Ya kız tradutor Francês
7,184 parallel translation
Peki, ya kız?
Raconte-moi.
Peki ya kızın?
Et ta fille?
- Peki ya kızınız?
- Et votre fille?
Peki ya kız?
Et la fille?
Yükü jeneratörden Barry'nin vücuduna kısa devre olmadan aktaracak bir aracıya ihtiyacımız var.
On a besoin de quelque chose qui peut transmettre la charge du générateur au corps de Barry sans perte d'énergie.
Belki ilk arabası kırmızıydı ya da annesi hep kırmızı ruj sürmüştür.
Peut-être que sa première voiture était rouge ou que sa mère portait toujours un rouge à lèvre.
Quinn. Aradığınız numara ya değiştirilmiş ya bağlantısı kesik ya da artık kullanımda değildir.
Le numéro que vous avez demandé n'est plus en service.
Aradığınız numara ya değiştirilmiş... ya bağlantısı kesik ya da artık kullanımda...
Le numéro que vous avez demandé n'est plus en...
Adalet Bakanlığı'nda beraber çalıştığın adam birdenbire S.P.K'ya geliyor ve hemen peşimize düşüyorsun. Buna inanmamızı mı bekliyorsun? Ve bunlar bir tesadüf öyle mi?
Vous pensez nous faire croire que la personne que vous avez trouvé au département de la justice arrive à la commission, et que le fait que vous commencez à nous poursuivre juste après ça est une coïncidence?
Kızım var ya, D bloktaki Johnny Mack'e gitmelisin.
Oh, tu devrais aller voir Johnny Mack au bloc D.
Ya Saul Berenson bu elçiliğe sessiz sedasız geri getirilir ya da Pakistan'a yaptığımız 2 milyar dolarlık yardım paketini yeniden değerlendirmeye alırız.
Soit Saul Berenson est remis à l'ambassade rapidement et sans heurt, soit les deux milliards d'aide annuelle au Pakistan sont remis en question.
Bana babanla beraber çatıya çıkıp yıldızlara baktığınızı söylemiştin.
Tu m'as dit que vous montiez sur le toit pour regarder les étoiles.
Yalnız kalmak için çatıya çıkıyorum.
Pour être seule, je dois monter sur le toit :
Helen annesine söylemiş, o da Miranda'ya Miranda da Ekvador'daki kız kardeşine.
Elle l'a dit à sa mère, qui l'a dit à Miranda. Qui l'a dit à sa sœur en Équateur.
Ya kırmızı olursa?
Et le rouge?
B. Bu gece sahneye çıkmak istemiyordum. Ne yazık ki Stanley bütün birikimimizi kısmi ücretsiz oyunlar yüzünden Kanada'ya kaptırdı. Dolayısıyla bızırını ovalayan birisi varsa, o da Stan'dir.
et B : je ne voulais pas faire de prestation ce soir, mais Stanley a donné tout notre argent au Canada par le jeu freemium donc si quelqu'un a frotté son clito, c'était lui!
Ya da kız kardeşin seni babanla bırakıp terk ettiğinde intihar etmeni önlemediğimi?
Ou que je t'ai éloigné du suicide quand ta soeur t'a laissé seul avec lui?
Tamam, bakın, bu akşam hepimiz söylediğimizden ya da yaptığımızdan pişman olacağımız şeyler yaptık.
Ok. Je crois qu'on a tous dit ou fait des choses qu'on regrette ce soir.
Kızı ya da oğlanı kollarıma alacağım. Söz veriyorum.
Je le ou la tiendrai... dans mes bras.
Mavi giyecektim ama Elliotlar'ın mavi giydiğini duydum Bu yüzden bende kırmızıya karar verdim.
J'allais mettre du bleu, mais j'ai entendu dire que les Elliot portaient de bleu, donc je me suis décidée pour du rouge.
Ya da birinin o kızı uçurumdan neden ittiğini çözmeye çalışıyordu.
- Ou alors, il essayait * de découvrir pourquoi ils ont balancé la fille dans un ravin.
En azından Hermione ya da Ginny gibi bir kız olabilirdin.
Tu pourrais au mois être en fille, comme Hermione ou Ginny.
Hayır, kurbanın 10 yaşındaki kızı Rachel Barnes yatıya kalmadan döndüğünde bulmuş.
Non, c'est Rachel Barnes, la fille de la victime âgée de 10 ans. quand elle est rentrée d'une soirée pyjama.
Gardımızı düşürmemizi istemiyorum, tekrar saldırıya uğramak istemiyorum. Boston'da olduğu gibi Anderson insanlar vatandaşlık özgürlüklerinden feragat etmeye hazırlar. İnsanlar...
Comme on l'a vu à Boston, les gens sont prêts à sacrifier leurs libertés civiles.
Ingrid neden ona ya da kız kardeşine ne olduğunu benden saklasın ki?
Pourquoi Ingrid ne m'a pas dit ce qui se passait, qu'elle avait une autre soeur?
Ya da o senin kız kardeşin olmasına rağmen olduğumuz şeyi kabullenemedi ve tam da söylediğim şeyi yaptı.
Ou elle est ta sœur et elle ne pouvait pas supporter ce que tu... nous... sommes, et elle l'a fait exactement comme je le dis.
Beni karanlık tarafa geçirip kız kardeş, kanka ya da onun gibi bir şeyin yapmak...
Tu veux m'attirer du côté obscur et être ta... soeur-pote-quelque chose ou peu importe.
Sen olağan dışı bir DNA'ya sahip bu kızı harika bir şekilde yetiştirdin.
Tu as fais un travail fantastique en élevant une fille qui a été doté d'un ADN extraordinaire.
Ya da artık sınırsız.
Ou pas.
Tanığımız işe yaramaz biri, ya çalınan taşları bulmalıyız ya da hırsızlık yaptığı aletleri.
Notre témoin est inutile donc on a besoin soit de retrouver les germes volés ou de trouver l'arme du crime.
Bana "kızım" ya da "Bayan Grey" diye seslenirlerdi.
Ils m'appelaient "la fille" et "Mlle Grey".
Sonra bizi ülkemize geri yollarlar. Orada açlıktan ölürüz ya da fahişelik yapmak zorunda kalırım. Ya da daha kötüsü kızıma fahişelik yaptırırlar ve kimse de ağzını açıp bir şey diyemez.
Ensuite ils nous renvoient dans un pays où on meurt de faim où... je devrais me prostituer, ou pire, ils en feront une prostituée, et personne ne dira rien.
Artık hepimiz kendimizi olduğumuz gibi görmeye başlamalıyız zaten. Olmaya çalıştığımız ya da başkalarının olmamızı istediği insanlar gibi değil. - Doğru.
C'est le moment de commencer à nous voir vraiment pour ce que nous sommes vraiment, pas pour ce que nous essayons d'être ou pour ce que les autres veulent que nous soyons.
Enerji izi ya da kızılötesi ışınlar, hareket dedektörü...
Une signature énergétique ou infrarouge, un détecteur de mouvement, je...
Kırmızı ya da beyaz?
Rouge ou blanc?
Ben sizin süper kahramanınız değilim,... Bay Elfman. İnsanlık üzerine olan inancınızı tekrar kurmak için başka birini bulmak isterseniz, benim ya da kendi zamanınızı boş yere harcamayın.
Je ne suis pas votre héroïne, si vous cherchez quelqu'un pour restaurer votre confiance en l'humanité, ne perdez pas mon temps ni le vôtre.
Buradaki çalışanlardan biriyle takılmaya gitmiştir, kırmızı bandanaları olanlar var ya.
Pour aller où? Elle a probablement rejoint un des employés du ranch. Les hommes avec un bandana rouge.
Peki ya küçük kız?
Et la petite fille?
Ya disleksik kız kardeşine okumayı öğrettiyse? Bunu bilemem.
Imagine qu'il ai appris à lire à sa sœur dyslexique?
- Ya orada kapana kısılacağız ya da burada öleceğiz.
Soit on est acculés en haut, soit on est mort en bas.
Ya bir gün dost yapay zekamız kıtlık sona ersin diye gezegendeki yeterli gördüğü sayıda insanı öldürmeye karar verirse?
Et si une IA sympathique décidait d'éliminer la faim dans le monde en tuant assez de gens pour enrayer à jamais la pénurie alimentaire?
- Sana bazı sorularımız var. Cevaplarına göre ya bütün gün orada yatacaksın ya da Guantanamo'daki bir deliğe tıkılacaksın.
Nous allons te poser quelques questions, et tes réponses vont déterminer si tu vas ou non rester allongé ici toute la journée ou si tu vas être expédié dans un trou perdu à Guantánamo.
- Tabii ya, o kızıl ben...
Parceque..
Ya da tüzel bir "bir zamanlar ortadan kalkmış ikinci amca kuzen kız kardeş" mi demeliyim?
Ou devrais-je dire une même entreprise "second ( e ) oncle, cousin, sœur, enlevé une fois?"
Kız kardeşin, ya da hepiniz...
Une sœur, et vous...
Kuaförümün kuzenin yeğeninin kızı Idaho'dan Doğu Indiana'ya geldi bu yüzden henüz kimseyi tanımıyor. Onu arayıp bir merhaba demenin iyi olacağını düşündüm.
La fille de la nièce de la cousine de ma coiffeuse vient d'Idaho, elle vient d'entrer à l'université East Indiana, donc elle connaît personne, ce serait sympa que tu l'appelles.
Ya da belki kızımıza herkesin içinde tonlarca istemediği hediyeler vermiştir?
Ou peut-être des tonnes de cadeaux pour se déclarer à notre fille?
Bu arada Sophie, ahır ve salak kıyafetler giyme olayımız var ya?
- C'est ton cadeau de Noël.
Ya da kurbanımız uslu durmak yerine yaramazlık yapmıştır.
Ou... notre victime était méchante au lieu de gentille.
Ben sadece... Biliyorsun işte. Bak, mükemmel bir anne olamadığımın farkındayım ama öyle ya da böyle, iki harika kız yetiştirdim.
Mais j'étais... tu vois. je me suis retrouvée avec deux gamines extra.
Ya da, pijamalarıyla mahallesinde gezinen kızın birini yakalayıvermiştir.
Ou il s'est juste emparé d'une fille qui traînait près de chez lui habillée en pyjama.
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızın 46
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşi 30
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kardeşin 28
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız arkadaşın mı 34
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kardeşin 28
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız arkadaşın mı 34