Vaktiniz var mı tradutor Francês
220 parallel translation
Biraz vaktiniz var mı?
Vous n'êtes pas pressés?
- Birkaç kadeh birşeyler içmeye vaktiniz var mı?
- Avez-vous le temps de déjeuner?
- Biraz vaktiniz var mı?
- Vous avez un moment?
Özür dilerim, vaktiniz var mı?
Excusez-moi, auriez-vous un moment?
Vaktiniz var mı?
Viens par ici, s'il te plaît.
Vaktiniz var mı?
- Avez-vous le temps?
Vaktiniz var mı?
Vous serez libre?
- Doktor Donovan, vaktiniz var mı?
- Dr Donovan, vous avez un instant?
Vaktiniz var mı şimdi kutsal peder, yoksa akşam duasından sonra mı geleyim?
éouvez-vous m'entendre, mon père?
Vaktiniz var mı? Mümkünse içeri girebilir miyiz?
Il a disparu depuis la mort de ma belle-mère.
Mola verecek vaktiniz var mı? Bir şeyler yiyelim mi?
Vous pourriez pas la boucler jusqu'au prochain resto?
BAyım, bayım! Vaktiniz var mı?
Monsieur, monsieur!
Vaktiniz var mı?
Vous avez le temps?
Biraz vaktiniz var mı?
Accordez-moi une seconde.
Bunun için vaktiniz var mı?
Vous pourriez me dire l'heure?
Hiç boş vaktiniz var mı?
Vous avez un peu de temps libre?
- Vaktiniz var mı?
- C'est possible?
Farmakolojiyle ilgilenecek vaktiniz var mı diye merak ediyordum...
Vous en avez fini avec ma trousse à pharmacie?
Hey bayım... vaktiniz var mı?
Monsieur... vous avez l'heure?
Vaktiniz var mı kutsal peder? Yoksa akşam duasından sonra mı geleyim?
Avez-vous un instant de loisir, mon père, ou dois-je revenir après la messe?
- Peder, vaktiniz var mı?
- Vous avez une minute?
- Dr. Greene, vaktiniz var mı?
- Dr Greene, vous avez une seconde?
- Mark. Kerry. Vaktiniz var mı?
- Vous avez une minute?
Dr. Greene, vaktiniz var mı?
Vous avez une minute?
- Dr. Weaver vaktiniz var mı? - Elbette.
- Dr Weaver, vous avez une minute?
Kahve içmek için vaktiniz var mı?
Si on allait prendre un café?
- Vaktiniz var mı?
- Vous avez un instant?
Doktor, vaktiniz var mı?
Doc, vous avez une minute?
İkinizi de yakaladığıma sevindim. - Vaktiniz var mı?
Ah, content de vous trouver.
Çocuklar, vaktiniz var mı?
Vous avez une minute?
Biraz vaktiniz var mı?
Est-ce que vous avez du temps?
Vaktiniz var mı?
Vous avez une seconde?
Bir fincan kahve içecek vaktiniz var mı?
- Vous avez le temps de boire un café?
Vaktiniz var mı?
Vous avez un moment?
Benimle konuşmaya biraz vaktiniz var mı?
Vous avez un moment?
Vaktiniz var mı?
- Vous avez une minute?
Biraz vaktiniz var mı?
Vous avez une minute? - Oui.
Bir şeyler içmeye vaktiniz var mı?
Vous avez le temps d'un verre? - Non.
Vaktiniz var mı?
Ici, Michael Vaughn.
- Kahvaltı için vaktiniz var mı?
- Vous avez le temps pour un p tit dèj?
Biraz vaktiniz var mı?
- Oui.
Bay Gubler, ne yaptigima bakmak için vaktiniz var mi?
M. Gubler, vous pouvez regarder ce que j'ai fait?
Gün batımına kadar vaktiniz var.
Vous avez jusqu'à ce soir.
Dersiniz hakkında konuşmak için vaktiniz var mı?
On peut discuter du cours?
Vaktiniz var mı?
Vous avez une minute?
Biraz vaktiniz var mı?
Vous avez un moment?
Biraz vaktiniz var mı?
Vous auriez un moment?
Vaktiniz var mı efendim
Vous pouvez m'accorder une minute?
Bayan Branson, vaktiniz var mı?
Mrs Branson, vous avez une minute?
Mamutları görmek için vaktiniz var mı?
Aurez-vous le temps de voir le mammouth?
- Vaktiniz var mı?
J'étais sur le point de m'en aller.