Sence de tradutor Francês
9,873 parallel translation
Sence de ismi şey olsa daha iyi olmaz mıydı?
Tu penses que ça n'aurais pas été mieux si ça avais été une..
Çünkü sence de, tüm gün kampüsü turlayıp babamla bir şeyler yaptığınız yerleri göstermen biraz berbat değil mi?
Car tu ne crois pas que c'est un peu merdique de te balader dans un campus, me montrant tous les lieux où vous l'avez fait avec papa?
Noah'yı beklememiz gerekiyor, sence de öyle değil mi?
Je peux? Attendons Noah.
Hepimiz meşhur olduğumuza göre kelimelerimizi biraz daha dikkatli seçmemiz gerekmiyor mu sence de?
Tâchons d'éviter les noms d'oiseau, maintenant qu'on est célèbres.
Sence de mesele bu değil mi?
T'as pas remarqué?
Çok kolay sekreter harcamıyor mu sence de?
Elle en consomme, des secrétaires.
Sence de bizim aletler vadesini doldurmamış mı?
Tu ne crois pas que notre équipement est un peu dépassé?
Sence de öyle değil mi?
Pas toi?
Sence de bana benzemiyor mu?
Tu ne trouves pas?
Sence de öyle değil mi?
Vous ne croyez pas?
Salim kafayla ışıltısını kaybediyor. Sence de öyle değil mi?
Ça perd de son éclat à la lumière du jour, tu ne trouves pas?
Sence de bu tuhaf bir hareket değil mi?
C'est une sorte d'étrange réaction, tu ne trouves pas?
Sence de bu işi biraz aceleye getirmiyor musun?
Tu crois pas que... tu te précipites un peu?
Nekroza uğramış dokuların bu derece yüksek düzeyde sinirsel aktivite göstermesi sence de mantığa aykırı değil mi?
Ne trouvez-vous pas surprenant que des tissus nécrosés conservent tant de terminaisons nerveuses?
Sence de bu komik değil mi?
C'est drôle, non?
Şu gemide ilişki kurmama kuralı yabancılar için de geçerli midir sence?
Tu penses que les règles de fraternisation s'appliquent aux étrangers?
Sence neden?
Que pensez-vous de cela?
Üç aşağı, üç yukarı gitmek omurga redüksiyonu için yeterli olur mu sence?
Trois en haut et trois en bas me donnent assez de pression pour réduire cette colonne vertébrale, pas vrai?
Doğru bildin evlat. Sence yine de şansımı denemeli miyim?
Tu crois que j'ai quand même une chance avec elle?
Alison, sence hangimiz daha deli?
Alison, lequel de nous est le plus dingue?
Yani sence bu beni nasıl gösteriyor?
À votre avis, de quoi j'avais l'air?
Sence Sunny'i ben mi katil yaptım?
Tu penses que j'ai fait de Sunny un tueur?
- Bana yaptıklarını bilmiyor muyum sence?
Pensez à ce que les gens de cette ville vous ont fait.
- İyi de sence görmem gerekmez mi?
Je dois voir les plans!
Bana söylemeden çekip gitmek iyi bir fikir miydi sence?
Tu as cru que c'était une bonne idée de partir sans me le dire?
Katilin, küçük bir ihtimal de olsa polis olmama şansı var mı sence?
Penses-tu qu'il y ait une chance, une possibilité, que ce ne soit pas un flic?
Peki, "o demişti", "bu demişti" savaşını kim kazanacak sence?
Euh, oui, qui pensez-vous va gagner le jeu de "il a dit, elle a dit," hein?
Yani, oraya doğru gidiyoruz, sence bu peronlardan birinde yakalanma riskini göze alır mı?
Je veux dire, maintenant qu'on est là, tu penses qu'il prendrait réellement le risque de se faire attraper sur un de ces quais?
- Sence? Mark'ı spor malzemeleri kataloğunun kapağına koyacaklardı böylece diğer balıkçılar daha fazla olta alacaklardı.
Ils allaient faire de Mark la couverture d'un catalogue d'équipements de sport.
Sence bu iplikler katilden gelmiş olabilir mi?
Vous pensez que les fibres pourraient venir de son assassin?
Sence bu uzun olduğun için mi?
Et tu crois que c'est à cause de ta taille?
Onların bu suçlarını ortaya çıkarmakla tehdit etmen... - sence doğru bir yol mu?
Tu es vraiment sûre que les menacer avec l'exhibition est un bon moyen de faire?
Ben de öyle miyim sence?
Tu crois que j'en suis une?
- Ne... sence aynısını Rachael'a mı yapacak?
Quoi? Tu crois qu'il essaie de faire la même chose à Rachael?
- Sence aynısını Rachael'a mı yapacak?
Est-ce que tu penses qu'il essaie de faire pareil à Rachael?
Sence Ravi'yle Peyton'un randevusunu bozduk mu?
Tu crois qu'on a gâché le rencard de Ravi et Peyton?
Sence normal bir evli çift gibi birlikte yaşayabilecek miyiz?
Tu penses qu'on sera un jour capable de vivre ensemble comme un couple marié normal?
Dr. Bell bana bir hafta izin verir mi sence?
Quelles sont les chances que Dr. Bell me laisse prendre une semaine de congé?
Sence cinsel açıdan hayatının kontrolden çıktığını söylemek doğru olur mu?
Pensez-vous qu'il soit juste de dire que vous avez eu une vie sexuelle incontrôlable toute votre vie?
Sence Whitman'ın tehdidi mi işe yaradı?
Penses - tu qu'elle aurait cédé aux menaces de Whitman?
Dama değil satranç oyuncusu anladım ama bir sonraki adımı sence nedir?
Ce n'est pas des jeu de dames ; c'est de l'échec. J'ai compris, mais qu'est ce que sera son prochain mouvement selon toi?
Yarbay, bunun farkında değil miyim sence?
Commandant, vous pensez que je ne suis pas au courant de cela?
Sence Beyonce de bağışık mıdır?
Penses-tu que Beyoncé est immunisée?
O heriflerle ilgisi var mı sence?
C'était un de ces types, tu crois?
Sence kendini yeterince tutarsan delirmez bu kavgaya girdiğin gibi çıkar mısın?
Tu crois qu'en retenant tes coups tu ne succomberas pas? Que tu sortiras de ce combat en restant le même qu'en y entrant?
Sence Freeman'ın sevgilisi doğruyu mu söylüyor? Umarım.
Est ce que tu penses que la petite amie de Freeman dis la vérité?
Kuzenimin hayatını mahvetmene izin verir miyim sence?
Pourrir la vie de ma cousine?
Tamam. Sence Meksika ne kadar uzaktadır?
On est à combien de Mexico?
Dosyayı almaya layık değil miyim sence?
Vous pensez que j'ai tort à propos de l'affaire?
Onu böyle reddetmek akıllıca mıydı sence?
C'était raisonnable, de le repousser comme ça?
Sence ne olabilir Dr. Grey?
Tu as la moindre idée de ce que ça pourrait être, Dr Grey?