Sayın avukat tradutor Francês
209 parallel translation
Hayatınız boyunca bir şeyler çektiniz sayın avukat.
Vous avez tiré des ficelles toute votre vie, M. L'avocat.
- Sayın Avukat, devam edebilir miyiz?
Continuons, voulez-vous? Oui, Monsieur le Juge.
Sayın Avukat Guilloche ben asla kaybetmek için katılmam, hep kazanırım!
Me Guilloche, je ne neglige jamais l'occasion de me rapprocher de mes administrés.
Sayın avukat Guilloche, Belediye Başkanı yenildi ha!
Dites moi, Me Guilloche, c'est une bonne blague que vous faites au maire.
Sayın avukat söz savunmanın.
Maître, vous avez la parole.
- Sayın Avukat Guilloche, Blair'i içeri tıktım.
Alors, Me Guilloche, - fini Blaireau.
Sayın Avukat, Blaireu davası sizin için iyi bir puandı!
Il s'appellera Blaireau! Beau travail, cher maître!
Bay Bluette Sayın Avukat Guilloche, Parju, Bayan Chaville, Bayan Rose..... burada, Sayın Blair, Bay de Chaville Sayın Hakim, Sayın Belediye Başkanı...
M. Bluette, Me Guilloche, Parju, Mme de Chaville, Mlle Rose. Voyons, M. Blaireau, M.....
Sayın avukat sorgulamaya geçmeden önce, Bay Claude Dancer'ı tanıtabilir miyim?
Avant de passer aux récusations, puis-je me permettre de présenter M. Dancer?
Sayın Avukat, mitinge devam edin.
M. L'avocat, je te rends ton maillet.
Sayın avukat J. Noble Daggett, kumarcı mısınız?
Avocat, J. Noble Daggett, vous faites des paris?
Kesinlikle haklısınız sayın avukat.
Tout à fait juste, Mr l'avocat.
Ne istersen, sayın avukatım.
Au choix, Maître.
Selam Bay Ballentine, sayın avukat.
Bonjour, Monsieur Ballentine, avocat.
Biliyor musun, sayın avukat, onlar bu beyefendi ile... harika bir iş yaptılar.
Ils ont fait un sacré boulot.
Sayın avukat!
Maître!
Sayın avukat.
Matire!
Hatırlarsınız, sayın avukat.
Mais si, Maître.
Devam edin sayın avukat.
Maître, continuez.
Anlıyorum ki müvekkilim döndüğü zaman uyum sağlamakta zorluk çekti... Affedersiniz, sayın avukat.
Je suis conscient que mon client a eu du mal à se réintégrer...
Bence bu çok çocuksu bir ifade sayın avukat.
Je vous trouve naïf, maître.
- Bu taraftan, Bay Adelman. - Sayın avukat!
Par ici, maître Adelman.
Bu gösterişin biraz ötesinde, sayın avukat.
Ça va plus loin que ça.
Sayın yargıç, jürinin değerli üyeleri buradaki sanıkların savunma avukatı olarak müvekkillerimin, sayın bölge savcımızın düşündüğünün aksine, devlete ve onun herhangi bir görüşüne ihanetten yargılanmadıklarına işaret etmeliyim.
Comme avocat de la défense, je dois faire observer à la cour et aux jurés que mes clients ne sont pas jugés pour trahison d'une idéologie, comme notre estimé procureur le croit.
Alexander Peabody, Bayan Carleton Random'un avukatı. Dur hatırlamaya çalışayım. Bütün bunların tamamlanması için müzeye 1 milyon dolar bağışlayabilir.
Alexandre Peabody, qui représente Mme Carleton-Random... qui donnera peut-être un million de dollars au Muséum.
Sayın Yargıç, ısrarla söylüyorum ki eğer alim avukatımız itiraz edecekse mahkemeye hitaben itiraz etsin, tanığıma değil.
M. Le juge, j'aimerais que l'avocat de la défense émette ses objections en s'adressant à la Cour, pas à mon témoin.
Bak Pip. Bu avukatın... yargılanan çok sayıda çocuk gördüğünü düşün. Bu çocukların, adet olduğu üzere hapsedildiğini... kırbaçlandığını, ihmal edildiğini, cellâtların arzu ettiği şekilde sömürülüp... infaz edilecek kişiler olarak yetiştiğini düşün.
Imaginez que cet avocat... ait vu souvent des enfants être jugés et sache qu'ils sont voués à la prison, au fouet, aux mauvais traitements, devenant des gibiers de potence et grandissent pour être pendus.
Sayın Hakim, avukat bu sinsi ve... kadınsı imaları bırakabilir mi lütfen?
La Défense doit s'abstenir de ces ruses féminines.
Avukat olarak Sayın, Frank R. Reid,
Il a choisi comme avocat Maître Frank Reid.
Sayın Gujlloche, avukatın bu tavrını not edin lütfen. "Montpaillard da erkek sıkıntısı mı var?" dedi.
Maitre Guilloche, c'est le genre d'opinion de votre feuille de chou, "L'Eveil de Montpaillard".
Sayın yargıç bu görüşmeler sırasında savunma avukatının yaptığı hafifliğe itiraz ediyorum.
Votre Honneur, je proteste contre la légèreté avec laquelle l'avocat de la défense intervient dans ces débats.
İnanın bana, Sayın Hâkim, Küçük Avukat'ın kim olduğunu bulmak için çok çabaladığınız için üzgünüm.
Désolé de voir les efforts que vous faites pour savoir qui c'est.
California'lı avukat, Sayın Moore, Ku Klux Klan diyor.
Cet avocat californien, l'ineffable M. Moore, a mentionné le Ku Klux Klan.
Afedersiniz sayın avukat.
Pardon.
Sayın Yargıç, Savunma avukatı gizli bir dosyadaki... gizli bilgileri pervasızca açıklıyor.
Votre Honneur, la défense dévoile des informations classées... d'une affaire confidentielle.
Sayın danışman, siz bu adamın yasal avukatısınız. Neden ona, belediyeyi idare etmenin finansal... gerçeklerinden bahsetmiyorsunuz.
Vous êtes son conseiller, expliquez-lui les problèmes financiers municipaux.
Sayın Yargıç, avukatım bu sabah yok.
Votre Honneur, mon avocat n'est pas là ce matin.
- Mahkemede görüşürüz, sayın avukat.
- On se revoit au tribunal, Maître.
Sayın Yargıç, avukat, jüri üyeleri. Bu davadaki iddianame, her iki sanığın, Stanley Rothenstein ile William Gambini'nin 4 Ocak sabahı, saat 9 : 30'da, beyaz tavanlı, metalik yeşil, üstü açılır 1964 model bir Buick Skylark'tan çıkarken görüldüklerini gösterecektir.
M. le Juge, Matire, membres du jury, les témoignages prouveront qu'à 9 h 30, le 4 janvier les accusés Rothenstein et Gambini ont été vus sortant de leur Buick Skylark 64 vert métallisé, décapotable à capote blanche
Great Benefit'in avukatıyım, ve diyorum ki eğer bu genç adam baro sınavını geçtiyse, Sayın Yargıç, davaya müdahil olmasına izin verelim.
Si ce jeune homme a été reçu au Barreau, laissez-le plaider.
- Yeterli, Sayın Avukat.
- D'accord.
Bir hukuk firmasının softball oyunu tıpkı diğerleri gibidir. Yalnızca, burada bir avukat sayı yaptığı zaman terfi ettirilir.
Les matchs de soft-ball d'un cabinet d'avocat sont pareils aux autres... sauf que si un avocat vole une base, il a une promotion.
Sayın Yargıç, yardımcı avukatın yerini alabilir miyim?
M. le juge. Puis-je remplacer mon collègue?
- Hayır. Buna karşıyım, Sayın Yargıç. Davalı, son anda avukat değiştirdiği için kesinlikle çıkar sağlayamaz.
Il n'y a pas à récompenser le défendeur d'un remplacement.
- Sayın Yargıç, sanırım avukat dürüstlükle, kirli bir oyunu birbirine karıştırdı.
Pourquoi cette urgence à être franc? La défense confond franchise et sale tour vicelard.
Sayın Yargıç, yardımcı avukatın amaçtan saptığını düşünüyorum.
Mme le juge. Mon collègue s'égare. Puis-je le relayer?
- Sayın Yargıç, dikkatinizi çekiyorum, diğer altı avukat itiraz etmedi.
Les 6 autres avocats n'ont fait aucune objection. Objection!
Sayın yargıç, avukatım arabasını park ediyordu. Her an gelebilir.
Mon avocat gare sa voiture, il ne va pas tarder.
- Affedersiniz, Sayın Yargıç. Davalı avukatına tanığı taciz etmemesini söyler misiniz?
- Excusez-oi, votre Honneur, pouvez-vous demander à la partie adverse d'arrêter d'harceler le témoin?
Bu suçlama o kadar saçma ki, Sayın Yargıç, gerekli haksızlığı bildirmek için üç avukat gerekiyor
L'inculpation est si scandaleuse que 3 avocats... ne sont pas de trop.
Richard Fish, davalı avukatı, Sayın Yargıç.
Richard Fish pour le défendre.
avukat 255
avukatlar 52
avukat bey 59
avukat istiyorum 18
avukatım 69
avukat mı 20
sayın 41
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202
avukatlar 52
avukat bey 59
avukat istiyorum 18
avukatım 69
avukat mı 20
sayın 41
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202