Yakaladım tradutor Francês
9,980 parallel translation
Yakaladım.
Pigé.
Janson, onları yakaladım.
Vraiment? Janson, je les attraper.
Adamı yakaladım demiştin, yalan mıydı?
C'était pas vrai que t'avais eu le type?
Karanlıkta ellerimle yakaladım ve onu yere çarpmaya başladım.
Je l'ai attrapé et je l'ai écrasé avec les doigts.
Jean'la bir şey oldu. Onu yatağımda iki sürtükle yakaladım!
j'ai surpris Jean-René avec 2 putes dans mon lit!
Aha yakaladım seni, orospu çocuğu.
Je t'ai, fils de pute.
Bize bağırdı, " Onu yakaladım!
Alors, il crie, "eh, eh, je l'ai eu! Je lui ai botté le cul!"
Annemi öldüren adamı yakaladım. Ama bunu yapınca, dünyamızı yeni tehditlere karşı açık hale getirdim. Bu tehditleri engelleyebilecek kadar hızlı tek kişi ise benim.
J'ai pourchassé l'homme qui a tué ma mère, mais ce faisant, j'ai ouvert la porte à de nouvelles menaces, et je suis le seul assez rapide pour les arrêter.
Yakaladım da.
Et je l'ai fait.
Griffin'i başka birini becerirken yakaladım.
Je viens de surprendre Griffin baisant quelqu'un d'autre.
İşte yakaladım seni Ghost.
Je te tiens, Ghost.
- Yakaladım onu.
- On dirait bien. - Le voilà.
Bir gece kulüpten çıkarken yakaladım adamı.
Je l'ai choppé à la sortie d'un club, une nuit.
Coulson, May, onu yakaladım.
Coulson, May, je l'ai eue.
- Yakaladım onu.
Je l'ai.
Ölümcül bir hızla düşerken seni yakaladım.
Je t'ai rattrapé alors que tu tombais à vitesse grand v.
Yakaladım, yakaladım sıradakini.
Je l'ai. Suivant.
O yemek asansörünün içinde genç bir kadının onurunu kirletmek isteyen kaç davetsiz misafir yakaladım, biliyor musunuz?
Savez-vous combien d'intrus j'ai trouvés dans ce monte-charge, prêts à corrompre des jeunes filles?
Defalarca bu kutsal yere erkek sokmaya çalışan kadınlar yakaladım.
J'en surprends souvent qui font entrer des hommes en douce.
Sen Nobu'nun adamlarıyla uğraşırken arabada yakaladım onu.
J'ai rattrapé le van pendant que tu t'amusais avec les hommes de Nobu.
Senin adamlarından birini laboratuvarımda yakaladım.
J'ai attrapé un de tes hommes dans mon labo. Jose Ramse?
Sanırım onu yakaladım.
J'crois que je l'ai eu.
Adamı zayıf noktasından yakaladım.
Allez! Je l'ai mis dans une situation compliquée.
Paraya ihtiyacım vardı, bir fırsat yakaladım.
J'avais besoin d'argent, j'ai vu une occasion.
"Edward Sawhands. *" i yakaladığımız zaman daha iyi nefes alabileceğim.
Je respirerai mieux quand on aura attrapé "Edward aux mains d'argent".
Seninle sohbet etmek inan ki çok hoşuma gider Alana fakat beni ters bir zamanda yakaladın.
Il n'y a rien qui me plairait plus que de parler avec vous, Alana, mais vous m'appelez au mauvais moment.
Ya da onu yakaladık ama hafızalarımızı sildi.
ou nous l'avons déjà capturé, mais il a juste effacé ça de nos mémoires.
Ayrıca atacağım bir sonraki adım konusunda anlaşma fırsatı yakaladığımıza da sevindim.
Et je suis content que nous soyons d'accord sur la prochaine étape.
Beni yakaladı. Ve aklıma gelen onu durdurabilecek ilk şeyi yaptım.
Il m'a attrapé et j'ai pensé à la première chose qui pourrait l'arrêter.
O piç kurusunu yakaladığımızda kameralara iyi görünmek istiyorum.
Je voulais être sur mon 31 pour les caméras, quand nous arrêterons cet enculé.
Sanırım şu yakaladığımız hırsızla ilgili.
Je pense que c'est à propos de ce voleur qu'on a attrapé.
Onları yakaladığımızda bagajda onları silah suçundan yatıracak kadar silah bulduk.
Quand ils sont partis, nous avons trouvé assez d'artillerie lourde dans le coffre pour tous les incarcérer pour port d'arme.
Beni yine yakaladın.
Tu m'as eu, encore une fois.
- Sonunda az da olsa bir ivme yakaladığımızdan bahsediyorum.
Je parle du fait que nous avions enfin commencé à prendre un peu d'élan.
- Yakaladınız mı? - Yok.
Ah, non.
- Beni kıskıvrak yakaladın.
- Vous m'avez coincé sur le fait.
Katili yakaladınız mı?
Tu as attrapé son tueur?
Alvarez kaçak İtalyan takımları satan birkaç adam yakaladı ve takım elbiselerden birisi kanıt odasına giderken dolabıma düşüvermiş.
- Ne t'inquiète pas. Alvarez a choppé des gars qui faisaient de la contrebande de costumes italiens. la semaine dernière, et quelques uns sont tombés dans mon casier durant leur trajet vers la salle des preuves.
Sen yanlış kişiyi yakaladığımızı kanıtladın.
Vous avez prouvez qu'on avait le mauvais homme.
Katili yakaladığımı düşündüm.
J'ai cru qu'on l'avait.
Sadece adamı yakaladığımızı söylemek istedim.
Je voulais juste dire que nous l'avions.
Beni o kadar hazırlıksız yakaladın ki bir daha hastaneye gidebilir miyim bilmiyorum.
Je ne sais pas si je vais jamais revenir dans un hôpital après que vous m'ayez pris de court comme ça.
- Tamam, tamam. Yakaladın mı?
- Tu l'as?
Yakaladın.
Tu m'as eu.
Beni meşgulken yakaladılar!
Ils m'ont attachés!
Şeytan'ın tutarsız olduğuna dair yakaladığım herkesle uzun uzadıya konuşmaya istekli olduğum bir düşüncem vardı.
J'avais l'idée, et j'étais plus que prêt à en parler longuement avec ceux que je pouvais coincer, que le diable était sans importance.
Beni yakaladıkları sırada kaçmıyordum.
Quand ils m'ont attrapé en train d'espionner, je n'ai pas essayé de fuir.
Batı 7'nin sonunda seni yakaladığını sanmıştım.
Je pensais ca... Peut être que le West 7 t'as finalement eu.
Şu anda seni yakaladığım gibi.
La même que celle où tu te trouves maintenant.
Yakaladım seni.
Je t'ai eu.
Seni yakaladığım iyi oldu.
J'espérais te voir.
yakaladım seni 179
yakaladım sizi 16
yakaladım onu 60
yakalandın 36
yakalayacağız 17
yakalandı 21
yakalayacağım 23
yakalandım 32
yakala 462
yakaladık 100
yakaladım sizi 16
yakaladım onu 60
yakalandın 36
yakalayacağız 17
yakalandı 21
yakalayacağım 23
yakalandım 32
yakala 462
yakaladık 100
yakaladı 27
yakalandık 16
yakaladın 24
yakalayalım 28
yakalayın 546
yakaladılar 18
yakala beni 35
yakalanacağız 19
yakala onu 288
yakalayacağım seni 20
yakalandık 16
yakaladın 24
yakalayalım 28
yakalayın 546
yakaladılar 18
yakala beni 35
yakalanacağız 19
yakala onu 288
yakalayacağım seni 20