Sen de geliyor musun tradutor Francês
84 parallel translation
Sen de geliyor musun, anne?
Tu viens?
Sen de geliyor musun?
Tu viens, chéri?
Lucienne sen de geliyor musun?
Hein, Lucienne?
Sen de geliyor musun?
Tu viendras aussi?
Sen de geliyor musun?
Tu y arrives?
Sen de geliyor musun?
Tu viens avec moi?
Çukura sen de geliyor musun?
Ah! Vous descendez dans la fosse?
Sen de geliyor musun?
Tu viens?
Onu sorguladığımda öğreneceğim. Sen de geliyor musun, Poirot?
Vous aimez les perroquets, non?
Sen de geliyor musun, Poirot?
Venez, Poirot.
Bu arada sen de geliyor musun?
Tu viens cette fois?
- Sen de geliyor musun, dostum?
- Allons-y. Tu vas venir, mec?
- Önemli değil. Sen de geliyor musun?
Venez avec nous.
- Sen de geliyor musun, babacığım?
- Tu viens aussi, papa?
Sen de geliyor musun?
Viens.
- Bu yolculuğa sen de geliyor musun?
Tu t'embarques avec nous?
Sen de geliyor musun?
Vous nous accompagnez?
- Sen de geliyor musun?
- Tu viens?
- Sen de geliyor musun?
- Tu viens aussi?
Kawanami, sen de geliyor musun?
Kawanami, tu viens?
- Sen de geliyor musun?
- Tu nous accompagnes?
- Sen de geliyor musun?
- Je passerai te voir plus tard.
- Sen de geliyor musun?
- Tu m'accompagnes?
Sen de geliyor musun?
- Tu viens pas?
Sen de geliyor musun, Millie?
Vous venez, Millie?
Sen de geliyor musun?
Tu viens aussi?
- Çok... sen de geliyor musun?
- Ca va être... tu viens?
Ben gidip arabadan birşeyler daha getireceğim. Sen de geliyor musun?
Je retourne décharger la voiture.
Tamam, sen de geliyor musun?
Tu viens avec moi?
Sen de geliyor musun?
Viens aussi.
Ben içeri gidiyorum, sen de geliyor musun?
Je vais jeter un œil. Tu viens avec moi?
Sen de geliyor musun 312'ye?
- Vous serez là aussi, au 312?
- Jones'a sen de geliyor musun Scotty?
Tu viens, Scotty? On va chez Jones.
- Cenazeye sen de geliyor musun?
- Vas-tu aux funérailles? - Je ne peux pas.
Sen de geliyor musun?
Vous venez?
- David, sen de geliyor musun? - Kesinlikle.
- David, tu viens avec moi?
Sen de geliyor musun, Şef?
Vous venez, chef?
- Sen de geliyor musun Andy?
Tu viens aussi, Andy? - Ouais.
O zaman sen de benimle geliyor musun?
- Alors vous m'accompagnez?
Hadi çocuklar, tren bekliyor. Trene yetişmelisiniz. Sen de bizimle geliyor musun?
Debout, le train nous attend.
Çıkmam gerek. - Sen de benimle geliyor musun?
— Tu rentres avec moi?
Sen de benimle geliyor musun?
Vous vous associez à la déclaration?
Bana mı öyle geliyor yoksa sen de Jerry ve o kızdan rahatsızlık duyuyor musun?
Tu trouves pas insupportable de sortir avec Jerry et sa copine?
Sen de St. Petersburg'a geliyor musun? Hayır, eve gideceğim.
Tu vas à Pétersbourg?
- Sen de geliyor musun, Yuri?
Tu viens, Yuri?
Karım hastaneme geliyor ve sen bana söylemiyor musun?
Ma femme vient dans mon hôpital et vous oubliez de me le dire.
Bana mı öyle geliyor yoksa sen de bazı günler herkes seni arzuluyormuş gibi hissetmiyor musun?
C'est moi, ou parfois t'as l'impression que tout le monde te désire?
- Sen de suya geliyor musun Jas?
LIBBY : Tu te mets à l'eau aussi?
- Sen de geliyor musun?
Tu viens aussi?
Karo, sen de tatile geliyor musun?
Karo, tu viens aussi en vacances?
Bu ne anlama geliyor o halde? Sen de Watson musun?
Si je suis Sherlock, ça fait de toi Watson.
sen de gel 75
sen delisin 520
sen de beni 22
sen de 982
sen de öylesin 72
sen de beni seviyorsun 19
sen de kimsin 767
sen de ister misin 105
sen deli misin 200
sen de gelecek misin 16
sen delisin 520
sen de beni 22
sen de 982
sen de öylesin 72
sen de beni seviyorsun 19
sen de kimsin 767
sen de ister misin 105
sen deli misin 200
sen de gelecek misin 16