Seninki gibi tradutor Francês
671 parallel translation
Erkekler seninki gibi büyük memeleri sever.
Les mecs aiment les gros seins comme les tiens.
Seninki gibi bir beyin, Rotwang, unutabilmeli...
Un cerveau comme le tien, Rotwang, devrait pouvoir oublier...
Benim hayatım da tıpkı seninki gibi fakat benim dükkânım yok karım 300 mil uzakta ve keman çalamam.
Ma vie ressemble à la vôtre, mais... je n'ai pas de boutique, ma femme est à 500 km et... je ne sais pas jouer du violon.
Seninki gibi bir suratı olan herkes bu tür fikirler beyan etmekten kaçınmalı.
Avec une tête comme la vôtre... Tu devrais l'enlever.
- Onun adı da Callum, aynı seninki gibi.
C'est un nom courant dans le Nord.
En küçüklerden biri. Bir birliğin olaya dâhil olduğunu düşün. Bu birliğin bankaları organize edip birleştirerek seninki gibi küçükleri saf dışı edeceğini düşün.
Si un consortium intervient et fusionne ces banques, éliminant les petites comme la tienne...
Nabzım düzgün atıyor seninki gibi. Hiçbir bozukluk yok sesimde, ateşimde.
Mon pouls est aussi calme que le vôtre.
Keşke seninki gibi hayal gücüm olsaydı, müfettiş.
J'aimerais avoir votre imagination.
Neden mükemmelliği eleştirip seninki gibi vasatlığı övdüğümü sanıyordun?
Pourquoi ai-je toujours dénoncé le talent et encensé la médiocrité?
Emekli olunca, kendime seninki gibi küçük bir çiftlik alıp yerleşeceğim.
À la retraite, je m'achèterai une petite ferme comme la vôtre.
Polis karakolu yaptım baba. Tıpkı seninki gibi.
C'est un poste de police, papa, comme le tien.
Seninki gibi bir eş bulur bulmaz.
Dès que je trouve une femme comme la tienne.
Seninki gibi bir okula karşılık böyle yüzlercesi var.
- Il y a peu d'écoles comme la vôtre.
Williams ve Markette gibi heriflerle seninki gibi beş paralık oyunları... -... konuşmak kolay mıydı sanıyorsun?
J'ai eu du mal à convaincre Williams et Markette de venir.
Uzun süredir seninki gibi iyi bir saat arıyordum.
J'ai toujours rêvé d'avoir une montre comme celle-ci. Elle me plaît beaucoup.
Benim de kalbim, seninki gibi korkudan titriyor.
Je tremble à l'intérieur tout comme vous.
İhtiyaç duyulan bir yetenek seninki gibi değil.
Je suis mitrailleur, bien plus utile à l'armée que ceux de ton espèce.
- Suratı seninki gibi mi?
- Un grêlé comme toi?
Çavuş, seninki gibi bir surat bize çok pahalıya mal olabilir.
Un visage blanc peut être cause d'immenses dégâts!
Seninki gibi bir koca ile, bunu bana mı soruyorsun? Bana mı?
Avec le mari que vous avez, vous me demandez ça?
Keşke seninki gibi basit bir yaşantım olsaydı, şu harika çocuklarla birlikte...
J'envie votre existence si simple. Avec vos chérubins.
Seninki gibi alengirli davalarda, onlardan uzak dur, kafa derini istiyorlar.
Interdisez-leur l'entrée et elles auront votre scalp. Elles se croient aux jeux du cirque.
- Saçlarımı seninki gibi yaptırmak istiyorum anne.
Une coiffure comme toi, maman.
Ama bir noktada... Doğrusunu istersen... seninki gibi güzel bir tekneyi tercih ederim.
Et à un certain point, avouez, c'est mieux de se balader en hors-bord, comme vous.
Oğlanın saçları tıpkı seninki gibi öne taranmış.
Le garçon a les cheveux rabattus sur ses sourcils comme toi.
Evet, kızın perçemi de tıpkı seninki gibi.
Oui, et la fille porte la frange comme toi.
Şimdi Borgo Ognissanti'deyiz. Seninki gibi kiralık bir odada.
Nous habitons rue Borgo Ognissanti, dans une chambre sous-louée comme celle-ci.
Boynunun arkası seninki gibi dümdüz ve kibirli.
Et sa nuque était droite et fière.
Baksana, bir kafes dışında, seninki gibi bir surat görmedim hiç.
Regardez-vous. Vous appelez ça une tête?
Seninki gibi bir vücut, bir erkeği delirtebilir.
Pour un corps comme le tien, on peut faire des folies.
Onlar bana seninki gibi sorulara cevap veremeyen adamların ıstırabını anlatıyor.
Ils me parlent de la douleur des hommes qui n'ont pas de réponse à vos questions.
Seninki gibi bir sadakat, sadece bağlılıktan bir sebebe dönüşür.
Pour être aussi loyal, il faut être dévoué à une cause.
Seninki gibi yaptırdım.
Je l'ai modifié comme le tien.
Seninki gibi çalışan akılların olduğu bir dünya bulduk - mantıklı, duygusuz, tamamıyla pragmatik.
Nous avons trouvé un monde peuplé de gens comme vous : logiques, neutres, totalement pragmatiques.
George ve seninki gibi değildi.
Pas comme toi et George.
Seninki gibi bir vücudu çok aradım.
J'ai cherché longtemps et sans relâche un corps comme le vôtre.
Seninki gibi.
Un, tout comme toi.
Testten geçirdim. Kan kandır, seninki gibi yeşil bile olsa.
Le sang reste du sang, même quand il est vert comme le vôtre.
Seninki gibi binlerce vaka oldu. Ve istisnasız her birinin kişinin yaşamındaki bir şeye dayandığı anlaşıldı.
Il y a eu des milliers de cas comme le vôtre et tous, sans exception, avaient leur origine dans la vie du patient.
Ama seninki gibi bir vaka bir milyon yılda bir gelir.
Mais un cas comme le vôtre est très rare.
Ulan seninki gibi bir tabancam olsa, bir dakika durmam! Var mı lan, başka çare?
- Si j'avais un pistolet comme le tiens, je n'hésiterais pas un moment.
Seninki gibi, ve bir nedeni olan tek kişi de sensin.
Le tien aussi. Mais toi, tu as un mobile.
Yüreğim seninki gibi soluk olsa kendimi hor görürdüm.
Mais je me mépriserais d'avoir un cœur aussi blême.
İnsanın seninki gibi bir kıçı olursa, bir şey hissetmez ki.
Toi, avec ton gros pétard, tu dois rien sentir!
Gerçi seninki gibi çok araç var yolda.
Des voitures comme ça, on en voit des tas.
Ve tabii seninki gibi alçak seviye modelle, şey, sadece bir elektrik süpürgesi gibi çekip alıyor.
Un modèle à pattes courtes comme le vôtre les ramasse tel un aspirateur.
Eğer seninki gibi bir babam ve işi olsaydı cole nin götüne tekmeyi basardım tezgahın arkasında ben olurdum.
Si j'avais un père avec une entreprise comme ça. Je donnerait un coup de pied au cul à l'école et je me mettrais derrière le comptoir.
İsabella'nın kocası olarak düşünecek ve... mutluluğumdan memnuniyet duyacaksın... benim seninki için duyduğum gibi.
Je vais à présent être le mari d'Isabella. Souhaitez-moi d'être heureux. Comme je l'ai fait pour vous.
Keşke benim evim de seninki gibi olsaydı.
Vivre dans une telle maison...
Seninki de benim mesleğim gibi. Bokstan bahsediyorum. Para için yapıyoruz değil mi?
Si je comprends bien, tu fais de la boxe comme moi je fais la vie.
Seninki sürecekmiş gibi görünüyorsun.
On dirait que vous l'êtes.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
seninleyim 95
senin derdin ne 338
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
seninleyim 95
senin derdin ne 338
seninle gurur duyuyorum 314
seninim 46