English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ N ] / Neredeyse hazır

Neredeyse hazır tradutor Francês

533 parallel translation
Domuz eti neredeyse hazır olur.
Oui, monsieur, ce porc est presque cuit.
Neredeyse hazır. Bileziğin, kravatımla birlikte iyi bir düğüm oluşturdu.
Aussi simple qu'un nœud de cravate
- Mükemmel ve neredeyse hazır.
- lmpeccable et déjà en place.
Neredeyse hazırız.
Tout est presque prêt.
Neredeyse hazırız.
On y est presque.
- Neredeyse hazır.
- il est presque fait.
- Efendim, araba neredeyse hazır.
- M. le Comte, la calèche est prête.
Odalarınız neredeyse hazır olur.
Vos chambres sont bientôt prêtes.
- Neredeyse hazır, efendim.
Presque prêt, Monsieur. D'accord, les gars.
Pekala, neredeyse hazırım. Eğer sen buluzumun düğmelerini iliklemede bana yardım edersen.
Je suis presque prête, boutonne mon chemisier.
Acele et, bak diğerleri neredeyse hazır. Haydi güzel oğlum.
Les autres sont presque prêts!
Haydi Simone! Ciro! Gelin artık kahve neredeyse hazır.
Le café va être prêt.
Pantolon neredeyse hazır ceketinizi de verirseniz kıza iki dakikada hazırlattırırım.
Passez la veste.
Her şey neredeyse hazır...
C'est presque prêt...
Neredeyse hazır.
Presque prêt.
Neredeyse hazırız Jennifer.
Bon, ça va être prêt, Jennifer.
Gel haydi! Neredeyse hazırız.
Venez, on y est presque.
Neredeyse hazırım.
- Je suis presque prête.
Agnese neredeyse hazır.
- Agnese est bientôt prête.
Neredeyse hazırım.
Je suis presque prête.
- Ve Dalekler neredeyse hazır mı?
- Quand seront-ils prêts?
Saçın neredeyse hazır genç bayan.
Voilà, jeune fille.
Neredeyse hazırım, Morris.
J'ai bientôt fini, Morris.
Neredeyse hazır olacak.
Elle est presque cuite.
Adamımız neredeyse hazır.
Le client va être à point.
Neredeyse hazırım!
Je suis presque prête!
Perde için neredeyse hazırız.
On va lever le rideau.
Yemek neredeyse hazır.
Le dîner est presque prêt.
Fakat... sadece bir dakikada olacak. Neredeyse hazırım.
Ce ne sera pas long, j'ai presque fini.
Neredeyse hazırım.
Je vais être prête.
Kahvaltı neredeyse hazır.
Le petit déjeuner t'attend.
Özel kokteyller neredeyse hazır.
Le cocktail maison est presque prêt.
- İşte neredeyse hazırım.
Je suis presque prêt.
Uçak neredeyse hazır.
Ça devient inquiétant. J'ai fini, l'avion est prêt.
Yemek neredeyse hazır.
Le déjeuner est bientôt prêt.
Çocukların bir şeyler yemesi lazım. Neredeyse hazır.
Faut faire manger les enfants.
Neredeyse hazır. Harikulade değil mi?
La vraie lumière, n'est-ce pas?
Neredeyse hazır.
Il est presque prêt.
Tron neredeyse hazır olmuşken...
- Frustrant...
Neredeyse hazırız.
- Nous sommes prêts.
Gemi neredeyse kalkışa hazır hale geldi, değil mi?
La fusée est presque prête à décoller, n'est-ce pas?
- Her şey hazır mı? - Neredeyse.
- Vous êtes prêts, messieurs?
Kahve neredeyse hazır.
Le café est prêt.
Sorun şu ki, Anchor'da, neredeyse iki kat fazla adam... Wade'in bardan dışarı adım atmadığına yemin etmeye hazır.
Le problème, c'est que deux fois plus d'hommes d'Anchor sont prêts à jurer que Wade n'a jamais quitté ce saloon.
Genç karısını memnun etmek için neredeyse her şeyi yapmaya hazır.
II est prêt à presque n'importe quoi pour satisfaire sa femme.
Yönetim, sizinle bazı hazırlıklar yapmak için neredeyse bir araya gelmiş sayılır, eğer...
La direction serait toute prête, j'en suis certaine, à conclure certains arrangements avec vous, si...
Yemek neredeyse hazır.
Le dîner est prêt.
Neredeyse hazır, efendim.
J'y suis presque, capitaine.
Neredeyse hazırız.
On a presque fini.
Simulacron neredeyse kullanılmaya hazır durumda.
Simulacron est quasi opérationnel.
Tamam, tamam, neredeyse hazırız.
Ma vie s'évade

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]