Oluyor işte tradutor Francês
861 parallel translation
Hafıza kaybı böyle oluyor işte.
C'est le fait de l'amnésie.
İkizler öyle oluyor işte.
Ça arrive avec les jumeaux.
Böyle oluyor işte. Bazen mutluluğu bulmak için çok uzun zaman beklersin.
Parfois, on attend longtemps le bonheur.
Böyle şeyler oluyor işte. - Öldüğüne inanamıyorum...
Je ne peux croire qu'elle est...
- Arada oluyor işte. Düzelir. Niye dedin?
Ce n'est rien.
18 yaşında evlenirsen böyle oluyor işte.
Quelle idée de te marier à 18 ans!
Neden aşık olmayı hayal ediyorum bilmiyorum, ama oluyor işte.
Je ne sais pas pourquoi j'espère toujours que j'aimerai un gars.
Muhabbet oluyor işte.
Qui sait? Les nouvelles vont vite.
Aç insanlar aceleci oluyor işte
La faim fait oublier les bonnes manières.
- Saçma, ama oluyor işte.
C'est vraiment ridicule mais c'est comme ça.
İnsan yaşlanınca böyle oluyor işte.
Ça m'apprendra à être un vieux saligaud.
Oluyor işte... Haftada 2 kez buluşurduk.
On se voyait deux fois par semaine.
Acele ettiğinde, böyle oluyor işte...
Toujours la même histoire, dès qu'on se dépêche...
Oluyor işte...
Comment ça? Quelle moitié?
Herkesin kendi hayatı var. Aptal kafam unutmama neden oluyor işte. Saçmalama, Elvira.
Je ne pense pas du tout que ce soit... du masochisme, mais que ça m'aide à m'expliquer moi-même.
Ama o tarafa gitmeden önce şu büyük kütüğün etrafını dolaşmalıyım. At öyle çabuk çevrilmez. Kazalar böyle oluyor işte.
Bien sûr, je sais que c'est par là, mais je dois d'abord faire le tour de ce gros tronc pour aller par là!
Bu işte benim zararım oluyor!
Je parie que j'y perds au change.
Burada neler oluyor? - İşte size bir şey Şerif.
- Je l'ai arrêté.
İşte şimdi bir şeyler oluyor.
Nous progressons.
İşte böyle oluyor.
C'est malheureux.
İşte, oluyor.
Voilà, on y est.
Sendikaya borcunu ödeyecek yerde hem de İşte bu hikâye var haberlerde Ne oluyor her yerde?
Avec l'argent qu'il devait au syndicat dans le Daily News Voilà ce qu'il y a
Küçük Fritzie işte bu, güvercin onun, Pazartesi Evi oluyor.
Le petit Fritzie, c'est moi, y passe ses lundis.
İşte bu. Oluyor. Çabuk.
Vite, il y a de la dynamite.
Evet, işte oluyor.
Oui, voilà.
Evleniyorum, işte bu oluyor!
Je me marie...
İşte, oluyor.
Là, ça vient.
İşte, toplanmış Miami'ye gitmeye hazırız derken, ne oluyor?
Nous voilà, prêtes à partir à Miami, et que se passe-t-il?
İşte oluyor.
C'est ce que je redoutais...
Anlamıyorum da ne demek oluyor? Anlatıyor ya işte.
Il organise tout pour toi.
İşte şimdi oluyor!
Ça va déjà mieux.
İşte böyle oluyor.
Voilà ce qui arrive...
İşte Başkanım, bir hastanız oluyor.
Quelle ingratitude.
Oyun işte şey oluyor... Bunun içinde de kralın vicdanını yakalıyoruz.
C'est dans la pièce... que se trouve la conscience du roi.
Birayla eğitim yapınca işte böyle oluyor.
Voilà ce qui arrive quand on boit!
Ve kelle başına altı tane olunca, yani bir gövde işte sayı artmış oluyor.
A six crédits par tête, ou par corps, ça finit par chiffrer.
İşte oluyor.
Ça arrive.
işte oluyor.
Tenez-le la tête en bas.
- İşte arabalara bazen nasıl böyle oluyor.
Il en est parfois ainsi avec les voitures.
Pekala, birinin bir kere çok akıllıca dediği gibi, "İşte arabalara bazen nasıl böyle oluyor."
Comme un sage l'a dit un jour, il en est parfois ainsi avec les voitures.
İşte böyle oluyor. Ne olduğunu unutuyorum.
C'est ça qui m'arrive... mais quoi?
Ama komutan Amerikalı gibi değil, müttefik gibi düşünmeye başlayınca işte böyle oluyor.
C'est ce qui arrive quand votre commandant n'est plus américain... mais qu'il se met à être un allié.
İşte böyle oluyor.
Voilà.
Böylelikle ne zaman istesem sıcak çayım oluyor, hem de zehirlenmeden. İşte, al biraz.
Ainsi je peux prendre du thé chaud quand je veux, et sans risquer de m'empoisonner.
İşte oluyor.
Bon, c'est parti.
İsteyerek yapmadın ama kaba saba bir adamla evlenince işte böyle oluyor.
Il ne l'a pas fait exprès mais j'ai épousé une brute.
İşte böyle oluyor, Oradan oraya 90 dakika olacak ve kimse sayı alamadı?
C'est comme ça que ça marche, des allers-retours pendant 90 mn, sans but?
Tamam çekin! İşte oluyor.
- Tiiens-toi, d'accord?
Biliyorsun işte, her yıl ilk karşılaşmamız biraz tuhaf oluyor.
C'est toujours un peu délicat lorsqu'on se revoit à chaque année.
İşte, bunlar oluyor, bebeğim Orada kalsın, baba
Voilà ce qui se passe C'est là que ça se passe
İşte, bunlar oluyor, bebeğim Orada kalsın, baba
J'ai le blues électrique
işte 8558
iste 115
ister 23
istediğim 46
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste 115
ister 23
istediğim 46
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
isterdim 117
işte böyle 2360
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
isterdim 117
işte böyle 2360