Ne düşündüğünü biliyorum tradutor Francês
1,166 parallel translation
Wendy's'in kurucusu Dave Thomas hakkında ne düşündüğünü biliyorum.
Je sais, vous me prenez pour Bruce Willis.
Ne düşündüğünü biliyorum abi kutsal bir Ferengi geleneğini bozamayacağını düşünüyorsun.
Je sais ce que tu penses, qu'il faut respecter les traditions ferengies.
Hakkımda ne düşündüğünü biliyorum.
Vu ce que tu penses de moi...
Carol, ne düşündüğünü biliyorum ama yanılıyorsun.
Carol, je sais à quoi tu penses et tu as tort.
Ne düşündüğünü biliyorum.
Je sais ce que tu penses.
- Ne düşündüğünü biliyorum.
- Je sais ce que vous pensez.
Mort, karının bizim hakkımızda ne düşündüğünü biliyorum.
Désolé. Mort. Je connais les sentiments de votre femme sur mon mariage avec Pam.
Biliyorum. Ne düşündüğünü biliyorum.
Je sais ce que vous pensez.
Tom'un gerçekte ne düşündüğünü biliyorum.
Je sais ce qui s'est passé avec Tom.
Jing Ke ne düşündüğünü biliyorum.
Jing Ke... je sais ce que tu penses.
Bayanların ne düşündüğünü biliyorum... " Hayır, hayır.
Mesdames, vous vous dites :
Will, sanırım ne düşündüğünü biliyorum ama hepsi benim hatam.
Will, je sais à quoi tu as réfléchi. Mais tout ça c'est de ma faute.
Ne düşündüğünü biliyorum. - Biliyor musun?
Je sais à quoi tu penses, mais...
Bazılarınızın ne düşündüğünü biliyorum.
Maintenant, je sais ce que pensent certains d'entre vous.
Onun ne yaptığını düşünüyorsun? Onun ne düşündüğünü biliyorum,... Düşündüğü, eğer 14. güvertedeki dondurma ünitelerin gücünü alabilirse motorları hareket ettirebileceği.
Elle se dit qu'en puisant à l'alimentation des caissons de stase, elle pourrait peut-être relancer ces moteurs.
Gus hakkında ne düşündüğünü biliyorum ama o vuramaz Billy.
Je sais que tu es ami avec Gus, mais... il ne batte rien.
Ne düşündüğünü biliyorum. Bir şey yok.
Michael, je sais ce que tu penses.
Biliyor musun ne düşündüğünü biliyorum. Şu anda aynı şeyi düşünüyorum.
Je sais... ce que tu penses... parce que je pense comme toi.
Ne düşündüğünü biliyorum.
Je sais à quoi tu penses.
Tanrım. Ne düşündüğünü biliyorum.
Je sais ce que tu penses.
Ne düşündüğünü biliyorum, ama Daniel, Bu kandırmaca değil.
Je sais ce que vous pensez, mais sauf votre respect, Daniel, c'est pas du bidon.
Ne düşündüğünü biliyorum
Un gars de la cité tombe amoureux d'une villageoise.
Bu adamın ne düşündüğünü biliyorum. Sadece bunu nasıl yaptığını bilmiyorum.
Je ne vois pas comment il pense et s'y prend.
- Hayır. Evet. Ne düşündüğünü biliyorum.
- Je sais ce que tu penses.
Ne düşündüğünü biliyorum. Çocukluğumun bir Grant Wood tablosunda geçtiğini sanıyorsun.
Non, je n'ai pas grandi dans un tableau de Grant Wood.
Peki, peki, ne düşündüğünü biliyorum...
Oui. Je sais ce que tu penses.
Ne düşündüğünü biliyorum.
Je lis dans tes pensées. Je les connais.
Hakkımda ne düşündüğünü biliyorum, büyükanne.
Je sais ce que tu penses de moi Grand-Mère.
Ne düşündüğünü biliyorum ve bu yarışmaya katılanlar içinde en iyi köpek benim. "
"Je sais à quoi tu penses, " et je suis le meilleur sur ce ring ".
Ne düşündüğünü biliyorum.
Je sais à quoi vous pensez.
Ne düşündüğünü biliyorum. İçmemeliyim, değil mi?
Vous vous dites que je ne devrais pas boire?
Ne düşündüğünü biliyorum. Boğazımı parçalamak istiyorsun. Ama yapamayacaksın.
Tu aimerais me déchirer les tripes mais tu bougeras pas.
- Ne düşündüğünü biliyorum.
- Je sais ce que tu penses.
Ama benim hakkımda ne düşündüğünü biliyorum.
Mais je sais ce que tu penses de moi.
- Ne düşündüğünü biliyorum. - Hayır bilmiyorsun.
- Je sais à quoi tu penses.
Ne düşündüğünü biliyorum.. Michael, Isabel ve ırkımın geleceği için... İkimizin ayrılması gerektiğini..
Je sais que tu penses qu'il faut que je te laisse partir pour le bien de Michael, d'Isabel et de ma race.
Ne düşündüğünü biliyorum.
Je sais ce que vous pensez.
Dinle. Ne düşündüğünü biliyorum.
Ecoute, je sais ce que tu penses.
- Pekala dinle. - Ne düşündüğünü biliyorum.
- Je sais ce que tu imagines.
Ne düşündüğünü biliyorum, yüzüğü Sauron'a vereceksin!
Je lis dans vos pensées. Vous allez le donner à Sauron!
Ne düşündüğünü biliyorum, Carl.
Je sais ce que tu fais.
Libby'i ne kadar özlediğini biliyorum. Mozart'ın konçertosunda, asla si-diyez notasını çalmayacağını biliyorum. Beni yenmeyi denemeyi düşündüğünü, bilmediğimi mi zannediyorsun?
Je sais combien Libby vous manque, que vous ne réussissez jamais le sol dièse dans le concerto de Mozart, que vous essayez de me mettre en échec.
Ne düşündüğünü biliyorum.
Ce type est fêlé.
Şimdi, ne düşündüğünü biliyorum. İnanması zor bir hikaye, değil mi?
Je sais, c'est dur à croire.
Ne düşündüğünü biliyorum.
Ou pire.
Savaşarak kurtulabileceğini düşündüğünü biliyorum. Ama yol boyunca ilaç verirlerse bir şey yapamazsın.
Vous croyez pouvoir vous en sortir seule... mais vous ne pourrez rien faire si vous êtes droguêe tout le voyage.
Bak, benim umut hakkında bir sürü saçmalık dağıtan bir adam olduğumu düşündüğünü biliyorum.
Pour vous tous, je ne suis qu'un ringard qui distribue des prospectus sur l'espoir.
Olanların tecavüz olmadığını düşündüğünü biliyorum ama öyleydi.
Je sais que tu ne crois pas que c'était un viol mais... ça l'était.
Ne düşündüğünü biliyorum ama asla! Olamaz.
Impossible.
Benim için fazla iyi olmadığını düşündüğünü biliyorum, ama inan bana, çok iyisin.
Je sais que vous ne pensez pas être à ma hauteur, mais détrompez-vous.
Ne düşündüğünü iyi biliyorum :
Je sais à quoi elle pense.
ne düşündüğünüzü biliyorum 44
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum 15888
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorum baba 24
biliyorum biliyorum 28
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyorum işte 83
ne düşünüyorsun 2039
ne düsünüyorsun 18
ne düşünüyorsunuz 319
ne durumda 48
ne durumdayız 39
ne duruyorsun 61
ne durumdasın 24
biliyorum anne 31
biliyorum işte 83
ne düşünüyorsun 2039
ne düsünüyorsun 18
ne düşünüyorsunuz 319
ne durumda 48
ne durumdayız 39
ne duruyorsun 61
ne durumdasın 24