Kuş tradutor Francês
7,651 parallel translation
- Siktir git, amına koduğumun kuş beyinlisi!
- Va te faire foutre. - Ça suffit.
- Naber, Öten kuş.
Hé, le rossignol.
Bankalar kapısından içeri suçlu birinin... girmesini sevmez, bu yüzden FBI bilekliğimi kesti... ve bu da bana sezon değişiminden önce... kuş yuvası kurma şansı verdi.
Les banques n'aiment pas vraiment voir un criminel avéré franchir leurs portes, donc le FBI m'a enlevé mon bracelet, ce qui me donne la chance de préparer un petit quelque chose à côté pour quand les saisons changeront.
Birinci defa, kuş tüyü ile temas edip... cesaretini aldım.
D'abord, je t'ai touché d'une plume. J'ai alors emporté ton courage.
Deri askılı, ucunda da metal bir kuş vardı.
C'était une lanière en cuire avec un oiseau en métal au bout.
Arkadaş edinmek istersen, Bir grup kuş veya pul koleksiyoncusu bulman gerek. Yada her ne bokla uğraşmak istiyorsan.
et donc, si l'on veut des amis, on doit trouver des passionnés des oiseaux, ou des timbres, ou quoi que ce soit qui puisse intéresser.
Senin kuş.
Ton kiki.
Duyduğuma göre, yuvada yavru bir kuş gibiymiş.
Tu vois, j'ai entendu dire que c'était comme... Un oisillon dans son nid.
Hayatında hiç canlı kuş tutmadın mı?
Tu n'as jamais tenu un oiseau vivant avant?
Ölü bir kuş, önemli bir mesaj anlamına gelir.
Un oiseau mort est un message très précis.
Neden olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. Ama şu anda bunun bir önemi yok. Ben kaçabileyim diye bir kuş sürüsünü onun üzerine saldı.
Je ne sais pas pourquoi, et c'est pas important pour le moment, mais il a envoyé une volée d'oiseaux l'attaquer pour que je puisse m'échapper.
Erken kalkan kuş solucanı kapar, değil mi?
L'avenir appartient à ceux qui se lèvent tôt, non?
Kusura bakma, tüm bu minik masum kuş numaralarına inanmıyorum.
- Essaie d'être patient avec elle. - Désolé, je ne crois pas du tout à son jeu d'actrice.
Yavru kuş.
Petit oiseau.
Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerdeyiz.
Nous sommes au milieu de nul part.
Steril odaya kuş girmiş.
Un oiseau est entré dans la salle la salle blanche.
Dahimiz çöp poşeti ve atıştırmalıkla kuş yakalamaya çalışıyor.
Le génie ici veut attraper un oiseau avec un sac poubelle et un Slim Jim.
Hâlâ içeride kuş var.
Il y a toujours un oiseau ici.
Kuş uçuşuyla üç günlük mesafede diyorlar.
Trois jours à vol d'oiseau je dirais.
-... yani kuş uçsa haberimiz olacak.
- pleinement au courant de ses mouvements.
- Evet! Bence dışarıda bir canavar olması mümkün, konuşan bir kuş
mais -
Eskiler buna bir taşla iki kuş vurmak diyorlar.
Ca s'appelle faire d'une pierre deux coups.
Dondurma kamyonetinin böyle kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde olması.
un camion de glace au milieu de nulle part.
Kaybolmuş bir yürüyüşçü kılığına gireceğim ve Tapınağa vardığımda kuş ıslığımla Kızıl Lotus'un dikkatini dağıtacağım.
Je me déguise en randonneur perdu. Une fois dans le temple, je distrais le Lotus rouge avec mes cris d'oiseau.
Kuş ıslığı mı?
Des cris d'oiseau?
İlaçlar yüzündendi o, kuş gibi uçuyordum çünkü.
C'était la drogue qui parlait. Je planais comme un cerf volant.
Kuş izleme yarışlarında yalnızca ilk kez gördüğün kuşlar için puan alman gibi.
Un peu comme quand un observateur d'oiseau ne reçoit des points que quand il voit une nouvelle espèce.
- Paul kuş izleme yarışmasına mı katılıyor?
Paul observe les oiseaux?
Evet, diyorum ki bir taşla iki kuş vurduk.
Ouais, on en a deux pour le prix d'un.
Kuş uçmaz kervan geçmez bir yer.
Un trou paumé.
Şimdi bir taşla iki kuş vurmuş olacağız.
Et maintenant, on fera d'une pierre deux coups.
Birkaç yıl önceki kuş gribi gibi.
Comme la grippe aviaire il y a quelques années.
- Kuş evi yapıyorsun inşallah.
Vous devriez construire une maison pour oiseaux.
Hadi uç bakalım küçük kuş.
Maintenant vole, vole, petit oiseau.
Tamam. Yargılama alanından uzaklaş ve bu koca kuş havuzundan birkaç iç çamaşırı tutmaya çalış.
Va-t'en discrètement de la zone de jugement et cherche des dessous dans ce gigantesque aquarium.
Kuş izleyicisidir.
Il est passionné d'oiseaux.
Sensin kuş izleyicisi.
Tu es passionné d'oiseaux.
Kuş gözlemciliğine başlasan ne olurdu?
Tu ne pouvais pas te contenter d'observer des oiseaux?
Bir taşla iki kuş.
Coup double :
Bir çöreği donduruyorsun, yaşlı kuş.
Vous êtes la cerise sur le gâteau, vieil oiseau.
Peki o zaman neden Forstman'ı seni de içeri çekmek için kullanıp bir taşla iki kuş vurmuyor?
Mais pourquoi ne pas utiliser Forstman pour te coincer et en avoir deux pour le prix d'un?
Ona itiraf etme dedim, o ise doğruca SPK'ya gidip kuş gibi öttü Jeff Malone'a aynısını yaptıktan hemen sonra.
Je lui ai dit de ne rien dire, et il est allé voir directement la commission, en s'en vantant comme un paon, après avoir fait la même chose avec Jeff Malone. - Ce n'est pas...
Minik kuş *?
Le Gros Oiseau?
Bana "minik kuş" mu diyorlar? !
Ils m'appellent le Gros Oiseau?
Bana minik kuş diyorlar.
Ils m'appellent le gros oiseau!
Sonuç olarak herhangi bir kuş değil.
C'est nul. Au moins, c'est pas n'importe quel oiseau.
Minik kuş.
C'est un gros oiseau.
Yani, bununla ilgili düşünmeye başlarsan, o görkemli, büyük bir kuş.
Quand on y pense, c'est un grand oiseau majestueux.
Bir tasla iki kus vurup kan banyosu yapacaklar.
Ce sont deux oiseaux, un bain de sang.
# Siyah bir kuş tünedi penceremin dışına #
Il y a un oiseau noir.
# Bir gün o kuş bana konuştu # # Martin Luther ve Perikles'in konuştuğu gibi # # Gel, cinayete katıl #
un jour cet oiseau il m'interpelle comme Martin Luther comme Pericles viens rejoindre le crime viens voler avec le noir nous te libérerons du piège humain viens rejoindre le crime montes sur mes ailes tu toucheras la main de Dieu
kusura bakma 1152
kusura bakmayın 909
kuşum 23
kusursuz 113
kusura bakma ama 29
kusuruma bakma 61
küstah 56
kusuruma bakmayın 108
kusura bakmayın ama 27
kusura bakmayın efendim 20
kusura bakmayın 909
kuşum 23
kusursuz 113
kusura bakma ama 29
kusuruma bakma 61
küstah 56
kusuruma bakmayın 108
kusura bakmayın ama 27
kusura bakmayın efendim 20
kusura bakmazsanız 22
kusma 19
kuşlar 80
kusurumuza bakmayın 21
kuşkusuz 237
kusacağım 96
kuş beyinli 35
küstahlaşma 16
kusma 19
kuşlar 80
kusurumuza bakmayın 21
kuşkusuz 237
kusacağım 96
kuş beyinli 35
küstahlaşma 16