English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ L ] / Lütfen ama

Lütfen ama tradutor Francês

3,651 parallel translation
Lütfen ama, kediye sarılınca ağzından fırlamış işte.
Sans blague. Elle l'a enlacé et il a craché son chewing-gum.
Bir nemlendirici için 25 Dolar mı? Lütfen ama.
25 dollars pour du baume à lèvres.
Lütfen ama, onur konuğumuzsun.
S'il vous plait, vous êtes l'invité d'honneur.
Millet, lütfen ama. Ciddi konuşuyorum.
Les gars, s'il vous plait, je suis sérieux.
Lütfen ama.
Oh, S'il te plait.
Lütfen ama.
Allez.
Lütfen ama. Mübalağadan hiç hazzetmem.
S'il te plaît, je déteste les phrases hyperboliques.
Lütfen ama. - Özgürlükçü olmak kanımda var.
- Mes penchants libertaires.
Örneğin, bugün bir faks bekliyorsanız lütfen ama lütfen "Fax to the Future'dan ( Geleceğe Dönüş ) Michael J. Fax!" diye bağırmayın.
Donc par exemple si vous attendez un fax aujourd'hui, s'il vous plaît ne criez pas. "Michael J. Fax de fax du futur!" Ok?
- Lütfen ama. O zaman neden en başta onu vaftiz ettirmeye zahmet ettin ki?
Alors pourquoi t'es-tu embêté à la faire baptiser?
Lütfen ama. Sen de diğer tüm salakların düştüğü gibi onun tuzağına düştün.
Ce que tu ressens pour elle est un piège tout comme tous les autres idiots.
Lütfen ama, Castle ölmeyecek.
Je t'en prie. Castle ne va pas mourir.
Lütfen ama Burke'un üstünden geçerken gücünün yerinde olması gerek.
Vous avez besoin de force pour quand vous courrez après Burke.
Lütfen ama ya.
Oh, s'il te plait.
Lütfen ama bu restoran senin profesyonel iş kaydında.
Oh, s'il te plait, ce diner est enregistré dans ton fichier professionnel.
Lütfen ama.
S'il te plaît.
Lütfen ama!
Oh, s'il te plait!
Ama lütfen annemle babama söyleme.
Mais ne dis rien à mes parents s'il te plaît.
Hadi ama bayım, lütfen. Beni tutuklamayın, olur mu?
Allez, monsieur, s'il vous plait, juste ne m'inculpez pas, d'accord?
Yapamıyorum. Çok denedim ama lütfen, olmuyor, yapamıyorum...
Je peux pas, j'ai vraiment essayé, s'il te plait, je peux pas, je peux pas
Lütfen, Sizin operasyonunuzu tehlikeye atmak gibi bir niyetim yok ama bir kadının hayatı tehlikede.
S'il vous plaît, je n'ai aucun intérêt à mettre en péril votre opération, mais la vie d'une femme est en jeu,
Gold. Hadi ama, lütfen.
Gold.
- Ama ben ölmüyorum yani lütfen...
- Et bien moi pas, alors je t'en prie, ne...
Çünkü, lütfen yanlis anlama bebegim ama gençlesmiyorsun.
Parce que, ne le prend surtout pas mal chérie, mais tu ne rajeunis pas.
Onun anısına saygısızlık etmek istemem ama lütfen, bana inanmalısın.
Je ne souhaite pas manquer de respect à sa mémoire, mais, s'il vous plait, vous devez me croire
Seninle orada buluşurum. Ama lütfen isim kartlarınızı lobiye getirin.
Mais, s'il vous plaît, mettez vos badges
Ama lütfen... Ben engel olmayayım kavganıza.
Mais je vous en prie, continuez.
Anliyorum ama lütfen komutanimla görüsün.
Je comprends, demandez au responsable.
Biraz daha'ama'alabilir miyim lütfen? "
Pourrais-je en avoir mas, por favor? "
- Lütfen ama.
S'il vous plaît.
Ciddiyim. Lütfen, teşekkürler ama Meksika'ya geri dönmemiz gerek.
Je suis sérieuse, s'il vous plaît, nous devons retourner au Mexique.
Ama lütfen çoğunluğun iyiliğine odaklanmaya çalış.
Je sais, Tiffy, mais concentre-toi sur le bien commun.
Ama yani lütfen!
C'est tout.
Ama lütfen bana "Bourbon" caddesinin bu hâlinin senin işin olduğunu söyleme.
Par contre dis moi que l'état actuel de la rue Bourbon n'est pas de ton fait. Ha ha!
Saygısızlık etmek istemem ama bana lütfen yardım eder misiniz?
Et avec tout mon respect, allez-vous m'aider, s'il vous plait?
Lütfen ama.
Oh!
Beyler, lütfen bunu lisedeki akıllı çocuğun tüm işi yaptığı, ama tembellerin oturup izlediği projelerden biri yapmayın.
Les mecs, n'en faites pas un projet scolaire dans lequel je suis l'intello qui fait tout pendant que les glandeurs ne font rien.
Halk arasında süpercalifragilisticekspialadozya olarak bilinen bir dürtü yüzünden. Ama lütfen!
Non par choix, c'est compulsif, comme "supercalifragilisticexpiala-dosia", mais s'il te plaît!
Biraz da krema katın kahveye... ama lütfen... keçi kreması olmasın...
Vous pouvez avoir votre livraison de céréales. Mais la prochaine? Pourquoi devenir ennemis avec ceux dont vous avez le plus besoin?
Ama lütfen konseri planlandığı gibi devam ettir.
Mais, je vous en prie, laissez le concert se poursuivre comme convenu
Lütfen Corcoran'a söylemeyin ama su döküyordum da.
S'il vous plait, ne le dites pas à Corcoran. J'étais juste allé pisser.
Hepimizle konuşmalısınız biliyorum ama lütfen Pamela'ya karşı nazik olun.
- Autant que je le sache. Je sais que vous devez à tous nous parler, mais si vous pouviez y aller doucement avec Pamela.
- Hayır. Rish, yaptığını takdir ediyorum ama lütfen beni savunma. Beni deliymişim gibi gösteriyorsun.
Non, Rish, j'apprécie ce que tu essaye de faire, mais s'il te plaît, ne me défend pas.
Ama ikimiz de biliyoruz ki bunun anlamı lütfen planladığının iki katı para harca demek.
Mais nous savons toutes les deux que tout cela veut dire s'il vous plait dépensez deux fois plus que ce que vous avez prévu. Et bien, c'est en Ohio.
Lütfen onu gözetim altında tutun, ama ona yaklaşmayın, tamam mı?
Continuez de la surveiller, s'il vous plaît, mais n'entrez pas en contact avec elle, ok?
Hayır, eğer bunu neden yaptığına dair geçerli bir sebebi varsa onu gerçekten duymak isterim ama konu başka bir şeyse lütfen gidin.
Non, s'il avait une raison de faire ce qu'il a fait, je serais heureuse de l'entendre, mais sinon, partez.
Christopher, lütfen, beni tekrar ara, ya da otele geri dön, ama bunu düzeltmeme izin vermek zorundasın. Lütfen.
S'il te plaît.
Evet, ama lütfen bu işi bana vermeyin.
Oui, mais ne m'offrez pas ce poste.
Ama daha fazla sis görmek istemiyorum, lütfen.
Mais plus de brouillard, s'il vous plaît.
Hepsi bu mu? Ama size yardım edebilecek bir sürü meziyetim var, lütfen?
Mais j'ai plein d'autres talents qui peuvent aider.
Bana istediğini yap ama lütfen o ölecek.
Faites ce que tu vous voulez de moi. Mais s'il vous plait, elle va mourir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]