını ısıtacak sıcaklığı al ve göğsümden susuzluğunu giderecek sıvıyı.
Dans les saintes écritures il est dit : "De mon ventre viendra la chaleur qui réchauffera ton sang.." "A mon sein tu boiras le nectar, qui étancheras ta soif.."
- Kutsal Kitap bekleyebilir. Yıkan.
Va te préparer!
Fransa'nın kutsal kralı- - hatta Papa- - sağlıklı ve genç kalmak için kan içtiler.
Un saint roi de France.. même un pape.. buvait du sang pour rester jeunes.
Kutsal kan!
! Oh!
Kanımızın kutsal ayini üzerine yemin ediyoruz ki kanunun ellerine düşmeden evvel öleceğiz.
Nous jurons... Sur la foi de notre sang... Que nous mourrons...
Bize, içinde kutsal su ve bakire kanı bulunan bir kase ve o karışıma batırılmış üç dilim ekmek gerekiyor.
Il nous faut une coupe avec 4 hosties consacrées trempées dans du sang de pucelle.
Kutsal şarap gibi kanımdasın
Tu coules dans mon sang Comme un vin de messe
Yahudi inanışına göre kan ve organlar insan ruhunun kutsal birer parçası sayılırlar.
Selon la loi juive, Ie sang et les membres font partie intégrante de l'esprit.
Kutsal ruhun kanı adına beni kutsa Anne!
Bénis-moi, ma mère! Protège-moi, par le sang du Christ!
Masumların kanı kutsal mekanı ıslatacak. Ve Dahak dünyaya girecek.
Le sang des innocents va couler et Dahak fera son apparition.
Yüzyıllar önce Peru'da, And DAğları'nda, kutsal kişilerin kan müktarını arttırmak için kafatası kemiklerinin bir bölümünü çıkarırlarmış. Ya da kafataslarında delikler açarlarmış.
Jadis, la trépanation était pratiquée par certains saints hommes pour augmenter leur volume sanguin.
Bir araya gelmiş bu çiftin kutsal saadetine karşı çıkan biri var mı?
Quelqu'un a-t-il une raison d'empêcher ce couple... de s'unir dans les liens irrévocables du bonheur sacré?
Bugün kutsal bir gün daha fazla kan dökülmeyecek bu yüzden.
C'est un jour trop sacré pour voir du sang.
Kudüs'te.. Kutsal şehirde.. Her şeyden daha fazla..... yahudi halkının varlığını kanıtlayan yerde.
Jérusalem, ville sainte, ville qui symbolise plus que toute autre l'existence du peuple juif.
Kutsal yılan kanı testinden geçince ne alıyorsunuz? Lolipop mu?
Quand on est reçu à l'examen de sang du serpent sacré, on vous donne une sucette?
Kutsal Fatima Ana Kilisesi ve bitişiğinde bulunan papaz evinde, bu akşam çıkan yangında iki rahip öldü.
L'église de Notre Dame de Fatima et son presbytère ont été détruits ce soir par un incendie, tuant deux prêtres.
Kanımı excalibur'la akıtmak ve bu toprakları kutsal kılmak için.
Fais couler mon sang avec Excalibur et sanctifie cette terre.
- Ve bana kati delil sunulursa ölümünün günahını üstlenmekten başka bir seçeneğim kalmıyor. - Neyin kanıtlarını? Başımın üzerinde yeri olan, kutsal yağ sürünmüş bir Kraliçe'nin ölümünü!
- Si on me donne des preuves, je n'aurai d'autre choix que de commettre le péché de votre mort... la mort d'une reine de droit divin... et de l'assumer.
Dinleri değiştirilmek istenen ve penislerinden bir miktar kan alınarak, bu damlaları kutsal havuza dökmek suretiyle gerçek tanınan Moïse soyundan gelip gelmediklerini Falashas'ya sormak isteyen Büyük Hahamlık tarafından gerçekleştirilen aşağılayıcı davranış.
Humiliés par le Grand Rabbinat qui a voulu les convertir en prélevant une goutte de sang de leur pénis et les plongeant dans un bain rituel les Falashas demandent à être reconnus comme juifs vrais descendants de Moïse
Kutsal topraklara ve tapınaklara saygısızlık ettin, ve kardeşlerimizin kanını akıttın.
Vous avez profané la terre sacrée et ses temples. Et vous avez répandu le sang de nos frères.
Nihayetinde tarikat onun cesedini ve soyunun kanıtlarını sakladı ta ki onun lahdi Kutsal Kase zamanla kaybolana kadar.
Enfin le Prieuré la cacha avec les preuves de sa lignée et l'on crut communément son sarcophage, le Saint-Graal, perdu au fil du temps.
Hiç kimse kendisine parfüm ustadı demeyi işini o kutsal topraklarda kanıtlamadan söyleme hakkına sahip değildir.
Personne ne peut se considérer comme un parfumeur... tant qu'il n'a pas prouvé sa valeur dans cet endroit sacré.
Bunun kökleri çok derine belki de şu kanıya kadar uzanıyor : Kutsal Kitaplarda yer alan ve ilk zamanları anlatan Tekvin gibi metinlerin dünyanın başlangıcını anlattığı iddiasına.
Je crois que les racines de cela sont très profondes, parce que cela remonte probablement à une conviction que certains livres des écritures, comme le livre de la Genèse, qui traite du commencement, nous racontent réellement les origines du monde.
Bu çiftin kutsal evlilikle bir araya gelmesine karşı çıkan varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun.
Si quiconque connaît une raison pour laquelle ces deux êtres... ne devraient pas être unis par les liens sacrés du mariage... parlez maintenant ou gardez le silence à jamais.
Benim büyük-büyük-büyük dedem bu kutsal toprakları kanıyla sulamış.
Mon aïeul a versé du sang sur cette terre sacrée.
Bir hafta sonra fısıltılar kızın soluk beyaz kalçasından aşağıya bir damla adet kanının akışını görmenin ne kadar kutsal bir şey olduğu anlatmaya başladı.
Une semaine plus tard... la voix à commencé à me murmurer combien ça serait divin... de voir un peu du sang de ses règles, voir comment ça marche, sous sa petite culotte blanche.
Bu şehirde ortaya çıkan Kutsal Kase gerçek.
Le Graal qui apparaîtra ici est bien réel.
Önceki savaşta ortaya çıkan Kutsal Kase Emiya Kiritsugu'nun elleriyle yok edildi.
Le dernier Graal à être apparu, Kiritsugu Emiya l'a détruit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]