Nefesim kesildi tradutor Francês
84 parallel translation
Nefesim kesildi.
Vous me coupez le souffle.
Biraz nefesim kesildi.
Je suis un peu essoufflé.
Nefesim kesildi o kadar.
J'ai eu le souffle coupé, c'est tout.
İçeri girdiğin an nefesim kesildi.
Les rayures te vont bien.
Dur! Nefesim kesildi.
J'en peux plus, arrête-toi!
Nefesim kesildi. O basamakları boş yere çıkamam.
Je suis essoufflée, et je n'ai pas fait tout ce chemin pour rien.
- Bir dakika Walter. Nefesim kesildi. - Ona köşesinde...
Votre suite était retenue pour le meeting de demain.
Nefesim kesildi. Biraz durup dinlensek?
Peut-on se reposer une minute?
Nefesim kesildi.
Je manque de souffle.
Nefesim kesildi.
Je n'arrivais plus à respirer.
Resmen nefesim kesildi. Ben...
J'en ai le souffle coupé.
Afedersin. Nefesim kesildi.
Excuse-moi, je suis essoufflée.
Nefesim kesildi.
Je n'arrive plus à respirer.
Sadece biraz üşüdüm, soğuk soğuk terliyorum ve biraz da nefesim kesildi.
Ça va, je me sens juste un peu fébrile et un peu oppressée.
- Bana yarın geri verirsin. - Biraz yavaş git. Nefesim kesildi.
Si je ne parle pas, je pourrais marcher plus vite.
Nefesim kesildi.
Je suis epuisee.
Oh, Tanrım, nefesim kesildi!
J'ai le souffle coupé.
- Yapamıyorum! Nefesim kesildi.
- Je peux pas, je peux plus respirer.
Nefesim kesildi.
Je ne sais pas quoi dire.
- Bir süre nefesim kesildi.
- Oui. ça m'a juste coupé le souffle.
Sadece nefesim kesildi ve gözümde beyaz noktalar belirdi.
J'ai eu le souffle coupé et des points blancs devant les yeux.
Nefesim kesildi.
J'en ai le souffle coupé.
Benim de portakal soyarken nefesim kesildi.
Je me suis épuisé à peler une orange.
Bak, şuradan geçiyordum da, seni görünce nefesim kesildi.
J'étais assise à l'autre bout de la pièce. Quand je t'ai vu, j'en ai eu le souffle coupé.
- Evet. Birlik Kampında kızın biri üstüme düştü, nefesim kesildi.
Une fille m'est tombée dessus au Camp Unité.
Kesinlikle nefesim kesildi!
Comment j'suis monté!
Nefesim kesildi biraz.
Un peu essoufflé.
Giderken gönlümü öyle bir aldı ki samimiyetle söyleyeyim, nefesim kesildi.
Il a laissé un héritage en rédemption, qui franchement m'a coupé le souffle.
Aynen böyleydi. Nefesim kesildi.
C'est ce qu'elle m'a fait.
Nefesim kesildi!
Je suis essoufflé!
Bir anda nefesim kesildi.
J'ai eu le souffle coupé, c'est tout.
Bu inanılmazdı. Nefesim kesildi.
C'est incroyable, j'en perds mon latin.
Evet. Nefesim kesildi. Akciğerim çökmüş, göğüs kafesim ezilmiş olabilir.
Peut-être un poumon éclaté ou un bleu au sternum.
- Sadece... biraz nefesim kesildi.
- J'ai le souffle coupé.
Evet, nefesim kesildi.
Oui, je suis essoufflé.
Merdiven çıkıyordum. Nefesim kesildi.
Je viens de monter les escaliers.
Tabi, nefesim kesildi.
Ouais, ne te fatigue pas.
- Nefesim kesildi. - Bakın ne diyeceğim?
- J'ai le souffle court.
Sizi görünce nefesim kesildi.
Ca m'a coupé le souffle.
Nefesim kesildi.
Je suis hors d'haleine.
- Bir kaç dakikadır, nefesim kesildi resmen.
Quelques minutes.
Nefesim kesildi.
Essoufflé.
- Nefesim kesildi.
- Pas assez d'air.
Kazanin oldugu gece, Darlene'lerin evinden ayrilip bisiklete bindim, aniden nefesim kesildi.
Le soir de l'accident, en partant de chez Darlene et en prenant le vélo, j'avais le souffle coupé.
O kadar seksiydi ki.. Nefesim kesildi.
C'était si sexy que j'en avais le souffle coupé.
Nefesim kesildi..
J'ai haleté..
Sicim-ağ yoğunlaşması teoriniz ile kara delikte bilginin kaybolması paradoksunu bağdaştırmanızla ilgili yazınızı daha yeni okumayı bitirdim ve resmen nefesim kesildi.
Je viens de lire votre article qui concilie le paradoxe de l'information du trou noir avec votre théorie des condensats et j'en ai eu le souffle coupé.
Nefesim kesildi.
Je meurs de soif.
Bir bardak su alabilir miyim? Birden sanki nefesim kesildi.
Puis-je avoir un verre d'eau?
Nefesim o kadar kesildi ki, altıma kaçırdım.
Moi, j'avais la gorge tellement nouée que j'ai fini par uriner.
Nefesim kesildi.
- J'ai plus de souffle.