Olsa iyi olur tradutor Francês
1,401 parallel translation
Bu kadar paraya büyük olsa iyi olur.
Y a intérêt, vu le prix.
125,000 dolar için tümü olsa iyi olur.
A 125000 $, j'espère que c'est le cas.
- Tehlikeden çıkana kadar böyle olsa iyi olur.
En attendant qu'elle soit hors de danger.
Evet, öyle olsa iyi olur Bay Cooper.
Je l'espère, M. Cooper.
30'una geldiğinde kişiliğin de olsa iyi olur.
A 30 ans, il te faudra de la personnalité.
O kadar basit olsa iyi olur.
Ça a intérêt à être aussi facile.
Olsa iyi olur.
Il vaut mieux être.
- Öyle olsa iyi olur.
- N'oublie pas.
Ve eğer biriyle evleneceksen, en iyi arkadaşın olsa iyi olur.
Alors, autant épouser son meilleur ami.
Harika olsa iyi olur. Yoksa babamı ararım.
Si vous merdez, je préviens mon père.
Eşyalarım temiz ve düzgün olsa iyi olur. Hazır olsun.
Je veux des instruments propres et aiguisés.
- Yiyecek stoğu var mıdır? - Olsa iyi olur.
- Aura-t-il des provisions?
Geçerli bir sebebin olsa iyi olur...
En tout cas...
Yarına dönmüş olsa iyi olur.
Il a intérêt à être là.
Öyle olsa iyi olur kardeşim. Yoksa ben elimden gelenin en iyisini yaparım. Bekle bir dakika.
Tu as intérêt à faire au mieux, frère.
Bu herifler çabuk kavradılar ki eğer sigaranın bağımlılık yapmadığını iddia edeceklerse, kanıtları olsa iyi olur.
Ils savent que s'ils disent que le tabac ne crée pas de dépendance... ils doivent en faire la preuve.
Öyle olsa iyi olur,... çünkü işler yığıldı.
Il va falloir. Parce que des dossiers, il y en a.
50 bin kağıt için, buna değecek biri olsa iyi olur.
Pour 50 briques, elle a intérêt à être bonne.
Burada olsa iyi olur.
Il a intéret à être là.
Çok baskı altında olduğunu biliyorum, ama bunun için bir sebebin olsa iyi olur.
Je sais que vous étiez sous pression, mais j'espère que c'est justifié.
Şimdi olsa iyi olur. Bay Lee dokunulmazlık garantisi ve güvenli seyehat almadan konuşmayacak.
M. Lee ne parlera pas à moins d'avoir une garantie d'immunité et un transport sûr.
- Önemli olsa iyi olur.
- Cela a intérêt à être important.
- Hapşırırlarsa, ellerinde mendilleri olsa iyi olur.
Il ne faut qu'ils bougent un doigt sans que vous les voyiez.
Öyle olsa iyi olur.
Et comment.
Olsa iyi olur, yoksa yeni büyücüler bulurum.
Il vaudrait mieux ou je changerai de sorcière.
Şu an Beverly Hills'e roket geliyor olsa iyi olur Eric.
J'espère qu'il y a au moins un missile qui se dirige vers Beverly Hills.
Evet, eğlenceli olsa iyi olur.
ouais, on va bien s'amuser, hein?
Biri ya ölüyor ya da ölmüş olsa iyi olur.
Quelqu'un a intérêt à être mort ou mourant.
Film olağanüstü olsa iyi olur.
Ca a vraiment intérêt à être un super film.
Ve iyi olsa iyi olur.
Je prends. Elle sera mieux.
Senin bahanen iyi olsa iyi olur, kardeşim.
T'as intérêt à avoir une bonne excuse, mon pote.
Ve evde kurabiye hamuru olsa iyi olur.
Et y a intérêt d'y avoir des cookies.
Biliyormusun, yönetim buradaki duruma göz kulak olsa iyi olur.
Tu sais, le manager ferait mieux de surveiller la main d'œuvre.
Eğer gözün morarmış olsa iyi olur, yoksa ben morartacağım ona göre, tamam mı?
Mais si t'as pas de coquard, t'en auras un après mon passage.
Bu aşağılama için iyi bir sebebin olsa iyi olur.
Tu ferais mieux d'avoir une bonne raison pour cet outrage.
Yoğun bir günün tam ortasında çağrı bıraktın. Önemli olsa iyi olur.
Vous me dérangez en plein travail.
Önemli bir çağrı olsa iyi olur, lanet olası fahişe.
J'espère pour ce fils de pute que c'est important.
Ama iyi bir girişi, gelişmesi ve sonucu olsa iyi olur.
Mais y a intérêt à y avoir un début, un milieu et une fin.
O çivileri getirmemesi için iyi bir sebebi olsa iyi olur.
Clark ferait mieux d'avoir une bonne excuse pour ne pas avoir rapporté ces clous.
- Öyle olsa iyi olur.
Il vaudrait mieux.
Bu çabuk olsa iyi olur, kız arkadaşından 45 dakika daha uzak kalırsan, balkabağına dönüşeceksin ve senin kıçını oraya geri taşımam gerekecek.
Eh bien, il vaudrait mieux que ça aille vite, parce qu'après 45 minutes loin de votre petite amie, vous allez tomber dans les pommes et je devrai ramener vos fesses.
En azından kapımda iki adam durmalı, çabuk olsa iyi olur.
Au moins deux hommes en poste à ma porte, le plus tôt sera le mieux.
Öyle olsa iyi olur.
Il vaudrait mieux.
Bu görev benim ponpon kızların liderini baştan çıkartmamla ilgili olsa iyi olur.
Cette mission a intérêt à exiger que je séduise une pompom girl.
Öyle olsa iyi olur.
Je l'espère pour vous.
Tanıdıktan fazlası olsa iyi olur çünkü seni posta çalmaktan ve çalıntı mal bulundurmaktan yakaladık.
Il devrait faire plus que ça. On vous tient pour vol de courrier, possession d'objets volés et kidnapping.
Öyle olsa iyi olur.
Je l'espère bien pour vous.
- Öyle demesene oğlum. - Belki bir sebebi vardır. - İyi bir sebep olsa iyi olur.
Les filles qui dansent avec une copine, préféreraient danser avec un copain potentiel.
Öyle olsa iyi olur.
Tu ferais mieux...
- Öyle olsa iyi olur.
Il a intérêt.
Bu Charlie olsa iyi olur.
J'espère que c'est Charlie.
iyi olur 440
iyi olurdu 44
olur 2653
ölür 44
olurum 97
ölürüm 63
ölürsün 95
olursun 23
olur mu 2534
ölürüz 22
iyi olurdu 44
olur 2653
ölür 44
olurum 97
ölürüm 63
ölürsün 95
olursun 23
olur mu 2534
ölürüz 22
oluruz 16
olurdu 43
ölürsünüz 19
olur mu öyle şey 39
ölürsem 25
olursa 17
olur efendim 53
olur biter 25
olur mu hiç 40
ölürse 17
olurdu 43
ölürsünüz 19
olur mu öyle şey 39
ölürsem 25
olursa 17
olur efendim 53
olur biter 25
olur mu hiç 40
ölürse 17