English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Soru yok

Soru yok tradutor Francês

698 parallel translation
Soru yok, itiraz da yok. Kabul ediver.
Pas de questions, ni de mais, acceptez juste le prêt.
Başka soru yok O'Doul. Sorumlu artık benim.
C'est moi qui commande ici, désormais!
Tek bir kelime, tek bir soru yok.
Pas un mot. Pas une question.
Soru yok. Kefil yok.
Pas de questions indiscrètes.
Soru yok, efendim.
Pas de questions.
Başka soru yok.
Je ne te questionnerai plus.
- Lütfen, daha fazla soru yok.
- Oh, s'il te plaît, plus de questions.
Soru yok, cevap yok.
Ni questions, ni réponses.
Soru yok, cevap da yok.
Ni questions, ni réponses.
Soru yok. Konuşma yok.
Pas de questions, pas de parlote.
- Şimdilik başka soru yok.
- Assez de questions pour le moment.
Hatırlamıyor musun, soru yok.
Pas de questions, d'accord?
Daha soru yok mu?
Plus de questions? Hum?
Soru yok.
- Incontestablement.
Başka soru yok.
Pas de questions!
Zorlamak yok, soru yok.
Ne forcez rien, pas de questions.
Başka soru yok, Kaptan.
Pas d'autres questions, capitaine.
- Soru yok mu?
- Pas de questions?
- Sanırım başka soru yok, değil mi?
- Plus de questions?
- İzle ilgili bir soru yok mu?
- Aucun doute sur le sillage?
- Şimdi soru yok.
- Pas de questions.
Soru yok, bir tane seç işte.
Pas de questions, prenez-en juste un.
Johnnie Gallegher hizmetinizde, bayan ama soru ve müdahale yok.
Rappelez-vous... pas d'intervention.
Kızmana gerek yok. Sadece soru sordum.
Te fâche pas, c'était rien qu'une question.
Sana kişisel bir soru sormamın mahsuru var mı? - Hayır yok, sor hadi.
Puis-je te poser une question indiscrete?
Artık soru sorulmadan konuşmak yok.
Ne parlez que si l'on vous interroge.
Soru sormak yok, demiştik.
Nous avions dit : pas de questions.
Soru sormak yok.
Ne pose pas de question.
Soru sormaya yetkim yok. Senin gibi emirleri uygularïm.
Je ne pose pas de questions, je suis les instructions, comme vous.
Soru sormak yok. Sadece çeyreklik viski.
Pas de questions.
Soru sormaya gerek yok ki!
Les questions sont inutiles.
Bence daha fazla soru sormanın gereği yok, efendim.
Je pense qu'il serait inutile de poser d'autres questions.
Söylediklerimi sakın unutma — Soru sormak yok.
Souviens-toi : pas de questions.
Sana soru sormaya hakkı yok.
Il n'a pas le droit de nous interroger.
Sana soru sormaya hakkı yok!
- Vous n'avez pas le droit de vous interroger.
Soru yok.
- Encore mieux.
Ziyaretçiler soru soramaz diye bir yasa yok.
Les visiteurs ont bien le droit de poser des questions.
Ben tek soru sordum, cevap yok.
Et vous ne m'avez pas répondu. Pourquoi?
Baskı yok. Soru sormak yok.
- Pas de pression ni de questions.
Soru sormak yok!
Pas question!
Mahkemede söylediklerime ekleyecek bir şeyim yok. Bir soru daha sormak istiyorum.
Je n'ai rien à ajouter à ce que j'ai dit au tribunal.
Bu gece soru sormakta sınır yok. Ya cevaplamakta?
Toutes les questions sont permises, cette nuit.
Sadece birkaç soru soruyorlardı, başka bir şey yok.
Elles posaient juste quelques questions, rien de plus.
Her ne kadar delinin peşinden çöle gitmeyi denediğine göre bunun duruma bir faydası yok ve soru hâlâ geçerli değil mi?
De toute façon, puisqu il a préféré se lancer dans le désert... à la poursuite d'un pauvre fou inutile...
Soru sormak yok.
Ne posez pas de questions.
Daha fazla soru sormazsan yok.
- Si vous ne posez plus de questions.
Artık soru sormak yok.
Plus de questions.
Piccolo'ya soru : "Karşıt ajan yok edildi mi?" Onaylatın.
Question pour Piccolo : confirmez élimination de l'agent ennemi?
Soru yok.
Non!
Soru sormak ve ısrar etmek yok.
Pas de questions et n'essayez pas de me faire changer d'avis.
Soru sormuyorum. Israr yok.
Pas une seule question, c'est promis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]