Seçeneğim yok tradutor Francês
1,045 parallel translation
Başka seçeneğim yok.
Je n'ai aucune chance.
Başka seçeneğim yok desenize.
Il n'y a donc pas d'alternative.
- Başka bir seçeneğim yok.
- Je n'ai pas le choix.
- Başka seçeneğim yok.
- Je n'ai pas le choix.
Şey Tanrı şahidim, başka seçeneğim yok.
Aux yeux de Dieu, je n'ai pas Ie choix!
Başka bir seçeneğim yok.
J'ai pas Ie choix!
Anlaşılan dinlemekten başka seçeneğim yok.
Je n'aime pas ça. Mais je n'y couperai pas.
- Üzgünüm, ama başka seçeneğim yok.
- Je n'ai pas vraiment le choix.
- Fazla bir seçeneğim yok değil mi?
- Est-ce que j'ai le choix?
Ama oğlumun hayatı buna bağlı olabilir, başka seçeneğim yok.
Pour mon fils, je n'ai pas le choix.
Eugen, gelenek ya da değil... İflas bayrağını çekmekten başka seçeneğim yok.
Tradition ou pas, il ne me reste qu'une chose à faire, me déclarer en faillite.
Şey, gerçekten hiçbir seçeneğim yok, efendim.
Je n'ai pas vraiment le choix.
Burayı beğendiniz mi? Benim bir seçeneğim yok.
- Vous savez, je n'ai pas vraiment le choix.
Başka bir seçeneğim yok galiba, öyle değil mi, Sir?
Ai-je un autre choix, amiral?
Sanırım başka bir seçeneğim yok
Il semble que je n'aie guère le choix.
Seni görevden almaktan başka seçeneğim yok.
Je n'ai pas le choix, je dois vous relever de votre mission.
- Hiçbir seçeneğim yok.
- Je n'ai pas d'option.
Hayır, onu öldürmek istemiyorum Ama başka bir seçeneğim yok!
Je ne veux pas vraiment le tuer, mais je n'ai pas vraiment le choix.
- Başka seçeneğim yok gibi.
- Je n'ai pas le choix, il me semble.
Seçeneğim yok.
Je n'avais pas le choix.
- Seçeneğim yok değil mi?
- Je n'ai pas le choix, non?
Üzgünüm Teğmen ama başka seçeneğim yok.
Désolé, lieutenant, mais je n'ai pas le choix.
Sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama başka seçeneğim yok.
PREBLE : C'est difficile à dire, mais je n'ai pas le choix.
Silahlarınızı tespit edin ve sorgulamaya boyun eğin ya da güç kullanarak sizi ölü ya da diri ele geçirmekten başka seçeneğim yok.
Lâchez votre arme. Nous allons vous interroger. Ou nous utiliserons la force pour vous appréhender, mort ou vif.
'Seçeneğim yok Kaptan Apollo.
Je n'ai pas le choix, capitaine Apollo.
- Sanırım başka seçeneğim yok.
- J'ai pas le choix.
Adil değil Julie ama başka seçeneğim yok.
Cela n'est pas juste, Julie. Je n'ai pas le choix.
- Seçeneğim yok ki!
- J'ai pas le choix.
- Başka seçeneğim yok.
- J'ai pas le choix!
Bu durumda "suçsuzdur" savunmamı çekmekten ve "Bayan Papadakis suçludur" u kabul etmekten başka seçeneğim yok.
Devant la décision du tribunal, il ne me reste qu'à renoncer à plaider non coupable. Je plaiderai coupable.
Başka seçeneğim yok
On ne m'a pas demandé mon avis.
- Başka seçeneğim yok.
Je n'ai pas le choix.
Öyleyse seçeneğim yok.
Alors je n'ai pas le choix.
Başka seçeneğim yok.
Mais je n'avais pas le choix.
Başka seçeneğim yok.
Il n'y a pas d'autre choix.
Sanırım pek fazla bir seçeneğim yok ha?
Je n'ai pas le choix, hein?
- Başka seçeneğim yok.
- Il n'y a pas d'autre solution.
Ailenin reisi ağabeyim benim de ona itaat etmekten başka bir seçeneğim yok.
Mon frère est le chef du clan, je dois obéir à ses ordres.
- Şimdi mi gitmen gerekli? - Başka seçeneğim yok, yarına rapor gerekli.
Ne vous bilez pas pour ce bon vieux Alf.
Mac, başka seçeneğim yok.
Mac, je n'ai pas le choix.
Siu Hon, Başka seçeneğim yok. Ben gitmek zorundayım.
Je suis obligé de partir.
Başka seçeneğim yok.
J'ai pas le choix.
Yüzleşmemiz lazım. Başka seçeneğim yok, gitmeliyim.
Je n'ai nulle part où aller.
Teela, seçeneğim yok.
Je n'ai pas le choix.
Başka seçeneğim yok.
Nous n'avons pas le choix.
Başka seçeneğim yok.
Je n'ai pas le choix.
Çünkü bugün'67 Ağustosu'na ait bir gün ve hiç seçeneğim de yok.
Parce qu'en ce jour d'août 1967, je n'ai pas d'opinions.
Su çok derin, başka seçeneğim de yok.
La mer est profonde. Je n'ai plus le choix.
Tek seçeneğim kendimi yok etmek.
Ma seule alternative est de me détruire.
Bir kralın yapacağı türden bir iş değil ama başka seçeneğim yok.
Ce n'est pas un travail pour un prince, mais je n'ai pas le choix.
Üstelik yaşadığımız hayat tarzını seviyorum. Üstelik, başka seçeneğim de yok.
J'aime la façon dont nous vivons, et je n'ai pas le choix.
seçeneğim yoktu 31
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73