Sl tradutor Francês
9,801 parallel translation
Sonra diğer taraftan güzelce parayı kıralım, ıslık çalar gibi paralar aklayalım.
On se fera de l'argent et en autre sens, sortira aussi propre qu'un sou neuf.
Aslında birkaç kez karşılaşmışlığımız var.
Tu sait, toi et moi on s'est en fait rencontré quelques fois.
Bak Frank, bir yanlışlık var.
Écoutez, Frank... Il y a erreur.
Flower's Flora yanlışlıkla zambak yerine kuzgunkılıcı göndermiş.
La fleuriste a accidentellement livré des glaïeuls à la place des lys.
Lavon, yolda gelirken yanlışlıkla başka birileriyle daha nişanlandın mı acaba?
- Oui. Oh, hey, Lavon, t'es tu accidentellement fiancé à quelqu'un sur le chemin?
Disney'in telif haklarıyla içli dışlı oldum diyelim.
Disons que j'ai ma propre expérience des juristes de chez Disney.
Sen? Aynı yerde beş dakikadan fazla kalmışlığın yok.
Tu n'es jamais resté à un seul endroit plus de cinq minutes.
Bir güzel, bir yağışlı, bıktım artık bu bölgeden, dayanamıyorum.
Il fait beau, il pleut, j'en ai ras-le-bol de ce coin.
O zamana kadar tek ihtiyacı olan şey bir dost. Sıcak ve anlayışlı.
En attendant, tout ce qu'il cherche, c'est l'amitié, la chaleur, le contact...
Çok anlayışlısınız hanımefendi.
Vous êtes perspicace, Madame.
Adam yanlışlıkla karısını vurmuş.
Le mari a accidentellement tiré sur sa femme.
Anlayışlı bir adamım ben.
Je suis du genre compréhensif.
Kaseti farketmeleri 24 saati bulmuş. Farkedildiğin de ise sözüm ona yanlışlıkla silinmiş.
Ils ont mis 24h à se rendre compte que cet enregistrement-là avait été accidentellement effacé.
Protokolleri ben uydurdum ki Humanich'ler yanlışlıkla doğruyu deneyim ederek öğrenebilseler.
J'ai inventé les protocoles pour que les Humanichs aient le temps de différencier le bien du mal grâce au monde et à l'expérience...
Anlayışlı görünüyorlar.
Ils semblent réceptifs.
Sebepsiz yere bebek kaçırmışlığı var.
Il s'est enfuit avec un bébé sans raison.
Yanlışlıkla ruj sürmeyi hiç sevmem.
Je n'aime pas mettre du rouge à lèvres par erreur.
Onda, senin gibi zihnî hazırlanmışlık yoktu çünkü.
Elle n'a pas eu ton entrainement mental.
Aklımdaki verilerde bir yanlışlık var. - Ne demek istiyorsun?
Quelque chose va mal avec les infos dans ma tête.
Aklımdaki verilerde bir yanlışlık yok Skye.
- Non. Non! Il n'y a rien qui ne va pas dans ma tête, Skye.
- Ve o sadece benim elimde çalışır. - Kullanışlıymış.
- Et il fonctionne uniquement que lorsque il est entre mes mains.-C'est commode.
Çok kez iskambil falı açmışlığım var.
J'ai joué à une douzaine de jeux de solitaire.
Bağışlıyorum seni.
Uh, je te pardonne.
25 yaşındayım ve bir yerde iki yıldan fazla kalmışlığım yok.
J'ai 25 ans et je n'ai jamais passé plus de 2 ans au même endroit.
Üstelik aileme dair hiçbir yaşanmışlığım yok.
Et je n'ai aucun souvenir de ma famille.
Cal'in yaşanmışlıkları vardı.
Cal a des souvenirs.
Önceden de S.H.I.E.L.D. sistemine sızmışlığın varmış diye duydum.
Il paraît que tu as des antécédents de piratage du SHIELD.
Bana yaptıkların için seni bağışlıyorum Patty.
Je te pardonne pour ce que tu m'as fait, Patty.
Olmam gereken kadar anlayışlı olmadığımı hissediyorum.
Et je n'ai pas été très compréhensive.
Ah! Evet, bu kullanışlı olabilir.
Celui-ci pourrait être utile.
Korkarım yanlışlıkla çalıntı araba raporunuzu almışım.
J'ai peur d'avoir pris par erreur votre rapport de voiture volée.
İlk etrafıma baktım, kafam karışmıştı. Sonra fark ettim ki beni alkışlıyorlarmış.
Je regarde autour de moi, perplexe, et je comprends que c'est pour moi.
Sessizlik oldu. İşte o zaman beni alkışlamadıklarını anladım. Bunu ve bunu alkışlıyorlardı.
Ce n'était pas pour moi qu'ils avaient applaudi, mais pour ça et ça.
Onları suçlu hissettiriyorum diye alkışlıyorlarmış.
Je les faisais culpabiliser. Ils voulaient se sentir bien.
Kısacası yanlışlıkla çalıştırırsam zarar gören olmaz.
Si je l'activais par accident, il n'y aurait pas de blessé.
Ne? Kullanışlı işte.
Quoi?
Kullanışlıymış, haklısın.
T'as raison c'est pratique.
Önceden yapmışlığım var.
OK, fonce.
Çünkü satrançta bir taş ne kadar güçlüyse o kadar kullanışlıdır.
Aux échecs, plus une pièce est forte, plus elle est utile.
Komik ama anlayışlı hazır cevap.
Réplique drôle, mais perspicace.
Yanlışlıkla gelmesem ve asılmasını engellemesem var ya.
Si je n'étais pas entré et complètement arrêté ce mec...
Ama dün gece Rogelio'ya bundan bahsettim, o çok tatlı ve anlayışlıydı, ve ben doğru zaman olduğuna karar verene kadar bekleyeceğini söyledi.
Mais j'ai parlé à Rogelio à propos de la dernière nuit, et il était doux et compréhensible, et il disait qu'il allait attendre le temps que je décide que ce serait le bon moment.
Kusura bakma yanlışlıkla almışım.
Désolée, c'est ma faute.
Bildiğiniz gibi, Jane yanlışlıkla Rafael'in spermleriyle yapay yoldan döllenmişti, ve o zamandan beri işler iyice çılgın bir hal aldı.
Comme vous le savez, Jane a été accidentellement inséminée avec le sperme de Rafael, et, mon dieu, les choses sont devenues un peu folles depuis.
Jane yanlışlıkla Rafael'in spermleriyle yapay yoldan döllenmişti.
Jane a accidentellement été inséminée artificiellement avec le sperme de Rafael.
Güzel, parası olduğu sürece, bu karışlığa karışmak istemiyorum.
Bien, aussi longtemps qu'il a l'argent, je veux sortir de toute cette affaire.
Sende bir yanlışlık var.
Tu as tort.
Tüm filmler hızlandırılmışlığın bitişikliği olan bir kaypak bir anlatıcı tercih etmiş.
Tous les films préfère un narrateur sur lequel on peut compter avec la juxtaposition des fautes de temps.
- Akşamdan kalmışlık bu sadece, kanka.
C'est juste une gueule de bois, mec.
Zoom hiçbir şeyi yanlışlıkla yapmaz.
Zoom ne fait rien par accident.
Yakın zamanda ses dalgaları üzerinde çalışmışlığım var.
J'ai eu de l'entraînement avec des ondes sonores récemment.