Sen olduğunu bilmiyordum tradutor Francês
89 parallel translation
- Mac, sen olduğunu bilmiyordum.
J'ignorais que c'était toi.
Üzgünüm, sen olduğunu bilmiyordum.
Je ne savais pas que c'était vous.
- Oh, ama sen olduğunu bilmiyordum, amigo.
Je ne savais pas que c'était toi.
Sen olduğunu bilmiyordum.
Je ne savais pas que c'était toi!
Ama onun sen olduğunu bilmiyordum.
J'ignorais que c'était vous.
- Sen olduğunu bilmiyordum.
- Je ne savais pas que c'était toi, je...
Sen olduğunu bilmiyordum.
J'ignorais que c'était vous!
Sen olduğunu bilmiyordum.
Je n'en savais rien.
Sen olduğunu bilmiyordum.
Je ne savais pas que c'était toi.
Daha önce sen olduğunu bilmiyordum.
Mais je ne savais pas que c'était vous.
- Tony, sen olduğunu bilmiyordum.
- Tony, je t'avais pas reconnu.
- Sen olduğunu bilmiyordum.
- J'ignorais que c'était toi.
Sen olduğunu bilmiyordum.
J'aurais du m'en douter...
Onun sen olduğunu bilmiyordum.
J'ignorais que c'était toi.
Özür dilerim, sen olduğunu bilmiyordum.
Désolé, je ne savais pas que c'était vous.
Sen olduğunu bilmiyordum!
Je ne savais pas que c'était vous!
Çılgınca, ani bir saçmalıkla, senin eğildiğini görünce ayrıca sen olduğunu bilmiyordum, geçmiş günlerin hatırına...
Je ne sais pas par quelle lubie, quand je vous ai vu penché... sans savoir que c'était vous... je l'ai fait en souvenir du bon vieux temps.
Vic, sen olduğunu bilmiyordum.
- Je savais pas...
Üzgünüm. Sen olduğunu bilmiyordum.
Je suis désolé.
Sen olduğunu bilmiyordum.
Je ne t'avais pas reconnu.
Borçlu olduğu kişinin sen olduğunu bilmiyordum.
Je savais pas que c'était à toi qu'il devait du fric.
Şey, sen olduğunu bilmiyordum, kağıtta Alexis Garret yazıyordu.
C'est toi? Mais c'est écrit Alexis Garrett.
Sen olduğunu bilmiyordum, Lorraine.
Je savais pas que c'était toi, ok?
Oh, tanrım. sen olduğunu bilmiyordum.
Aaah, Donna, arrête! Oh, mon Dieu.
Sen her zaman oradaydın, Sadece onun sen olduğunu bilmiyordum.
Vous l'avez toujours été, seulement, je ne savais pas que c'était vous.
Beni affet, İlk Peder, sen olduğunu bilmiyordum.
Pardonnez-moi, Premier Père, j'ignorais qui vous étiez.
Tanrım, Lana, sen olduğunu bilmiyordum.
Mon dieu, Lana, je ne savais pas que c'était toi.
Sen olduğunu bilmiyordum!
Je savais pas que c'était toi!
Yemin ederim Richie, sen olduğunu bilmiyordum.
Ma parole d'honneur, Richie, je savais pas que c'était toi.
Sen olduğunu bilmiyordum...
Non. Je ne savais pas que tu étais...
Sen olduğunu bilmiyordum.
Je t'avais pas reconnu.
Asi'nin sen olduğunu bilmiyordum.
J'ignorais que c'était toi.
- Sen olduğunu bilmiyordum.
J'ignorais que c'était toi.
"Bu küçük ayımın hala sen de olduğunu bilmiyordum!"
"J'ignorais que tu avais encore mon vieux petit ourson!"
Sen olduğunu bilmiyordum.
Je ne pouvais pas savoir.
Hey, bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum... ta ki sen şu kapıdan girene kadar, Larry.
Ça semblait pas grave avant que tu viennes.
- Sen olduğunu kesinlikle bilmiyordum.
- Et moi donc, j'ignorais que c'était toi.
Sen sahneye çıkana kadar müzik menajeri diye bir şey olduğunu bile bilmiyordum.
Je ne savais pas que ça existait le métier de manager, sauf ce qu'on sait déjà, avant de vous entendre.
Ama hayatım kusura bakma da olumsuz görevlerimden birinin de sen sorumsuzca davranırken seni uyarmamak olduğunu bilmiyordum.
Mais, ma chère, si vous me permettez, je n'ai pas compris qu'une de mes tâches négatives était de ne pas vous avertir que vous étiez trop imprudente.
Sen olduğunu hiç bilmiyordum.
Je ne savais pas que c'était toi.
- Orada arka oda olduğunu bilmiyordum.Sen, Tuck?
- Je savais pas qu'il y en avait une.
- Hırsızsın! Üzgünüm, senin olduğunu bilmiyordum. - Hırsızsın sen!
Je ne savais pas que c'était à toi!
- Ama onun olduğunu bilmiyordum! - Git! Sen git!
Tu dois t'en aller!
Sen ve Trafik Kontrol'deki Kitty'nin şey olduğunu bilmiyordum. - Ne?
Ecoute, je ne savais pas que toi et Kitty de la circulation étiez ensemble.
Hani sen bana şunları ye demiştin, ama ben ne olduğunu bilmiyordum sende ozaman dudağını yaladın, karnını ovaladın
Comme la fois où tu m'as dit de manger ce truc, et je savais pas ce que c'était
Bu kadar formda olduğunu bilmiyordum. Sen ordudan mısın?
Je ne savais pas que tu Étais en forme.
Evet, dünyadaki en akıllı kızın sen olmadığını biliyordum. Ama aslında en aptal olduğunu bilmiyordum.
Je savais que vous n'étiez pas fine, mais j'ignorais que vous étiez idiote.
Doğruyu söylemek gerekirse, sen olduğunu bile bilmiyordum.
A dire vrai, je ne savais pas s'il s'agissait de toi.
Onun evli bile olduğunu bilmiyordum. Sen biliyor muydun?
D'ailleurs, j'ignorais qu'il était marié.
Çünkü sen yaptın. Bak, hasta olduğunu bilmiyordum ve öldüğün için de çok üzgünüm. Ama yoluna devam edip onları rahat bırakmalısın.
Écoutez, j'ignorais votre maladie, et je suis navrée de votre mort, mais vous devez avancer, et les laisser aller.
Sen olduğunu bilmiyordum.
- Je ne t'avais pas reconnu.
sen olduğunu biliyorum 29
sen olduğunu biliyordum 24
bilmiyordum 699
sen öyle san 131
sen osun 16
sen oku 28
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen olduğunu biliyordum 24
bilmiyordum 699
sen öyle san 131
sen osun 16
sen oku 28
sen öyle diyorsan 53
sen olmasaydın 39
sen öldürdün 24
sen orada kal 30
sen o 37
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen öleceksin 19
sen ona bakma 16
sen ölüsün 79
sen öyle diyorsun 17
sen öyle zannet 20
sen öldün 179
sen o değilsin 21
sen olamazsın 19
sen otur 63
sen öleceksin 19
sen ona bakma 16
sen ölüsün 79
sen öyle diyorsun 17
sen öyle zannet 20
sen öldün 179
sen o değilsin 21