English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ P ] / Para yok

Para yok tradutor Francês

2,044 parallel translation
Para yok.
Pas de sous.
Ama sende o kadar para yok.
Mais tu ne les as pas.
Bende para yok ama saatimi alın.
Euh, écoutez... Je n'ai pas d'argent. Tenez.
Şu anda burada para yok.
En ce moment, il n'y en a pas ici.
Para yok, çocuk bakıcısı yok, hiçbir şey yok.
Pas d'argent, ni de baby-sitter, rien.
Benim odama geliyorsun ve üzerinde para yok!
Tu montes dans ma piaule et t'as pas de fric!
Sanatta pek para yok, değil mi?
Ouais, pas beaucoup d'argent dans l'art, n'est-ce pas?
Fakat elinde onlara verebileceği miktarda para yok.
Mais il n'a pas d'argent disponible pour les payer.
- Yani ortada para yok mu?
- Alors il n'y a pas de paie?
Para yoksa zaman yok.
Pas d'argent.
Çaba yok, çalışma yok, iş yok, tasarruf veya para yok.
Sans effort, sans labeur, sans boulot, sans économie d'argent.
Para yoksa takım da yok.
Pas d'argent, pas d'équipe.
Bunun için para alamazsınız. Yanımızda bu kadar para yok.
On avait pas assez de liquide pour tout ça.
Cüzdan yok, kimlik yok, kredi kartı yok, para yok.
Un corps sans identité, ni argent, ni carte de crédit.
Evde hiç para yok.
Il n'y a pas de liquide ici...
Çok para yok, baba ortada yok.
Pas d'argent, père absent.
- Para ödemenize gerek yok.
Vous n'avez pas besoin de payer
Para falan yok.
Ouais, je vais t'amener chercher l'argent.
Para sorunum yok.
Je n'ai pas de problèmes de fric.
Hayır, para sızdırma yok.
- Non, aucun chantage.
Bunun için çok para lazım, o da bizde yok.
- Personne me prêtera de l'argent.
Onların benim harika fikirlerime ihtiyaçları yok. Onların tek ihtiyacı para.
Ils n'ont pas besoin d'idées, mais d'argent.
Bekle, ne için para aldığını bilmiyorum. Ama ben sana para vermiyorum. - O yüzden gerçekten fikrine ihtiyacım yok.
Attendez, je ne sais pas... combien vous touchez, mais c'est pas moi qui vous paie, donc votre avis...
Şirket yok olacak, biz de para alacağız.
La Compagnie tombe, on est payé.
Para iadesi de yok.
Pas de remboursement.
Ve kesinlikle... Bu arada, bunun para kazanmayla ilgisi yok para almakla ilgisi var.
Il ne s'agit pas de gagner de l'argent, mais d'en voler.
Ne kadar para verdiğimizden bile haberiniz yok.
Vous savez même pas qu'elle somme a été versée.
Bebek yok ama para var.
Pas de bébé, mais il y a de l'argent.
Çünkü masumiyetini kanıtlamak için gereken para bende yok.
Parce que je n'ai pas l'argent pour prouver qu'il est innocent.
Bende bu kadar para yok.
Je n'ai pas autant d'argent.
Pek çok profesyonel bugünlerde sörf yarışmalarında yok. Ama yine de iyi para kazanıyorlar.
Les pros aujourd'hui ne font plus de compétition, mais gagnent bien leur vie.
Sana para vermek isteyen yok.
Je t'offre pas d'argent.
Seni yok etmem için kimsenin para vermesine gerek yok.
Personne n'aura à me payer pour que je te détruise.
Ne var ne yok? Bugün Connor'la öğlen yemeği yiyeceğim ve birlikte çalıştığı zengin pisliklerden para koparmak için harika bir fırsat gibi geldi.
Aujourd'hui je déjeune avec Connor, et c'est l'occasion rêvée pour rencontrer tous ces nazes riches qui travaillent avec lui.
Bu kadar az saatte bu kadar çok para ödeyen başka iş yok.
Je ne trouvais rien d'autre qui payait aussi bien pour si peu d'heures.
Fakat özgürlük diye bir şey yok. Bilakis para ve iktidar konuşuyor.
Mais il n'y a de liberté... qu'avec l'argent et le pouvoir.
B planın yok. Bu da para bulmanı gerektiriyor.
Et en plus, tu n'as pas de plan B. Tout ça coûte une fortune.
Bu çok para, ama tek başına anlamı yok.
C'est beaucoup, mais pas condamnable.
Artık, para konusunda endişe etmeme gerek yok.
L'argent n'est plus un problème.
Biz elitlerdeniz para vermene gerek yok, nereye?
Vous appartenez à l'élite, vous n'avez pas à payer. Où?
İçinde para olan mektupları size vermemi rica etmiş. Bu çocuk yok mu!
Les lettres qu'il voulait que je vous remette contiennent... de l'argent.
Sınıflarımızın "para iadesi yok" kuralı vardır.
Nos cours ne sont jamais remboursés.
- Üzgünüm beyler para yoksa giriş de yok.
Désolé.
Ama onun o hesaptan para çekme yetkisi yok ki.
Comment a-t-elle pu y avoir accès?
Para harcamanın birçok yolu var, ama geri kazanmanın yok.
Tant de façons de dépenser l'argent sans contrepartie.
- Evet yok para.
Pas d'argent, c'est gratuit.
Pencere yok, mahremiyet yok ve bok gibi para var.
pas de fenêtres, pas d'intimité et des tonnes de pognon dans tous les coins!
Para için döndüysen, artık teklif yok.
Prends la suite.
Eskiden Marlo'nun bankasıydın ama Marlo artık ortalarda yok ve sen hala diğerlerinin para işini yapıyorsun. Yani fikrimce o paranın bir kısmı bana ait olmalı.
T'étais la banque de Marlo, mais Marlo est plus de la partie, et tu déplaces encore du fric pour d'autres lascars, donc... une partie de ce fric me revient.
Cömert bir hediye, paran bana getirdiğin para. Ona ihtiyacım yok.
Un cadeau généreux, mais ton argent, celui que tu m'apportes, j'en ai pas besoin.
Paramız yok lakin ona şehir geliştirme fonundan biraz para aktarabiliriz.
On est à sec, mais on peut utiliser de l'argent alloué aux logements.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]